Bir "siyasi dejavu" yaşıyoruz. Siyaset gündemi, "sistem değişikliği" ve "sine-i millet" konusuna döndü yine.... Özgür Özel, evvel gün "Bu durumda milletin gönlündeki Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı olur. Acil olarak güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeriz ve Ekrem İmamoğlu cezaevinden çıkarak başbakan olur..." ve "Bu milletin önüne bu sene bir sandık kurmalılar ya da gelecek nisanda koyacaklarının kararını almalılar" şeklinde konuştu...
Birinci durum sistem değişikliğine ikinci durum ise ara seçim formülüne işaret ediyor.
SİSTEM İKİ KEZ VİZE ALDI
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandum ile yürürlüğe girdi.
2018'de uygulanmaya başladı. 2023 seçimlerinde halktan ikinci kez vize aldı.

SİSTEM TÜRKİYE İÇİN DEĞİŞTİ
Sistem "Erdoğan" ile özdeş hale getirildi malum. Ancak ülkenin yaşadığı siyasi krizler ve güvenlik sorunları ile gelişen dünya konjonktürünün getirisi olarak "dayanıklı" bir hükümet etme biçimine ihtiyaç vardı.
Bu sebeple yeni bir sistemin ikame edildiğini görmek gerekiyor. Zira sistemin esas özelliği, kurucu değil vesayet yıkıcı olmasıydı, 15 Temmuz'dan bakın meseleye...
ELEŞTİRMEK AYRI DEĞİŞTİRMEK AYRI
Eleştirdiğimiz hususları var bu sistemin. Pek tabi aksayan yönleri bulunuyor. Bunu herkes biliyor ve konuşuyor... Revizyona ihtiyaç duyması ile parlamenter sisteme dönmek arasında büyük fark var.
MESELEYİ ŞAHSİLEŞTİRMEK
Parlamenter sistem ülkemiz için "kırılgan bir yönetim" öngörüyor.
Tekrar bu sisteme dönmenin temel saikinin "aday potansiyeline sahip" kimseleri bir arada çalıştırmak olması ise büyük sıkıntı. Parlamenter sistemi "İmamoğlu-Yavaş" konusu ile özdeşleştirmek de hata!
Muhalefet ısrarla siyasal rejim tartışmalarını "şahsi mesele" haline getiriyor nedense!
ANAYASA NE DİYOR?
Sistemin değişmesi için anayasal düzenleme gerekiyor. Anayasayı değiştirmek için iki yol var.
İlki doğrudan değiştirme ihtimali. Bunun için 400 veya üstünde bir sandalyeye sahip olmak lazım Mecliste...

İkinci yol ise referandumlu değişiklik bunun için de en az 360 milletvekilinin olması gerekiyor.
Bu noktada Cumhurbaşkanının kim olduğunun bir önemi yok.
Düğüm Meclis'te çözülüyor.
YÜKSEK OY LAZIM!
2023 seçim sonuçlarını hatırlayalım.
Cumhur ittifakı %50, Millet ittifakı %35, Emek ve Özgürlük İttifakı %11 oy almıştı.
Erdoğan %52 ile seçilmişti... Kılıçdaroğlu ise %48 oyda kalmıştı.
Sistem değişikliği için -2023 seçim sonuçlarını esas alarak ve yaklaşık bir oranlama ile- şöyle bir tablo gerekiyor: Doğrudan değişiklik için CHP'nin %65 oy alarak meclise girmesi lazım. Diyelim ki ittifak oldu, ittifakın oyunun en az %60 olması gerekiyor. Referanduma gitmek için ise CHP en az %58 oy alarak meclise girmeli. İttifak halinde de hemen hemen aynı oran lazım.
GERİYE KALANLARIN DAĞILIMI
Emek ve Özgürlük İttifakının oy oranını koruduğunu var sayarsak ve diğer partilere %5'lik bir pay bırakırsak, Cumhur İttifakının oy oranının %25'te kalması gerekiyor. Bu mümkün mü sizce?
Hatırlayalım 2024 yerel seçimlerinde CHP %37, Cumhur ittifakı %41 oy alırken toplam muhalefet oyu %59'da olarak gerçekleşmişti...

Cumhurbaşkanı seçimi için %50+1 gerekirken, değişiklik için en azından %55 oy gerekiyor. 2024'te kullanılan oylara göre tahminen 50 milyon oy kullanılacak. Buna göre 360 milletvekili için 32 milyon oy gerekiyor. Peki ya bu olabilir mi sizce?
Bence iki ihtimal de imkânsız!
ARA SEÇİM
Ara seçim meselesi de hukuki açıdan farklı görünüm arz ediyor.
Meclisteki toplam vekil sayısın %5'i boşalırsa (istifa, ölüm vb) ara seçime 90 gün içinde gidilmek durumunda. (AY m.78)
Ya da bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden 90 günden sonraki ilk pazar günü ara seçim yapılmak zorunda.
AK Parti'nin milletvekili çıkarmadığı iki il var: Hakkari ve Tunceli....
HER DURUMDA İSTİFA ŞART...
Genel kurul tarafından kabul edilmedikçe milletvekili istifaları sonuç doğurmaz (AY m.84)
Bu oylamalarda basit çoğunluk aranmakta. Toplantıya katılanların salt çoğunluğunun istifanın kabulüne karar vermesi gerekiyor. Bu sayı hiçbir zaman 150'nin altında olamıyor.
Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakında olduğu için istifaların kabulü olanaksız görünüyor. Zira Cumhur İttifakı görüşmeye katıldığı anda işler değişiyor.
Özetle, CHP'lilerin istifası Cumhur İttifakının elinde!
PAZARLIK MI?
Özgür Özel'in dediklerinin hukuki olarak görünümü böyle... Siyasi olarak bir anlam yüklenebilir ancak hukuki açıdan bakınca imkansızı vadediyor... Geriye bir ihtimal kalıyor: Siyasi pazarlık...
Konu siyaset olunca sonucu kestirmek mümkün değil, bakalım neler olacak!