Başlıkla ilgili kısmı sona bırakalım.
CHP  özeline geçmeden önce genel düşüncemi söyleyeyim.
Koronavirüs,  nihayet Türkiye’de. Dört bir tarafımız sarıldığı için daha fazla dayanamazdık.  Uçaklar uçtuğu sürece her gün tehdit altındayız.
14  günlük kuluçka süresi, yani bu sürede teşhis konulamayışı, virüsün hızlı  yayılmasını sağlıyor. Avrupa’daki yayılma Çin’dekinden daha hızlı.
Bütün  İtalya neredeyse karantina altında.
Almanya  Başbakanı Angela Merkel, "Almanya’daki insanların yüzde  60 ila 70’ine virüs bulaşabilir." dedi.
İlginç  olan, ülke yöneticileri, milletvekilleri, bakanlar virüs kapıyorlar.
İlâhî  bir mesaj var desek, bozulanlar olur.
Bu  virüs, bütün ülkelerde siyasî, ekonomik ve sosyal hayatı derinden etkileyecek.  Eğitimde belki de uzun süreli aksamalar olacaktır. Henüz münferit bir vaka var.  Salgından bahsedilmiyor ama yarının ne getireceğini kestirmek çok zor.
Küreselleşme,  ölüm tehdidini de küreselleştirdi.
Henüz  aşı bulunmaması, bütün ümitleri yaz aylarına erteliyor. Tehlike bu arada  tepeden yuvarlanan kartopu gibi giderek büyüyor.
Türkiye’de  yaşanacaklarla ilgili üç endişem var.
1.  Her olayı, iç-dış problemi, Erdoğan düşmanlığına bağlayan bir şer cephesi var.  Bunların içerisinde FETÖ var, PKK ve PKK seviciler var. Onlarla paralel giden  sorumsuz muhalefet var.
Erdoğan’ın  Moskova ziyaretinden, “kapıda bekletildi, şerefimizi iki paralık etti”  tantanası çıkaran sorumsuzluktan her şey beklenir.
Mesela  daha fazla kendini tutamayan CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener,  "Koronavirüs bu hızla yayılır ve etkisini altı ay sürdürürse, hiçbir  ülkede hiçbir iktidar ayakta kalamaz.” deyiverdi. Hadi kaostan/darbeden  medet umuyorlar da insan hayatını tehdit eden virüse bel bağlamak, ne yiv ne  set kaldığını gösteriyor…
2.  Sosyal medyadan büyük bir dezenformasyon, bilgi kirliliği, yalanlarla halkımız  manipüle edilecek. İnsanımız paniğe sevk edilecek.
Karaborsa,  alış veriş merkezlerine hücum gibi eylemler organize edilecek.
Paniği  önlemek, kontrolü her an elde tutmak için çok hızlı hareket etmek gerekiyor. Bu  noktada Sağlık Bakanlığının aldığı tedbirlerin ciddiyetine eş bir kontrol,  yargı müdahalesi elzemdir.
3.  Bizim milletimiz Allah korkusu taşıyan bir millettir. Kaç büyük deprem yaşadık  hepsinde sorumlu, sağduyulu ve temkinli hareket ettik. Bencilliği değil,  dayanışmayı öne çıkardık.
Bu  hasletimizi önümüzdeki zor günlerde de korumalıyız.
Kendini  bilmezlerin üç beş yanlışını, sosyal medyada büyütecek olanlara kulak  verilmemelidir.
Gelelim  başlıktaki ifadeye.
Bugün  Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleştirilecek CHP Parti Meclisi toplantısında,  28-29 Mart'ta yapılacak Kurultay ele alınacak.
Koronavirüs  nedeniyle Kurultayın ertelenip ertelenmemesi veya seyircisiz yapılması  görüşülecek.
Ne  denk geldi ama. Kılıçdaroğlu bu fırsatı kaçırmayacaktır…
Bir  de hatırlatma yapalım.
Erdoğan  ve AK Parti ile koronavirüs tehdidi üzerinden uğraşanlar da dikkatli olmalı.
Virüsün  kime bulaşacağı bilinemez.
Kadere  inananlar eyvallah der ama ölüm korkusuna tutulanlar için kalp sıkışıklığı  başlamış olabilir…