Hatay’daki yangınları söndürme faaliyetleriyle beraber yangının sebebi  ve sabotaj ihtimaline karşı yürütülen soruşturma da devam ediyor. Terör örgütü PKK’nın  kundaklama eylemi olabileceği üzerinde duruluyor. Çünkü PKK’nın defalarca çevre  terörü gerçekleştirdiği biliniyor.
KCK-PKK yapılanmasının siyasi alandaki türlü örgütlenmeleri gibi  doğrudan terör faaliyeti gösteren, isimleri ve faaliyet alanları farklı, alt terör  örgütleri var. 
Bunların sayısı o kadar çok ki alfabenin tüm harflerini istila etmiş  durumdalar. Kadın teröristleri için başka, gençleri rehin aldıkları örgütleri  daha başka… İran’daki yapılanmalarının adı farklı, Suriye’dekinin farklı. 
Bu strateji uluslararası alanda taktik geliştirmelerine yardımcı oluyor.  Bir de üstlenmek istemedikleri, Batılı dostlarına karşı savunamayacakları  eylemler için kullandıkları TAK, Halkların Birleşik İntikam Milisleri ve Ateşin  Çocukları gibi intihar saldırıları ve orman terörü eylemleri yapan birimleri  var. 
Yeri geldi mi “Bunlarla ilgimiz yok” deyip işin içinden çıkıyorlar. Bu  alt örgütler bazen gerçekten yaptıkları bir eylemi bazen de namımız yürüsün  diyerek sair bir eylemi üstlenebiliyorlar. 
Hatay’daki yangınla ilgili Ateşin Çocukları adlı PKK yapılanmasının açıklaması  gerçek de olabilir propaganda amaçlı bir üstlenme de. 
Sonuç her ne olursa olsun iki şey var ortada. İlki PKK’nın çevre terörü yapageldiği,  ikincisi ise çevrecilikle ün yapmış bazı çevrelerin söz konusu PKK olduğunda  nedense seslerinin çıkmadığı.
PKK’nın askeri hedefler, karakol baskınları, köy basmalar, mayınlı  saldırılar, sivil hedeflere yönelik silahlı eylemlerinin yanında özellikle  1990’lardan itibaren orman yakma eylemleri yaptığı biliniyor. 
Bu eylemlerin envanterini PKK kendisi de yayınlıyor. 
Bugüne kadar onbinlerce hektar ormanlık alan PKK tarafından yakıldı.  1995’te, 1997’de, 2006’da Ege ve Akdeniz bölgesininin turistik alanlarına yakın  mevkilerinde eş zamanlı sabotajlarla milyonlarca ağaç ve hayvanı yakıp yok etti  PKK. 
Sırf 2006 Ağustos’unda Ege ve Akdeniz’de 5 gün içinde 4 milyon ağaç yok  edildi. Yangını PKK üstlendi.
2019’da  İstanbul ve Muğla’da çıkan yangınları da PKK’ya bağlı Halkların Birleşik  İntikam Milisleri üstlendi. 
Diyeceksiniz  PKK çocuk kadın demeden sivilleri katlediyor, ormanları yakmaktan mı çekinecek?  
Doğru, insan  canına kıyabilenden her şey bekleniz. 
PKK’nın  özellikle zayıf düştüğü zamanlarda daha kolay gerçekleştirebildiği için orman  yakma eylemlerine yöneldiğini biliyoruz zaten. 
Hatay’daki  orman yangınları, Ermenistan’ı işgal ettiği topraklardan çıkarmak için savaşan  Azerbaycan’a Türkiye’nin verdiği destek olayısıyla tertip edilmiş olabilir  pekala. 
Ama şu var ki,  ağacı bahane ederek ülkede geniş çaplı ayaklanma düzenleyenler, çevre  hassasiyetini ideolojik payanda haline getirenler, PKK’nın orman terörüne, ağaçlarla  birlikte milyonlarca canlıyı telef etmesine ses çıkarmıyor. 
3-5 ağaç için  iktidar devirmeye cehdedenler PKK’nın onbinlerce hektar ormanı yakması karşısında  üç maymunu oynuyor. Önemli bir yatırım için 3 ağaç yerinden sökülse sokaklar  karışır mı acaba diyerek canlı yayına bağlanan Batı medyası PKK’nın orman  terörü hakkında tek satır haber geçmiyor. 
Üstelik bu  örgüt ekolojik-feminist-demokratik-LGBT savunucusu gibi içine her şeyin  doldurulduğu bir uzun sıfatlar zinciriyle tanımlıyor kendini. Terörist başı  Abdullah Öcalan tutuklandıktan ve Irak’ın işgalinden sonraki imajları bu.  Anti-emperyalist sol söylemin yerini çoktan Amerikanizm aldı. ABD, Irak’ı  işgaliyle Barzani’ye sağladığı statünün benzerini Suriye’de de kendilerine  vadedince, PKK’ya bir özgüven geldi. İşte bu süreçte Türkiye solu yeniden PKK  muhibbi oldu. 
Yine bu  süreçte HDP denen partinin yöneticileri, PKK ile ilişkilerini seçim  meydanlarında bir tehdit aracı olarak dile getirmeye başladı. 
Kandil’deki  teröristler CHP ve İyi Parti ile girdikleri ittifakı demokratik güç birliği  diye tanımladılar da hiçbiri buna itiraz edemedi. 
CHP lideri  PYD’liler için “Onlar terörist değil topraklarını savunuyorlar” diyebildi. 
PKK’nın çevre terörüne  şaşırmıyoruz ama her terör eyleminde faili görünmez kılan sözde aydın, sanatçı  ve siyasetçilerin Türkiye sevgisine de inanmıyoruz.