Müslüman Ortadoğu, tarihte üçüncü  defadır büyük bir yıkım yaşıyor. Birincisinde Haçlılar ve Moğollar işgal etti.  Şehirleri yakıp yıktılar, âlimleri katlettiler, çoluk çocuk demeden tahrip  ettiler. Müslüman Ortadoğu'nun medeniyet varlığı dağıtıldı. Yüzyıllara varan  hasarlara yol açtı. Düşmanlar dışardan bölgeye geldiler. Asya bozkırlarından ve Avrupa'nın  coğrafyasından hücum ettiler. 
            Birinci  saldırı dalgası barbarlar ve kilisenin örgütlediği ordularla gerçekleşti. Fakat  Müslüman Ortadoğu medeniyetini yok edemediler. Büyük yaralar almasına rağmen  yeniden toparlandı, yeniden dirildi. Mevlanalar, Niyazi Mısriler, Kemal  Paşazadeler, Şeyh Galipler yetişmeye devam etti. Buradaki yaraları saran,  dağılan Müslüman kimliği toplayan tasavvuf ruhu oldu.
            İkinci  dalga, Osmanlı Barışına saldırıyla gerçekleşti. 1917 yıkında Skyes-Picot  Antlaşması ile Osmanlı Barışı dağıtıldı. Bütün topraklarımız işgal edildi.  Müslüman Ortadoğu iç ayaklanmalarla parçalandı. Aşiretler, Arap ve Balkan  milliyetçilikleri, Britanya Dünya Düzeninin egemen hale gelmesi... Fransa,  İngiltere ve İtalya Ortadoğu'yu bölüştüler. İdeolojilerini, kadrolarını  bıraktılar geriye. Emperyalizm düzeni kuruldu bölgede. 
            Britanya ve  Fransa düzeni, Müslüman toplumların petrol zenginliklerine el koydu. Aşiretlere  ve mezheplere devletler kurdurttular. Onlarca devlet çıktı ortaya. Kudretsiz,  tarihsiz, iddiasız devletler. Osmanlı Ortadoğu'su tarihten tasfiye edildi.  Osmanlı Barışı yıkılınca, Ortadoğu barışı da yıkıldı. Emperyalizm ve işgal  kader haline geldi. Ortadoğu'ya yönelen ikinci tarihi işgal ve saldırı yine  dışardan gelmişti. Bu yeni emperyalist saldırı Siyonizm'in önünü açtı. Avrupa'da  üreyen Siyonizm patolojisi Ortadoğu'ya taşındı. Yahudilik siyasallaştı, Siyonizm'i  üretti ve Ortadoğu'da yerleşti.
            Şimdi son  Ortadoğu yıkımını yaşıyoruz. Daha korkunç, daha rezil, daha yıkıcı. Ortadoğu'nun  ortasında bir distopya siyaseti uygulanıyor. Cehennem inşa ediliyor. Üç din  için kutsal olan Kudüs şehri işgal altında. Kutsal mabetler korkuyla  büzülmüşler içeriye doğru. Tarihin kalın gölgeleri altında üşüyorlar,  üzülüyorlar, korkuyorlar.
İsrail, Müslüman Ortadoğu'nun son saldırgan  barbarı.  Haçlı-Moğol barbarlığı,  İngiliz-Fransız barbarlığı ve şimdi de üçüncü dalga barbarizmi ile karşı  karşıyayız. Tarihin en gelişmiş silah teknolojileri çocuk bedenleri üzerinde  deneniyor. Şehirler, bombalarla yerle bir ediliyor. Gazze, bütün Ortadoğu'nun  gözüne sokularak bir savaş sahnesine dönüşüyor. Vahşiliği sergileyen bir sahne.  Ölüm, en berbat biçimiyle burada Müslümanın canını alan kirli ellerde tezahür  ediyor. 
Müslüman Ortadoğu'yu vuran bu ikinci  barbar dalgası karşısında herkes lal. Bütün Müslüman rejimler sus pus.  Ne Arap Ligi, ne de İslam Konferansı Teşkilatı  bir adım atıyor. Hamas tek başına direniyor. Tarihi bir direniş. Bütün dünya  halkaları selamlıyor bu direnişi. Fakat Ortadoğu rejimlerinin orduları bir  kurşun bile atamıyorlar. Rezil ve zelil bir şekilde seyrediyorlar. 
İkinci barbar dalgası Fransa'ya, İngiltere'ye  ve İtalya'ya karşı birçok dini ve milliyetçi hareketler doğmuştu. Bu mücadeleler  sonrasında kısmi de olsa işgale son verilmişti. Fakat şimdi kıpırdanan yok.  İsrail'in Ortadoğu içinde sadece Filistin topraklarını işgal ettiğini  düşünüyorlar. Oysa işgal edilmeye yönelen bütün Ortadoğu. Sahiplenilmeye  çalışılan bütün Ortadoğu. Arzı Mevud distopyaları Ortadoğu'nun önemli bir  kısmını kapsıyor. 
Netanyahu ne diyor?
İran'a demokrasi getireceğiz. Persler  ve kadim Yahudiler beraber yaşayacak. Yani, Ortadoğu'yu dizayn eden aktör biziz  diyor. Nasrallah'ı katlettikten sonra bunu söylüyor. Artık ABD değil, doğrudan  İsrail demokrasi getirecek! Yani doğrudan Ortadoğu'yu İsrail yönetecek!
Müslüman Ortadoğu'nun bu üçüncü barbar  dalgası karşısında hepimiz biriz, hepimiz Müslümanız, hepimiz Ortadoğu'yuz. Bu  Siyonist yıkım dalgasında Şiilik ve Sünnilik yapmaya kalkışmak düşmanımızın  bizi bölmek için en çok istediği şey. Düşman emperyalisttir, bizler de  anti-emperyalistiz! Müslüman anti-emperyalistleriz. Barbarlara karşı  coğrafyamızı savunacağız.