Avrupa için gerçeklerle yüzleşme vakti geldi; Türkiye olmadan hiçbir krizden çıkış yok. Enerjide, güvenlikte, göçte, üretimde ve diplomatik dengede Avrupa'nın kaderi büyük ölçüde Türkiye'nin elinde. Bu sadece bir temenni cümlesi değil; sahadaki soğuk ve kabullenilemeyen gerçekliktir.
ENERJİ KORİDORLARININ ANAHTARI TÜRKİYE'DE
Enerji arz güvenliği Avrupa'nın en büyük sorunlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Avrupa'nın enerji ihtiyacının %41'i dışa bağımlı ve Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Rus gazına duyulan güven tamamen çökmüştür. Rusya'ya olan bağımlılıktan sıyrılma arayışında olan Avrupa, enerji çeşitliliğini sağlama çabasına girmiştir.
Türkiye, TANAP, TürkAkım gibi projelerle enerji koridorlarının merkezinde yer almakta; Azerbaycan, Orta Asya ve Doğu Akdeniz'den Avrupa'ya enerji akışında stratejik bir köprü rolü oynamaktadır. Türkiye, Azerbaycan gazını Avrupa'ya taşıyan tek rota olarak 2025'in ilk çeyreğinde Avrupa'nın toplam doğal gaz arzının %11'ini sağlamıştır. TürkAkım ve Doğu Akdeniz projeleriyle bu oran hızla artmaktadır ki, Avrupalı devletler Türkiye olmadan evlerinin ışıklarını bile açık tutamayacak noktaya gelmiştir. Bunun en iyi örneği İspanya ve Portekiz'i felç eden büyük elektrik kesintileridir.
GÖÇ YOLLARININ VİCDANI TÜRKİYE
Göç, terör ve sınır güvenliği gibi konularda Türkiye'nin sağladığı katkılar, 2016 Göç Mutabakatı ile resmi boyuta ulaşmış, Avrupa'nın istikrarı Türkiye'nin dengeleyici rolüne bağlanmıştır.
Son 10 yılda Avrupa'ya ulaşan düzensiz göçmen sayısı 8 milyonu aşmış durumdadır. Türkiye onurlu bir duruş sergileyerek 3 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yaptı ve bugün güvenli ve düzenli geri dönüşler için tüm zemini hazırlayarak, Avrupa'yı bir göç tsunamisinden koruyan ülke konumuna yerleşti.
Türkiye, 2016 Göç Mutabakatı'nı uygulamasa, bugün Paris banliyöleri, Londra'nın arka sokakları, Berlin'in dış semtleri evsizlerle dolar, büyük çaplı güvenlik sorunları yaşanırdı. Türkiye'nin taşıdığı yük, sadece insanlık değil; Avrupa düzeninin de istikrarıdır. Türkiye bu yükü bırakırsa, Avrupa siyaseti çökme noktasına gelecektir.
ÜRETİM VE TEDARİK ZİNCİRİNDE STRATEJİK GEÇİT
Türkiye, 2024 itibarıyla Avrupa'nın beşinci büyük ticaret ortağı konumuna yükseldi. Almanya, İtalya, Fransa ve Hollanda gibi ülkelerle olan ikili ticaret hacmi yıllık 200 milyar doları aştı.
Avrupa'nın Çin'e bağımlılığını azaltma stratejisi "Yakın Üretim" (nearshoring) politikasıyla şekillenirken; Türkiye, 2024 yılında Avrupa'nın sanayi tedarikinde ilk üç ülke arasına girdi. Türkiye'den Almanya'ya ihracat 25 milyar dolara, İtalya'ya ise 12 milyar dolara ulaştı. Bu da demektir ki, Avrupa raflarında satılan her 10 üründen 2'sinde Türkiye'nin eli var. Türkiye'siz bir üretim zinciri Avrupa'yı ekonomik felce götürür.
Avrupa'da üretim maliyetlerinin artması, Türkiye'nin yakın coğrafyada güçlü üretim altyapısına sahip bir tedarik merkezi olarak öne çıkmasına neden oluyor. Lojistik avantajları, genç ve dinamik iş gücü ile Türkiye, Avrupa'nın "yakın üretim" stratejileri içinde önemli bir merkez haline gelmiştir.
ASKERÎ GÜÇ VE NATO'DA EŞSİZ ROL
Türkiye, NATO'nun en güçlü ikinci ordusuna sahip ve doğu kanadında Rusya'ya karşı caydırıcılığın kilidi pozisyonunda. Avrupa'nın savunma stratejilerinde Türkiye'siz bir plan düşünülemez.
Libya'dan Karabağ'a, Ukrayna'dan Suriye'ye kadar sahadaki Türk etkisi Avrupa'nın denge unsuru haline gelmiştir. Savunma Sanayi Başkanlığı verilerine göre, Türkiye 2024'te 7 milyar dolarlık savunma ihracatı gerçekleştirmiştir ki, kötü komşumuzun bizi ev sahibi yapmasıyla birlikte doğrudan NATO üyesi Avrupalı devletler Türkiye'nin müşterisi konumuna gelmiştir.
DİPLOMATİK VE KÜLTÜREL ETKİ
Türkiye'nin Afrika, Orta Doğu, Orta Asya ve Balkanlar'daki etkin diplomatik varlığı, Avrupa için küresel ilişkilerde bir sinerji yaratmaktadır. Türk Hava Yolları, 130'dan fazla ülkeye uçuş sağlayarak Avrupa'nın dış dünyayla bağlantı ağında kritik bir düğüm noktasıdır.
TİKA, 65 ülkede 150'den fazla projeyle Türkiye'nin yumuşak gücünü yansıtmakta, Avrupa'nın ulaşamadığı yerlerde varlık göstermektedir. Bu diplomatik ağ, Avrupa'nın küresel etkisini sürdürebilmesi için Türkiye ile işbirliğini mecbur hale getiriyor.
Avrupa için Türkiye artık bir seçenek değil, stratejik bir zorunluluktur.
YENİ BİR ORTAKLIK VİZYONU
Avrupa için Türkiye artık sadece bir komşu değil, krizlerin çözümünde birlikte yol alınacak bir aktördür. Türkiye, üretimden enerjiye, göçten savunmaya kadar birçok alanda Avrupa'nın kader ortaklarından biri olmuştur. Avrupa Türkiye'yi yeniden keşfederken, Türkiye de küresel güç sisteminde bağımsız ve etkili bir pozisyon inşa etmektedir.
Türkiye ile işbirliği yapmak sadece ortak kazanım değildir; Avrupa'nın ayakta kalabilmesinin ön koşuludur. Türkiye masadaysa, Avrupa'nın eli güçlenmektedir. Aksi halde Avrupa kendi yalnızlığında kaybolacaktır.