‘Ha gayret, bir  ittiriverelim’ havası estiriliyor muhalefet için. 
Son bir gayretle, son bir çabayla, son bir nefesle  muhalefete can vermeye, ruh üflemeye soyunanlar var.
Yok’ları birleştirip var etme çabası gibi nafile bir uğraş…
Kendileri de biliyorlar aslında Türkiye’nin bir muhalefet sorunu olduğunu…
Muhalefet etmenin bir fikir, siyaset ve ideoloji; iktidara  talip olmanın ise bir vizyon, heyecan ve umut gerektirdiğini…
‘Kim olursan ol yine  de gel’ söylemini muhalefet için kullananlar gönüllü ‘ittirici’  pozisyonundalar…
Muhalefet cenahının işi çok karışık.
Büyük partiler  bölünüp küçülürse ne olur, küçük partiler birleşip büyürse ne olur?
Dışarda gibi görünüp  içerde olanla içeri girerse ne olur, içerde gibi görünüp de dışarda olanlar  dışarı çıkarsa ne olur?
İçerdekiler içerde,  dışardakiler dışarda kalarak seçime gidilirse ne olur?
Dışarda kalıp içeriye  oy taşıyanlar artık taşıyamazsa ne olur, dışarda kalıp içeriye oy taşıyacağı  varsayılan yeni partiler içeriye oy taşıyamazsa ne olur?
Kim içeride kalacak, kim dışarıda kalacak belli değil.
Muhalefetin hali karmaşık havuz problemi gibi. 
Hatta Nasrettin Hoca’nın ‘peşin paraya gülmek’ fıkrası gibi. Çitleri diktiler koyunların  takılıp da bırakacağı yünleri toplayın, dokuyup satmayı bekliyorlar.
Hatta daha beteri, göle  maya çalmak gibi. Bütün umutlar ‘ya tutarsa’ya kalmış…
Aslında siyaset mühendisliğine soyunanlar bu tür çabalardan  uzun vadeli, kalıcı ve sahibi bir yapı oluşturulamayacağını çok iyi biliyorlar.
Beş benzemezden tutarlı bir blok oluşturamaz, oluşturulsa da  çok kırılgan olur.
İktidar koalisyonları nasıl farklı zihniyetler, ideolojiler,  siyasi görüşler arasında uzun ömürlü olamazsa, muhalefet koalisyonları da  böyledir. 
Kırılgan iktidar ittifaklarının üretemediği motivasyonu, kırılgan  muhalefet ittifakları üretemez. 
Sırf karşıtlık, husumet, nefret üzerinden muhalefet ateşini  parlatmaya çalışanlar saman alevinden öteye gidemezler.
Fikir çatışması,  çıkar çatışması, temsil çatışması yaşayan siyasi partilerin birlikte yol  yürümesi çok sorunlu olur.
Her kriz çıktığında bir araya gelip açılan yerleri  yapıştırmaya çalışırlar ama her bir araya gelmeleri yeni krizler çıkarıp  tutkalı daha da gevşetir.
Bir arada olup bir aradaymış gibi görünmemek, ayrıymış gibi  durup birlikte hareket etmek zor iştir.
Siyasi muhalefetin  ana motivasyonu iktidar olmaktır, iktidarı devirmek değil.
Sırf iktidarı devirmek hedefiyle seçmenlerini mobilize  etmeye çalışan partiler yıkıcı muhalefet çizgisine hapsolurlar.
Erdoğan düşmanlığı  üzerinden muhalefet bloğu oluşturmaya çalışmak siyasi bir düşünce değil,  kişisel kapris ve çekememezliktir.
Bu kadar sorunlu bir alanı ‘ha gayret’ dolduruşlarıyla  muhalefet bloğuna dönüştürebilmek mümkün değildir.