Türkiye terör bataklığını kurutmak için çok kritik hamleler yapmaya hazırlanıyor. Bir cerrah titizliğiyle kangren olan bölgelere neşter vurulacak. Terör belasından milletimizi kurtarmak için hazırlıklar sürüyor. Bu süreçte dikkat çeken iki açıklama oldu.
Önce Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, komşumuz İran'ı nazikçe uyardı. Tahran yönetimine "Terör örgütü PKK/YPG'yi görmezden gelmeyin, destek vermeyin" mesajı yollandı. Bakan Güler'in tam ifadesi şöyle; "İranlı dostlarımızla konuşuyoruz 'Bak kardeşim şu noktadan karşıya geçtiler, şuraya gittiler takip ediyoruz. İHA'dan, SİHA'dan bakıyoruz. İranlı dostlarımız cevap veriyor 'Biz oraya baktık orada hiç kimse yok'. Bu hoş bir yaklaşım değil. Tabii ki rahatsızız"
Benzer bir nazik uyarı da komşumuz Irak'a Bağdat hükümetine Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından iletildi.
Fidan, "Haşdi Şabi'nin Sincar'ı PKK'dan temizlemeye istekli olduğuna inanıyorum. PKK orayı terk etmezse, ülkesini seven her Iraklı asker, vatanını işgal etmiş bu terör örgütüne karşı savaşacaktır" dedi.
Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ulusa Sesleniş" konuşmasında çok kritik ifadeler kullandı. Erdoğan, "Kandil ve Suriye'deki terör baronları her fırsatta ülkemizi karıştırmaya, siyasete müdahale etmeye, vatandaşlarımız üzerinde baskı kurmaya devam edeceklerdir. Hiçbir devlet böyle bir tehdidi görmezden gelemez. Irak ve Suriye operasyonlarımız neticesinde manevra alanı iyice daralan bölücü örgüte neşteri önümüzdeki süreçte vuracağız" dedi. Türkiye Yüzyılı'nda "Teröre yer yok" mesajını, "Evlatlarımızın terörün olmadığı bir iklimde yaşamaları için ne gerekiyorsa onu yapmaktan çekinmeyeceğiz" ifadesiyle paylaştı.
Umarım komşularımız bu nazik uyarıları dikkatle not almıştır ve gereğini Türkiye ile birlikte yaparlar... Zira bölgede terör örgütleri oldukça huzur olmayacağı aşikar. Özetlemek gerekirse Erdoğan, "Coğrafyamızda çatışma, kan ve gözyaşı görmek istemiyoruz" diyor.
NAMIK TAN BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
Erdoğan-Özel görüşmesinde vardı.
Bahçeli-Özel görüşmesinde yoktu...
CHP Milletvekili Emekli Büyükelçi Namık Tan, bir varmış bir yokmuş.
Peki ama sebebi neymiş? Henüz tam olarak bilmiyoruz. Ancak Bahçeli'nin grup toplantısında Kavala'yı yerden yere vuran sözleri etkili olmuş olabilir. Öte yandan, Erdoğan'ın kabulünden sonra sosyal medya hesabından paylaştığı mesaj gerçek anlamda bir utanç belgesi.
Zira Türkiye'yi Rusya, Çin, Afrika'daki bazı ülkelere benzetiyor. Erdoğan'ı tek adamlıkla, diktatörlükle suçlamaya çalışıyor. Üstelik de 28 Mayıs'ta milletin yüzde 52'sinin oyunu almış, yerel seçim sonrası "Demokrasi kazandı" diye açıklama yapmış bir lider karşımızda olduğu halde...
Peki "Neden böyle yapıyor?" derseniz hemen söyleyelim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Türkiye'nin Soros'u" dediği Gezi kışkırtıcısı Osman Kavala ve arkadaşlarının serbest bırakılmamasına tepki gösteriyor.
Peki aynı Namık Tan, ABD'li 12 senatörün Uluslararası Ceza Mahkemesi hakimlerini tehdit eden mektubu için tek kelime etti mi? Elbette hayır. Üstelik, o tehdit mektubunda açık açık
"Netanyahu için tutuklama kararı çıkarırsanız biz de sizi hedef alırız" deniliyordu. Ya da aynı Namık Tan, Refah'ta yeni katliamlara imza atan İsrail ve Netanyahu hükümetini eleştirdi mi? Yine hayır... O yüzden Namık Tan bir varmış, bir yokmuş...
KURBAN FİYATI
Fotoğrafı kardeşim gönderdi.
"Kurban fiyatı bu yıl biraz yüksek değil mi?" diye soruyor
Bahçelievler'de bir kasap burası...
Et fiyatı yazıyor. Dana kuşbaşı 450 lira, köftelik kıyma 400 lira.
Şimdi size bir soru.
Diyanet'in yurt dışı kurban bağışı fiyatı 4 bin 750 lira.
Şu an büyükbaş kurbanlık için hisse fiyatı ise 25-28 bin lira civarında.
Yurt dışı kurban bağışı yapıp ibadetimizi yerine getirsek,
kalan 20 bin lira ile bu kasaba gidip 45 kilo kuşbaşı alsak
onu da 2-3 kiloluk paketler yaptırıp dağıtsak ne olur?
Kafanızı karıştıran bir soru oldu muhtemelen ama şuna dikkat çekmeye çalıştım.
Her konuda olduğu gibi kurban satışında da bir hakkaniyet ölçüsü olmalı.
Bu yıl sanki bu ölçü biraz şaşmış gibi görünüyor.
Ben net söyleyeyim bu yıl büyükbaş kurban hissesi bana göre 20-22 bin lira civarında olmalıydı. Onun üstündeki rakamlar biraz şişirilmiş rakamlar gibi görünüyor.
Takdir sizin elbette.
FAHİŞ FİYAT
Kitabın ortasından konuşalım.
Tavuk fiyatı 110 liradan bir anda 170 liraya çıkarıldı.
Zira mangal sezonu geldi diye fırsatı ganimet bilenler vardı.
Hükümet tavuk ihracatına kısıtlama getirdi.
Bakalım ne olacak?
Benzer bir durum son 9 aydır zeytinyağı konusunda yaşanıyordu.
Akdeniz çanağındaki kuraklık sebebiyle zeytinyağı ihracat fiyatı 14 avroya kadar çıktı. Elinde zeytinyağı bulananlar iç piyasaya zeytinyağını 300-500 lira aralığında satmaya kalktı. Hükümet fiyatlar düşsün diye dökme zeytinyağı ihracatına kısıtlama getirdi. Sektördekiler iç piyasaya fiyatı düşürmek yerine stoklarını büyüttü. Şimdi "Elimizde 300 bin ton zeytinyağı kaldı, sabun mu yapalım?" diye isyan ediyorlar. Zira bu yıl Akdeniz havzasında zeytin rekoltesi iyi ihracat fiyatı 7 avroya kadar düştü. Yani yakında zeytinyağı fiyatları tepe taklak düşerse, kampanyalar peş peşe gelirse şaşırmayın.
Ne diyelim kendi düşen ağlamaz...