Bir fotoğraf...
Siyonist İsrail rejimi Başkanı Herzog,  aynı rejimin hükûmet  başkanı Netanyahu ve Amerikan  Dışbakanı Blinken. 3'ü de aynı inanç  dünyasının hem de en fanatik tipleri.   Bir araya gelmişler; Amerika'nın en ünlü eski Dışbakanlarından olan Yahudi  Henry Kissinger'in 30 Kasım Perşembe  günü 100 yaşında vefat ettiğinin açıklanması üzerine birlikte dua  ediyorlar.  
Son derece üzgünler.
Çünkü Yahudilerin Amerika ve dünya siyasetindeki en güçlü figürlerinden  birisiydi Kissinger.
Bu  dua sırasında o üç kişi, ellerindeki (Müslümanlarca  'muharref', yani, tahrif edildiğine inanılan) Tevrat'ın 'İşaya kehanetleri' dedikleri ve Yahudilere, 'düşmanlarının çocuklarını, kadınlarını, hayvanlarını  bile öldürmelerini, bütün zenginliklerini, evlerini ve  şehirlerini yok etmelerini' emreden bölümlerini bir kez daha okumuş olabilirler.  
1968-76 arasında Richard  Nixon ve Gerald Ford'un başkanlıkları sırasında ABD Dışişleri  Bakanı olan Henry Kissinger'ın, Amerikan medyasında bile, 'kötü şöhretli savaş suçlusu' olarak  anıldığını;  dahası, 'kanonik (inanç  kaynaklı) katillik' nitelemesini hatırlayalım.
Çünkü onun, Vietnam'dan ayrı  olarak 1969'dan 1973'e kadar Kamboçyan ve Laos'da yapılan bombardımanların,  1973'de Şili'de Salvador Allende'nin  devrildiği darbenin ve Latin ve Orta Amerika'da, Afrika'da ve Ortadoğu'daki  kanlı savaşların, hükûmet darbelerinin arkasında olduğu da biliniyor.  Kissinger'ın ölümü üzerine, hattâ Amerika'da  bile bir çok gösteriler yapılırken, 'KISSINGER  WAR CRIMINAL' (Kissinger, savaş  suçlusu..) pankartlarıyla gösteriler yapılması da son derece  dikkat çekici.. Ama,  kendisine yönelik savaş suçları iddialarına  rağmen  Kissinger'ın,  Washington'daki güçlüler arasında hâlâ da hayranlıkla anılması da ayrı bir  ilginçlik.  Rolling  Stone' isimli müzik grubunun yayınladığı ölüm ilânındaki, "Henry Kissinger, Amerika'nın Yönetici  Sınıfının Sevdiği Savaş Suçlusu, Sonunda Öldü"  şeklindeki ifade de son derece  çarpıcıdır. 
'Yahudi olan veya olmayan bütün kaniçici' Siyonistlerin  bu durumdan ibret almaları tavsiye edilir, ama firavunluk bütün zamanlarda  kendisini ölümsüz sanıyor.
*
Nitekim,  'ateş-kes'i sonlandırıp, yeniden başlattılar barbarlıklarını.. 
Halbuki,  Amerikan Başkan Yard. Mss. Kamala Harris, Cumartesi günü Dubai'de  hem Hamas'ı, hem de İsrail'i sert şekilde eleştiren açıklamalarda bulunarak  , 'Biden yönetiminin çatışmanın sona ermesini ve Gazze'deki Filistinlilere daha  fazla koruma sağlanmasını istediğini' söyledi.  'Hamas'ın 7 Ekim'deki acımasız sınır ötesi saldırılarına karşı, İsrail'in kendisini  savunma hakkına sahip olduğunu ve İsrail'in askerî müdahalesinde 'sivillerin  hayatını korumak için daha fazlasını yapması gerektiğini' belirtip,  'Açıkçası sivillerin çektiği acıların boyutu ve Gazze'den gelen  görüntü ve videolar yıkıcı.' diye de ekleyerek. 
Gerçekte  ise, 'Vurun-öldürün, yakıp -yıkın, bu sizin yaşama hakkınız;  ama biz size karşıymış gibi beyanat  versek bile, taa baştan, kendinizi savunmak için 'HER ŞEY' yapabilirsiniz.'  şeklindeki ilk beyanlarımızı unutmayın.' demiş oluyorlar, zımnen.  
Ve, savaş değil, en vahşi  barbarlık,  7-8 günlük 'ateş-kes'ten  sonra yeniden  devrede. Bütün dünyaya, 'Bize  saldıracak bir güç olmamalıdır yeryüzünde. Biz İsrail filan değil, biz Siyonist  tahakküm mekanizmasıyız, yeryüzünde. En büyük dünya gücü olan Amerika elimizde.  Bize kimse karşı çıkamamalıdır'  diyorlar,  çağdaş firavunlar olarak. Bütün dünyaya gözdağı veriyorlar. Nitekim USA Savunma  Bakanı Lloyd Austin Cumartesi günü "Amerika'nın sorumluluktan  çekilmesini" savunanları suçlayarak ve dünyanın olabildiğince güvenli,  özgür ve müreffeh kalmasına yardımcı olmak için ABD'nin sürekli liderliğine  ihtiyaç olduğunu' iddia etti.
Esasen,  'Hamas' direnişçilerinin 7 Ekim hamlelerinden sonra, 'Ben  buraya Amerikan Dışbakanı olarak değil, her şeyden önce bir Yahudi olarak geldim.'  diyen ve şimdiyse, İsrail rejimine 'temkinli olun.'  tavsiyesinde bulunan Blinken'ın ve onun  patronu Biden'ın,  'sivilleri, daha  az öldürün.' şeklindeki sözleri, tezgâhlanan şeytanî oyunun  kamuflajının gereği.
*