Partilerin seçim beyannameleri oldukça uzun. Seçim beyannamesini CHP 228 sayfa, MHP 268 sayfa, AK Parti 288 sayfa, HDP 51 sayfa halinde kamuoyuna sundu.
Beyannameleri seçmen okuyor mu bilmiyorum ama ben milletvekili adaylarının bile okuduğundan emin değilim.
Seçmen bu beyannameleri okumaktan ziyade partilerin kendilerine sunduğuyla iktifa ediyor.
Ben daha önce de yazdığım gibi beyannameleri önemsiyorum. Partilerin adaylarıyla değerlendirildiği kadar beyannameleriyle de değerlendirilmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum.
Adaylar belki bir miktar oy kazandırır ama partinin iktidar olması halinde adayın parti programına uymaktan başka tercihi olmayacağı için program daha önemlidir.
Beyannamelerin hükümet programına dönüştüğünü hatırlatmama herhalde gerek yok.
***
Ben bugün biraz HDP seçim beyannamesinden bahsetmek istiyorum. Tabi onlar Seçim Bildirgesi demişler. HDP bildirgesi sayfa itibariyle en kısa ama vaatler itibariyle en dikkat çekici olanı.
Hayvan haklarından çevre sorununa kadar hemen her meselede görüş bildirmiş olan HDP bildirgesi diğer partilerden farklı kimi cesur çıkışlar içeriyor.
***
Mesela HDP başkanlık sistemine şiddetle karşı çıkıyor sonra da DEMOKRATİK ÖZERKLİK VE YEREL DEMOKRASİ ara başlığıyla dünyada benzeri olmayan yeni bir siyasi sistem önerisi getiriyor. Taha Akyol bu sistemi Kaddafi’nin Cemahiriye’sine benzetmiş ama aslında ona da tam olarak benzemeyen bir garip düzen.
İşin garibi AK Parti’nin dünyada başarılı örnekleri bulunan başkanlık teklifini yerden yere vuranlar bu garip sistem hakkında tek kelime etmiyorlar!
***
Bildirge KÜRT SORUNU VE ÇÖZÜM SÜRECİ başlığı altında “HDP, bu sürecin bir aşaması olarak Dolmabahçe Mutaba≠katı’nda açıklanan 10 maddeyi, çözümün ilkesel çerçevesi olarak kabul eder” cümlesiyle özetlenecek bir vaatte bulunuyor.
HDP bu bölümde “Partimiz, her koşulda silahsız çözüm ve demokratik siyase≠ti savunacak” diyerek makul bir yaklaşım sergilerken hemen peşinden terör eylemlerini meşru bir savaş olarak nitelemekte ve savaş tazminatından bahsetmektedir!
Terörle mücadele yasasının ve birimlerinin ilga edileceğini vaat etmesi de terör hakkındaki yaklaşımını ele vermektedir.
***
Bildirge VİCDANİ RED HAKKI’nı yasalaştırılmasını vaat ederek diğer partilere fark atıyor.
Öteki partilere fark attığı bir diğer alan da LGBT’lilere verdiği vaat. (LGBT, “lezbiyen”, “gey”, “biseksüel” ve “transgender” kelimelerinin baş harfleridir. 1900’lerden itibaren kullanılmaya başlayan “LGBT”, eşcinsel hakları mücadelesinde kullanılan çatı kelimedir.)
“HDP, LGBTİ’lerin tanınma so≠rununu önemli bir problem olarak görerek eşit yurttaşlığı anayasal güvence altına alacak adımları gerçekleştirecek ve bununla birlikte homofobik ve transfobik toplumsal kültürün dönüşümü yönünde yürütülen mücadeleyi geliş≠tirecek.”
***
HDP’nin bir diğer farklı çıkışı da GEÇMİŞ VE HAKİKATLERLE YÜZLEŞME başlığı altında ele aldığı soykırımların itirafıdır.
Tarihte yaşanmış soykırım ve benzeri olayların araştırılması için Hakikat Komisyonları kurmayı vaat ediyor.
HDP’nin bu vaadiyle başta sözde Ermeni soykırımı gibi Türkiye’yi uluslararası platformlarda köşeye sıkıştırmaya çalışan kimi lobileri sevindirdiğinin farkında olmaması düşünülemez.
***
Dış politika vaatlerini okuyunca da Ermenistan meselesinden Filistin sorununa Kıbrıs meselesinden AB müzakerelerine kadar farklı bir metin görüyorsunuz.
Ama bunları yazan HDP olunca satır aralarında farklı manalar aramadan edemiyorsunuz.
Mesela bildirge diyor ki: “HDP, başta Ortadoğu olmak üzere, tüm dünya halklarının kendi siyasi geleceklerini özgürce belirlemeleri ve halkların kendi kendilerini yönetecekleri demokratik, eşitlikçi ve öz≠gürlükçü bir yönetim anlayışını geliştirmeleri ve uygulama≠ları için çalışacak.”
Bu cümle Suriye ve Irak bölünebilir, buralarda Kürt devletleri oluşabilir, ilerde aynı durum Türkiye için de geçerlidir şeklinde pekala yorumlanabilir!
Nedense bu cümle zihnimde Demirtaş’ın “Hedefimiz Birleşik Kürdistan’ı kurmaktır” söylemini çağrıştırdı.
Sizce?