Azerbaycan'ın Gebele şehrinde gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) 12. Zirvesi, Türk dünyası açısından yalnızca bir diplomatik buluşma değil, aynı zamanda "yumuşak güç" eksenli bir vizyonun sahneye konduğu tarihi bir dönüm noktası olmuştur. Modern uluslararası sistemin sert güçten ziyade etki, algı ve kültürel çekim merkezleri üzerinden şekillendiği bu dönemde, Türk dünyasının birlik ruhu, yeni bir jeopolitik mimarinin temel taşlarını döşemektedir.
Joseph Nye'ın kavramsallaştırdığı soft power, yani "yumuşak güç", bir ülkenin başkalarını zorlamadan, kültürel değerler, diplomasi ve ortak idealler aracılığıyla etkileyebilme kapasitesini ifade eder. Bu çerçevede Türkiye'nin oluşturacağı ve yeni örgütlenme modelleri, yumuşak gücün sahadaki en somut örneklerinden birini temsil etmektedir "İki devlet, tek millet" ilkesiyle temellenen kardeşlik bağı, bugün sadece duygusal bir yakınlığın değil, stratejik ve kültürel dayanışmanın da simgesidir.
BİRLİK, KİMLİK VE GÜÇ
Gebele Zirvesi, Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurumsal yapısını güçlendirmenin ötesinde, ortak bir medeniyet vizyonunun inşasına yönelik iradeyi de ortaya koymuştur. Dil, tarih, kültür ve değer birliğinden doğan bu ortaklık; yalnızca ekonomik, teknolojik ya da savunma alanlarında değil, insani diplomasi ve kültürel etki boyutlarında da yükselen bir güç merkezine dönüşmektedir. Türkiye'nin TDT içerisindeki liderliği, dayatmacı olmayan, rehberlik eden bir diplomasi tarzına dayanmakta; bu durum, Ankara'nın bölgesel politikasında "kapsayıcı idealizm"in giderek belirleyici bir rol üstlendiğini göstermektedir.
Karabağ zaferinden sonra yeniden inşa sürecine Türkiye'nin verdiği teknik, ekonomik ve kültürel destek; yumuşak gücün yalnızca söylemsel değil, aynı zamanda pratik bir politika enstrümanı olduğunu kanıtlamıştır. Bu dayanışma, askeri ittifakın ötesine geçerek "kültürel entegrasyon" ve "ekonomik karşılıklı bağımlılık" üzerine kurulu kalıcı bir iş birliği modeline dönüşmektedir.
GAZZE'DE YUMUŞAK GÜCÜN YANKISI
Yumuşak güce dayalı bu diplomatik yaklaşım, sadece Avrasya coğrafyasıyla sınırlı değildir. Türkiye'nin öncülüğünde Gazze'de sağlanan ateşkes süreci, yumuşak gücün somut bir barış aracına dönüşebileceğini göstermiştir. Zira barış, yalnızca silahların susması değil, aynı zamanda güvenin yeniden inşasıdır.
Türkiye, diplomatik ikna, insani yardım diplomasisi ve ahlaki liderlik unsurlarını bir araya getirerek, çatışma bölgelerinde "yumuşak gücün" sahadaki etkinliğini kanıtlamıştır. Bu yaklaşım, Türk dış politikasının yeni karakterini temsil eder: askeri caydırıcılığı arka planda tutarken, insani diplomasi ve etik sorumluluk üzerinden kalıcı barışı hedefleyen bir stratejik idealizm.
TÜRKİYE İLE AZERBAYCAN'IN YUMUŞAK GÜÇ MİMARİSİ
Bugün TDT, Türk dünyası için bir dayanışma platformu olmanın ötesinde, Avrasya'nın yeni diplomatik merkezlerinden biri haline gelmektedir. Bu oluşum, tarihsel kimliği ve ortak değerleri merkeze alarak küresel siyasette özgün bir model sunmaktadır: Gücün paylaşılması, kimliğin korunması ve dayanışmanın diplomatik bir araç haline getirilmesi. Bu anlamda TDT, yumuşak gücün "kolektif" bir biçimidir; bir devletin değil, bir medeniyetin cazibesini temsil etmektedir.
Türkiye'nin yumuşak gücü, yalnızca kurumlar veya projeler üzerinden değil, aynı zamanda fikir, sanat, dil ve eğitim aracılığıyla da etkisini göstermektedir. Türk Üniversiteler Birliği, ortak medya platformları ve kültürel değişim programları; uzun vadeli bir etki alanı yaratma stratejisinin parçası olarak dikkat çekmektedir.
DEĞER TEMELLİ GÜÇ: İDEALİZMİN DÖNÜŞÜ
Türk Devletleri Teşkilatı'nın geleceği, ortak çıkarların ötesinde, ortak ideallerin sürekliliğine bağlıdır. Avrasya'nın kalbinde şekillenen bu vizyon; zorlama yerine ikna eden, çıkar yerine değer temelli bir diplomasi anlayışını temsil etmektedir. Bu da gösteriyor ki, ortak aklın ve vicdanın yükselişi, artık askeri ya da ekonomik gücün değil; kültürel uyum, insani derinlik ve ortak kimlik bilincinin bir eseridir.
Yumuşak güç, bu anlamda sadece bir dış politika aracı değil, Türk dünyasının geleceğini inşa eden en güçlü manevi sermayedir.