Geçmişte de öyleydi, ama, şimdi daha bir güçlü şekilde, ‘propaganda savaşı’, savaşların içindeki en hassas merhaleyi oluşturmakta. Onun içindir ki, günümüzde sadece sosyal psikolojinin değil, askerlik mesleğinin ve harb san’atının da en hassas laboratuarlarında yapılan denemelerle şekillenmekte propaganda konuları.
Bu yüzden, Kur’an-ı Mubîn’de bu husus, Hucûrat sûresi, 6. âyette, ‘Ey iman edenler, size bir fâsıq bir haber getirdiğinde, onu tahkik etmeden kabullenmeyin’ buyrulur. Yani, size haber ulaştıran, fâsıq birisi bile olsa, onu, hemen redd veya kabul etmeyin, tahkik edin, gerçekliğini araştırın. Çünkü bununla yanlışa sürüklenmek, birilerine haksızlık yapmak ve oyuna gelmek ihtimali vardır.
***
Olmayanı olmuş gibi, olanı olmamış gibi göstermek, bir haber veya hadisenin gerçek mahiyetini çarpıtmak, küçültmek veya büyütmek, propaganda sanayiinin özünü teşkil etmekte. Maksad, karşı karşıya gelen iki zıd gücün, karşı tarafı bertaraf etmesi. Ayakta kalabilmek için bir takım meşru ve mâkul izahlar da bulunur elbette.
Hele de bugün, iletişim imkân ve araçlarının ileri teknoloji sâyesinde korkunç bir hız kazandığı bir zaman diliminde, en olabilecek haberlerin bile üstü örtülebilmekte, en olmaz sanılanların ise bir gerçek gibi sunulması imkânı bulunmakta ya da kitleleri dikkatleri başka yönlere kaydırılarak gerçekler gizlenebilmekte; ‘Haber emperyalizmi’ diyebileceğimiz bir güç odağı bugün bütün şeytanî entrika yöntemlerini kullanmaktadır.
***
Sadece en büyük emperial güçlerden birisi olan B. Amerika’da bile medya organlarının sermaye bakımından yüzde 60’ından fazlasının sionist odakları elinde ve bu medya organlarında çalışan personelin de yüzde 25’inin de o odakların inanç ve ideolojisine bağlı olduğunu düşünelim. Halbuki, Amerikan toplumunda, o sionist odakların asıl dayandığı inanç kitlesi olan sadece yüzde 3 civarında.
Bu gücü elinde bulunduranlar elbette ki, söz gelimi, Filistin’de, sionist İsrail rejimi tarafından işlenen en korkunç cinayetlerin bile üzerini örtmekte, dünyaya duyurmamakta; ama, kendi menfaatlerine dokunan bir durumla karşılaşsalar bütün dünyayı velveleye boğmaktadırlar. Ama, bir İngiliz gazetesinde, 2-3 sene önce, bir ünlü karikatürist, Netanyahu’yu, ‘barış duvarı’ örüyor vaziyette ve duvarın taşları arasında Filistinli çocukların bedenlerini harç olarak çizince… O karikatürist, hemen 35 yıldır çalıştığı gazeteden kovuldu ve gazetenin patronu da ertesi günü özür diledi. Birkaç ay önce de, aynı durum, alman medyasında da tekrarlandı ve bir alman yazar, yazısında ‘anti-semitik /yahudi karşıtı’ bir mesaj verdiği gerekçesiyle on yıllardır çalıştığı yayın organından kovuldu. Dünya kamuoyu, bu haberlerin kenarından teğet geçti.
AB. Amerika’da California’da aylarca devam eden ve hattâ bazı kasabaları bile yutan dev orman yangınları 100’e yakın insanı da kavurduğu ve yüzlercesinin de âkıbetinden henüz haber alınamadığı halde, dünyada da, B. Amerika’da da önemli bir haber olarak gereken ilgiyi uyandırmadı. Çünkü, Amerikan emperyalizminin güçsüzlüğü zehabına zemin hazırlayamazdı bu haberlerin veriliş şekli.
***
Aynı şekilde, günlerdir Paris yanıyor. Onbinlerce gösterici her tarafı ateşe veriyor. Güvenlik güçleri en acımasız yöntemlerle onların üzerine gidiyor. Başka ülkeler söz konusu olduğunda güvenlik güçlerine nasıl davranacaklarının dersini veren uluslararası odaklar şimdi suskun.
Ama, o haber merkezleri, hele de Müslüman dünyasındaki başka sosyal hadiselerde, arzuladıkları hedefleri elde etmek için, aylarca- yıllarca benzer haberleri bütün dünyaya haber bültenlerinin ilk sırasında ve sürekli bir dehşet havası içinde pompalıyorlar.
Evet bu çağın en belirgin özelliklerinden birisi, ‘propaganda savaşları çağı’ olması.