Amerika'nın İsrail ile el ele atladığı Gazze bataklığından çıkmasının tek yolu Netanyahu'yu kurban etmek.
Amerika bu gerçeğin farkında ve bütün oyunu bunun üzerine kuruyor.
Ancak Amerika'nın gördüğü bu gerçeği birileri daha görüyor.
Netanyahu...
Tuzak Kurulu...
Katil Netanyahu Amerika'nın "B" planına geçtiğini ve saplandığı bataklıktan kurtulmak için faturayı kendisine kesip çıra gibi yakacağını çok iyi biliyor.
O halde bir şeyler yapmalı.
Netanyahu'nun kendisinin sonunu getirecek bu planı bozması için izleyeceği iki yol var.
Tuzaktan kurtulmak için ya Netanyahu Gazze'de bir başarı hikayesi yaratacak, ya da savaşı tüm bölgeye yayarak kendisini ve Gazze'yi gündemden düşürecek.
İblis adı gibi biliyor ki bunları yapmadığı takdirde Gazze bataklığında yok olup gidecek.
Gözü dönmüş katil işi garantiye almak için her iki yolu da dibine kadar deniyor.
Gazze...
Cani buradan bir başarı hikayesi çıkarmak için kuduz köpek gibi saldırıyor.
Refah'ta sıkışıp kalan Filistinlileri katletmek için havadan ölüm yağdırmaya aralıksız devam ediyor.
Bir de arlanmadan, sıkılmadan dünyanın gözüne baka baka 10 Mart tarihine kadar bölgeyi terk etmeyenlerin soylarını kırmak üzere kara harekâtına başlayacağını söylüyor.
Peki dokuz değil, sekiz değil de neden 10 Mart?
Çünkü 10 Mart Ramazan ayının başlayacağı ilk oruç günü.
Öylesine alçak, öylesine soysuzlar ki tüm İslam âlemine posta koyup göz dağı vermek için özellikle o günü seçiyorlar.
Peki olası bir kara harekâtında başarı sağlama şansı var mı?
Keşke deneseler...
Hamas zaten gökten bomba yağdıran soysuz tarla farelerinin yere inmesini bekliyor.
Dumanını attıracak.
Ama Netanyahu için bunların bir önemi yok.
Ölen kendisi olmadığı için sonuna kadar devam.
Gelelim ikinci yola yani savaşın yayılmasına.
Neron Netanyahu Lübnan'da...
Savaşı yaymak için düğmeye basan Netanyahu ilk denemeyi bu konuda en müsait coğrafya olan Lübnan'da yaptı.
Hamas'ın iki numaralı ismi Salih Aruri, Hizbullah'ın lideri Nasrallah tarafından Beyrut'a toplantıya çağrıldı.
Hizbullaha güvenip örgütün kalesi olarak bilinen Dahiye Mahallesinde düzenlenen toplantıya gelen Aruri hava saldırısı sonucu katledildi.
Saldırı anında ne hikmetse davet eden Hizbullah'tan tek bir yoktu.
Peki nasıl olmuştu da yirmi yıldır bu topraklarda hayatta kalmayı başaran Aruri bu tuzağa düşmüştü.
Bu son derece doğaldı, çünkü tuzak Aruri'nin yıllardır birlikte olduğu ve çok güvendiği Hizbullah tarafından kurulmuştu.
Aruri örgütün davetinden hiç şüphe duymayarak Beyrut'a gitti ve çok güvenmekten kaynaklanan bir ihmalle tuzağı göremedi.
Suikastın büyük gürültü koparacağını ve Lübnan'la savaşın fitilini ateşleyeceğini düşünen Netanyahu yanıldı ve hiçbir şey olmadı.
Zira attığı kibrit samanlığı tutuşturmadı ve uyuyan İslam dünyası mışıl mışıl uyumaya devam etti.
Durmak Yok Yola Devam...
Gözü dönmüş Netanyahu Lübnan'da umduğunu bulamayınca hemen istikameti Suriye'ye çevirdi ve orada İran Devrim Muhafızları'nın iki numaralı ismi Seyyid Rezi Musevi'yi düzenlediği hava saldırısı sonucu öldürdü.
Süleymani suikastında olduğu gibi bu suikastı de görmezden gelen İran saldırıyla ilgili üç maymunu oynadı.
Sonuçta Netanyahu bu samanlığı da tutuşturamadı ve olan Musevi'ye oldu.
Bunun üzerine Netanyahu soluğu Irak'ta aldı.
Burada Haşdi Şabi içindeki kripto yapıları devreye sokarak Amerikan tesislerine saldırılar düzenlettirdi ama orayı da istediği gibi karıştıramadı.
İran'ı Lübnan'da Suriye'de Irak'ta tuzağa düşüremeyen İsrail, bu kez çıta yükseltti ve Acem'i kendi topraklarında vurarak savaşın içine çekmek istedi.
İran Kirman'da yapılan bu saldırıyı da görmedi, duymadı hakkında konuşmadı.
Eskiden yalancıktan da olsa kükreyen İran'da tam anlamıyla ölüm sessizliği hakimdi.
Makas Değişikliği...
Buradan bir yere varamayacağını anlayan Netanyahu şimdilerde tekrar başa döndü.
Gazze'de umut arayışlarına giren katil şu günlerde Refah'ı katletmekle meşgul.
Gözü dönmüş sapık 10 Mart'ta burada büyük çaplı bir kara harekâtına başlayacağını söylüyor.
Eğer söylediği gibi kara harekâtına başlama çılgınlığı gösterirse Netanyahu en büyük tokadı burada yer.
Havada kartal yavrusu zannettiği mahlukatların gerçekte tarla faresi olduklarını yere indiklerinde anlar ama iş işten geçer.
O Halde Neler Olacak...
Kara harekâtına başlamaları zor ama bu havadan ölüm yağdırmanın duracağı anlamına gelmez.
Asla unutmayın ki bu satırlar yazılırken, bu satırlar okunurken havadan soykırım olanca hızıyla devam ediyor.
Bakalım dünya bu soykırıma ne kadar seyirci kalacak.
Bakalım Arap ve İslam dünyası bu katliama daha ne kadar tepkisiz kalacak.
Bakalım batıdaki gavurlar(!) doğudaki Müslümanların(!) bu duyarsızlığına daha ne kadar sabredecekler?