Cumhurbaşkanı Erdoğan 9 Nisan günü AK Parti grup toplantısında CHP'nin hal-i pürmelalini şöyle tarif etmişti:
19 Mart'tan bu yana siyaset sahnesinde çok farklı bir oyun oynanıyor. Bütün Türkiye son 20 gündür 'Hisseli harikalar kumpanyası' izliyoruz. Oyunun yazarı CHP'liler... Kurgucusu CHP'liler... Figüranları CHP'liler... Sahne, CHP'nin sahnesi... Perdeyi açan CHP, kapatan CHP... Bilinmeyen tek şey bu 'orta oyununun' kavuğunun kimde olduğuydu. Hafta sonu yaptıkları baskın kurultayla birlikte kavuk Sayın Özel'in başına geçmiş oldu!
Aradan beş ay geçti ama CHP'de değişen bir şey yok.
BİR TÜRLÜ SAKİNLEŞEMİYOR!
İmamoğlu köpüğü üzerinde sörf yapan ve kavuğu el çabukluğu marifet başına geçiren Özgür Özel bir türlü sakinleşemiyor. Bu haliyle devlet yönetmeye talip bir lider için gereken devlet bilgisinden, görgüsünden, kriz yönetirken lazım gelen aklıselimden, siyasi olgunluktan ve insani edepten yoksun görünüyor.
Partinin/kavuğun emekle/yetkinlikle değil parayla alındığı tezi karşısında çok gergin, tedirgin.
Rasyonel bir tutum almak, kamuoyunu CHP'de yolsuzluk ve kurultayda oy satışı olmadığına ikna etmek yerine iktidarı biraz daha şeytanlaştırmayı seçiyor.
Ya CHP tabanına karşı şeffaf, verili ve gerçekçi olmak gerektiğine inanmıyor ya da iddiaların gerçek olduğunu biliyor ve ortaya çıkmasından ölesiye korkuyor.
CHP İL BAŞKANININ ANLATTIKLARI
Ve fakat dava dosyasındaki belgeler de her gün biraz daha çoğalıyor. CHP'li müştekiler, şahitler, itirafçılar yer, saat, tanık, HTS kaydı, kamera kaydı, banka dekontu sunarak delege oylarının İmamoğlu yönetiminde yön değiştirdiğini tane tane anlatıyorlar.
CHP eski Bitlis İl Başkanı Veysi Uyanık mesela. Açık açık anlatıyor:
"Kurultaydan bir hafta önce İstanbul'a davet edildiğini, para teklif edildiğini, İmamoğlu'nun Özel'i destekle dediğini canlı yayınlarda anlatıyor: "Kurultaydan TBMM'ye gittiğimizde bir kargo poşeti içindeki 100 bin lirayı delegelere dağıtmam söylendi. İmamoğlu delegelere verilecek parayı Özgür Karabat'tan alacağımı söyledi. Veli Ağbaba kendi hesabından rüşvet yolladı, dekont dava dosyasında".
Utanç verici gerçekten... CHP yönetiminin başını yakacak türden.
CHP SAHNESİNDE HEP AYNI VODVİL
Mahkemeye intikal eden boyut ciddi ama CHP sahnesinde hala vodvil sahneleniyor. Kılıçdaroğlu'nu ürkütmek için savurdukları "alnını karışlarız", "yüzüne tükürürüz", "elektrik direğinde sallandırırız" şeklindeki tehditleri emsal olması gayesiyle bir haftadır Gürsel Tekin üzerinde etüt etmekteler.
Dün CHP medyasında da vardı "yolsuzluktan mağduriyet çıkarma" çabası. Hatta yolsuzluğa bulaşanları, partinin namusunu kirletenleri "hero" ilan edenler... CHP'nin de nihayet bir davası oldu diye sevinenler...
Tuhaf. Ve sakat.
TÜRKİYE AĞACINI İÇTEN ÇÜRÜTÜYOR
Lakin meseleyi sadece yönetim beceriksizliği yahut suç bastırma gayreti diye görmemek gerek.
Türkiye iç cephesini güçlendirip bölgesel gerilimlere, ateşi harlanan mevcut çatışmalara daha güçlü karşı koyabilme derdindeyken CHP hepimizin dikkatini dağıtıyor.
Hukuk kurallarına uymayarak... sivil itaatsizlik adıyla anarşiyi özendirerek... tabanını sürekli sokağa çağırarak... Cumhurbaşkanımıza, savcılara, polislere hakaret ve tehdit ederek...
Ortak iradeyi içten çürütüyor ve yumuşak karın olarak batıya sürekli sinyaller gönderiyor.
Şunu kabul etmek zorundayız. Türkiye'nin bekası açısından CHP en gevşek dokumuz.