Helal olsun MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye…
Cumhur İttifakı’na yönelik son derece ilkeli, tutarlı, samimi, fedakâr ve hamiyetperver bir yaklaşım  sergiliyor.
Bu anlayışı, sadece bir siyasi ittifaka veya partiler arası işbirliğine  yönelik bir bakış açısı olarak görmemek gerekir. 
Bunu, Türkiye’nin içinden geçtiği süreç ve ülkenin geleceği  açısından bir siyasi duruş olarak algılamak daha doğrudur.
Türkiye’de ne  koalisyonlar olmuş, hükümetlerin ömrü aylarla, bakanların ömrü haftalarla ifade  edilmiştir. 
Türkiye’de ne seçim  ittifakları olmuş; şaibeler, menfaat kavgaları, koltuk çekişmeleri yaşanmıştır.
Son seçimlerde CHP’nin başını çektiği oluşum gibi ne  ittifaklar olmuş, siyasi efkârı, ideolojisi, tabanı, hedefi hiç uyuşmayan  partiler bir araya gelmiştir.
Cumhur ittifakı ise ne  bir iktidar koalisyonudur, ne salt bir seçim ittifakıdır.  Cumhur İttifakı Türkiye ortak paydasında, bir  değer ve ideal birlikteliği, bir milli mutabakat zeminidir.
Türk siyasetinde ittifaklar deyince ‘seçim’ ve ‘sistem’  odaklı ittifaklar anlaşılır. 
Seçim ittifakları daha dönemsel, daha partisel, daha  özel-amaçlı ittifaklardır. Sistem ittifakları ise daha uzun vadeli, daha paradigmatik,  daha umumi-amaçlı ittifaklardır.
Seçim ittifakları oy hesaplarına, seçimden beklenen fayda ne  ise (barajı geçmek, daha fazla milletvekili veya belediye başkanı kazanmak,  iktidar ortağı olmak, oyunu artırmak gibi) onu sağlamaya yöneliktir.
Sistem ittifakları ise siyasetin ve ülke yönetiminin temel  paradigmasını değiştirmeye yönelik bir işbirliği ortaya koyar.
Cumhur İttifakı salt  bir seçim veya sistem değişikliği ittifakı olarak görülemez, bu ikisini aşan  bir anlam derinliğine sahiptir.
Karşılıklı yarar esasına dayanan ittifakların ötesinde; ittifakı  yapanların yararını aşan, daha üst amaç ve hedefleri olan, daha umumi fayda ve çıkara dayanan ittifaklar  parti ittifakı değil milli siyaset ittifakı olarak görülebilir.
Cumhur İttifakı 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra bir milli mutabakat zemini olarak  doğmuştur. 
CHP’nin başını çektiği ittifakın böyle bir ‘ortak gelecek tasavvuru’na veya ‘ortak değerler dünyası’na sahip olduğu  söylenemez. Sadece parti menfaatlerine odaklanan bir ittifakın Cumhur  İttifakı’nın taşıdığı siyasi anlamı taşıması mümkün değildir. 
Cumhur İttifakı’nın dayandığı  işbirliğinin amacı baraj geçmek, seçim kazanmak, partileri ileriye taşımak  değil; ülkenin bugününü ve yarınını kurtarmaktır.
Değer zemininde yapılan ittifaklar kalıcı, tutarlı, ilkeli, siyaset kurucu ittifaklardır. 
Menfaat zemininde yapılan ittifaklar ise geçici, kırılgan, siyasi çürümeyi besleyen  ittifaklardır.
Cumhur İttifakı AK  Parti veya MHP’nin sadece iç siyasete yönelik duruşunu değil, Türkiye’nin  dünyaya karşı milli duruşunu önceliyor. 
Darbeci-vesayetçi  anlayışa karşı, PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerine karşı, küresel emperyalist  güçlere karşı; yani hem iç ve dış tehditlere karşı hem de daha demokratik  ve müreffeh bir Türkiye ideali için işbirliğini esas alıyor.
Devlet Bey’in bugün Türkiye’nin gündeminde olan ekonomiden  dış politikaya, askeri harekâtlardan salgınla mücadeleye kadar her konuda milli  hassasiyeti ve ittifak ruhunu yansıtan tavırlar sergilemesi herhangi bir  partinin değil Türkiye’nin menfaatinedir. 
Türk siyasetinde birçok ittifakın veya koalisyonun makam-mevki, bireysel menfaat, partisel  fayda merkezli olması bir yozlaşma ve değersizleşme üretmiştir.
Kamusal faydayı,  ülkesel çıkarı, milli menfaati, değer odaklı hedefleri merkeze alan  anlayışlar ise siyasi kaliteyi  yükseltmiştir.
Cumhur İttifakı bileşenlerinin bu zaviyeyi koruyarak  yoldaşlık yapmaları çok anlamlıdır.