İsrail'in işgal ve soykırımı nereye varacak, tahmin etmek iyice güçleşti.
7 Ekim'den bu yana her yeni gün işgal ve soykırımı derinleştiriyor İsrail. Tepkiler arttıkça İsrail geri adım atmıyor, dahası köşeye sıkıştıkça, itibar kaybettikçe, dostları bile Netanyahu'nun uyguladığı soykırım politikasını meşrulaştıramaz hale geldikçe soykırım ve işgal kabinesi çareyi daha beterini yapmakta buluyor.
Bombalamalarla başlayan saldırılar, kara harekâtına döndü. Kara harekâtı için başta ABD bile isteksiz gözüküyordu. İsrail buna cesaret edemez yorumları yapılıyordu kamu entelektüelleri tarafından. Güvenlik ve strateji uzmanları ise İsrail'in tam olarak ne yapmaya çalıştığını anlamaktan uzak şekilde analiz ediyordu olan biteni.
İsrail, Şifa Hastanesini vurduğunda bunu dünya kamuoyuna karşı savunamamışlardı. Dönemin ABD Başkanı Biden, İsrail'i ziyareti sırasında Netanyahu'ya "Bunu Hamas'ın yaptığını biliyorum ama dünya farklı düşünüyor, kamuoyunu ikna etmeniz lazım" demişti. Hastane bombalamanın, küvözdeki çocukları katletmenin, BM yardım noktalarını vurmanın, yardıma ulaşmaya çalışanların üstüne ateş açmanın henüz sıradanlaşmadığı dönemdi.
İsrail'in 75 yıldır devam ettirdiği işgal ve gasp politikasını tanıyorduk, Siyonizmin her şeyi meşru gören sapkın bir ideoloji olduğunu, çocuk öldürmeyi dahi haklı gören sapık bir inanç sistemi yarattıklarını biliyorduk elbette ama bu kadar ileri gidebileceklerini o gün belki tahmin edemezdik. Bir yerde dururlar herhalde derdik. Ama İsrail durmadı.
Dehşet saçarak siyasi ömrünü uzatan Netanyahu, ondan beterlerinden oluşan işgal ve soykırım kabinesi ve onları devamlı daha fazlasına azmettiren gözü dönmüş sapkın inançlılar sürüsü daha çok Filistinlinin öldüğünü görmek istiyor. Gazze'nin boşaltılmasını ve Gazze şeridinin kendilerine ikram edilmesini bekliyor.
Herkesin bildiği bu olup biteni neden tekrarladım? Kendi kendimize soralım diye; İsrail'i ne durdurur? Netanyahu'nun Gazze'yi işgal kararı ve kararın İsrail meclisinde onaylanmasına dünya tepki gösteriyor. Bu tepkiler İsrail'i dizginleyecek mi?
Dünya ayağa kalkmış gözüküyor. 2. Dünya Savaşı'nda Hitler'in Yahudilere yaptığı Almanya'nın varlık borcuna dönüştürülmüşken bile Almanya şansölyesi artık silah satmayacaklarını açıkladı. Fransa, İngiltere ve Kanada gibi ülkeler Filistin'i devlet olarak tanıyacaklarını duyurdu. Peki tüm bunlar İsrail'i verdiği karardan caydırır mı?
Bu soruya cevap verirken 7 Ekim'de bu yana yaşananları düşünün. Şifa Hastanesinin bombalandığı o güne gidin. İsrailli yetkililer hastaneyi bombalamış olmayı üstlenmemişti. Sonrasında hastane bombalamak İsrail için sıradan bir saldırı şekline döndü. Gazze'deki sağlık kurumlarının yüzde 80'ini bu şekilde tahrip edildi.
Dünyanın en gelişmiş silahlarını kullanarak köşeye sıkıştırdıkları bir halk oracıkta. İsrail Hamas'la falan mücadele etmiyor. İsrail'in göre şu anda yaşayan her Filistinli Hamaslı zaten. İsrail'in kendisine sorun çıkartacak yaşayan tek bir Filistinliye tahammülü yok. Tüm dünya Yahudilerden nefret etse de buna aldırış etmeyecekler. Batı Şeria'yı ilhak etmeyi, Gazze'yi Batı Şerialaştırmayı kafaya koymuşlar.
Sert güç kullanmadan İsrail'i durdurmak mümkün mü? Buna kimse evet diyemiyor. Peki sert güç kullanarak mümkün mü? Ona da evet demek imkânsız.
İsrail'in yapıp ettiği her şey zaten uluslararası hukuk ve BM şartları çerçevesinde bakıldığında müdahaleyi gerektiriyor. Yerinden etme, sivil alanların bombalanması, alt yapının tahrip edilmesi, siviller için yeterli sağlık ve gıda temini... bunların her biri için İsrail bin kere savaş suçlusu. Başta Netanyahu ve soykırım kabinesi tüm uluslararası belgelere göre savaş suçlusu. ABD zaten Gazze'yi boşaltalım, onları ölmeyecekleri ve karınlarının doyacağı başka yerlere tahliye edelim fikrine gayet sıcak. Hal böyle iken Fransa Filistin'i tanıdı diye mi İsrail duracak? Almanya göstermelik silah vermem ha dediği için mi Natanyahu geri adım atacak?
İsrail'i, Filistin için ölmeyi göze alabilen sivil bir halk direnişi durdurabilir ancak. Her ülkeden karadan ve denizden Gazze'ye hareket eden yüzbinler, milyonlar olmalıyız.
Bu artık Filistin'in imtihanı değil insanlığın imtihanıdır. Bu kötülüğe sessiz kalmak insanlığın cehennemidir.