
İlk taşı en masum olan atsın.
Biliyorum beni bu yazıdan dolayı taşlayanlar olacak. 
Ama neylersin ben de böyleyim işte.
İçimden geldiği gibi konuşuyor, 
Kalbimin, aklımın, vicdanımın sesini dinliyorum.
Yanlış yaptığım da oluyor ama dedim ya ben de böyleyim...
Neyse sözü çok uzatmayayım.
Türkiye dezenflasyon sürecine girdi. 
Yani en azından Haziran ayı enflasyon rakamına göre  düşüş eğilimi başladı. İnşallah sürer biz de bu beladan kurtuluruz. 
Önce bardağın boş tarafını söyleyeyim.
Yüksek faiz ve enflasyon belasıyla boğuşuyoruz. 
Maaşlar da erime söz konusu, zaten bunu hissediyoruz. 
  Kendi adıma geçmişe göre yüzde 30 civarında bir refah kaybı yaşadığımı  düşünüyorum. Ama geleceğe dair umudumu da koruyorum. 
Gelelim bardağın dolu tarafına...
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları notumuzu  yükseltti.
Türkiye gri listeden çıkarıldı.
Risk primimiz düşüyor.
Merkez Bankası döviz rezervi yükseliyor.
Döviz cephesi geçmişe göre stabil seyir halinde.
Türkiye 15 çeyrektir büyüyor.
Cari açık azalıyor.
Sokaklarımızda işsiz kaldığı için eylem yapanlar değil,  iş ilanları, çalıştıracak eleman bulamadığını söyleyen esnafın sitemi var. 
Sözün özü... 
Benim cephemden bakıldığında tünelin sonunda ışık  görünüyor.
Bu yüzden de taşlanmayı göze alıyorum. 
Özellikle de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in 
AK Partili Belediye Başkanlarına yaptığı son uyarı  umudumu artırdı. 
Şimşek, "Kamuda  tasarruf tedbirleri belediyeleri yüzde 100 bağlamaktadır. Sizin durumunuz  merkezi hükümetten çok çok daha kötü.   Belediyelerin yıllık personel giderleri bütçe gelirlerinin yüzde 30'unu  aşamaz. Hiçbiriniz kanuna uymuyorsunuz. İstihdam bürosuna dönüşmüşsünüz." Dedi.  Tabii bu kızım sana söylüyorum gelinim sen anla mesajı da... Yani CHP'li  belediyelerin de ayağını denk alması lazım. Zira Şimşek, "Bakanlığımız denetim yapacak ve ilgili harcama sorumlusu çok ciddi  müeyyideler ile karşı karşıya kalabilecek." Diye de uyardı. 
Peki, tüm bunları niye anlattım. 
CHP Genel Başkanı Özel, haziran ayı enflasyon rakamı  açıklanır açıklanmaz, yine erken seçim mesajı vermeye başladı. Oysa benim  beklentim CHP'li belediyelere "Enflasyonu  düşürmek için siz de katkı sunun, halk ekmeğe yüzde 60 zam, Suya yüzde 800'e  varan zam milleti zora sokuyor" demesiydi. Zira kendi yönetimlerine tek  kelime etmeyenin sürekli hükümeti eleştirmesi samimiyetten uzak geliyor. 
Bu arada son bir not... 
Hatırlar mısınız bilmem ama CHP'nin bir önceki genel  başkanı olan Kılıçdaroğlu da ekonomik kriz daha da derinleşecek hemen erken  seçime gidelim çağrıları yapıyordu. Zira Erdoğan'ın toparlanmasını istemiyordu.  Sonrasını birlikte izledik. Şimdi aynı yoldan Özel yürüyor. 
Acaba muhalefette "Enflasyon  düşerse elimizde Erdoğan'a karşı koz kalmayacak" endişesi mi var? 
Zira terörle mücadele, dış politika, ulusal güvenlik  meselelerindeki karneleri ortada...

BAŞBAĞLAR'DAN  "BİRİLERİ" MESAJI
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Başbağlar Katliamı'nın  31'inci yıl dönümünde şehit edilen 33 kardeşimizi anma törenine katıldı. 
Ancak konuşmasında kullandığı bir ifade açık söyleyeyim  beni üzdü. 
Zira Özel, "Birileri  aldıkları talimatla köyü ateşe verdi.  28  kişiyi cami çıkışında katlettiler, 5 kişiyi evinde yaktılar. Başbağlar rastgele  değildi. Eylemin biçimi, sayısı asla rastgele değildi" ifadesini kullandı.  Oysa hepimiz ağzını doldura doldura "Birileri" değil, "Terör Örgütü PKK"  demesini ve bu teröristleri lanetlemesini bekliyorduk.  
Son dönemde bu anlayış CHP'nin bir siyaset paradigması  haline geldi. Düğün evinin tefçisi, ölüm evinin yascısı misali, 
Bir yandan Başbağlar'da 33 şehidin duasına katılıyor. "Birileri  yaptı" diyor.
  Diğer yandan DEM'lilerle masaya oturuyor. 
Hatta  "Buradaki  birlikteliğimiz için hiç kimseden çekinmeden ki niye çekinelim, biz birbirimize  göbeğimizden bağlıyız ve acılarımızla bağlıyız."  Diye konuşuyor. 
Takdir milletin elbette. 

HALK  TV KAFASI
Muhalefetin de bir sınırı olmalı. 
Halk TV'deki o anları izleyince içimden böyle geçti. 
Hepimiz milli maçı izlediğimiz için gözden kaçmış video  sosyal medyaya düşünce fark ettim ben de...
Halk TV'deki yayında Moderatör Şule Aydın'ın kulağına  editörü 
"Türkiye  ikinci golü attı" diye söylüyor. 
Sanki eviniz yanıyor haberi verilmiş gibi bir hava  oluyor. 
İkinci golü de Merih Demiral'ın attığını  öğrendiklerinde sanki karalar bağlıyorlar. Sanırsınız Avusturya TV, Viyana'dan  yayın yapıyor. Yani bırakın sevinmeyi, alkışlamayı aksine yüzler düşüyor. 
İnsan sormadan edemiyor, "Bu kadar mı yabancılaştınız ülkenize?" 
Aynı ruh halini 2021'de Erdoğan, Kur Korumalı Mevduat  hesabını açıkladığında da görmüştük. Dolar düşüyor diye Halk TV ekranında nasıl  bir panik hali olmuştu. "Eyvah ekonomide  kaos çıkmazsa Erdoğan'ı deviremeyiz" zihniyeti kameraya yansımıştı. 
İnsan üzülmekle, acımak arasında gidip geliyor. Zira bu  normal bir ruh hali değil. Erdoğan düşmanlığı artık belli ki bazılarında ülke  nefretine kadar ulaşmış. Yoksa Avusturya'ya atılan gollere sevinemeyenlere de  ne bileyim, ne diyeyim. 
Takdir sizin... 

SİZİ  PUHU İLE TANIŞTIRAYIM
Aselsan'dan güzel insan İbrahim Bilekli gönderdi  fotoğraf ve videosunu ve açıkçası izlerken hem gururlandım hem de  heyecanlandım. Zira savaş sahasında iletişim her şey demek. Muhabere yoksa  muharebeyi kazanma ihtimali yok. Ve Türkiye kritik teknolojileri sürekli ve  istikrarlı bir şekilde yerlileştiriyor. Puhu da TSK envanterine katılıyor. 
Varsın kimileri takdir etmesin, hatta önüne takoz  koymaya çalışsın. 
Biz memleket için akıl ve alın teri döken herkesi  gönülden alkışlıyoruz. 
  İşte bu yeni teknolojinin özellikleri... 
PUHU 3-LT:
Yüksek hızlı spektrum tarama, sinyal tespiti ve  analizi,
Hassas yön kestirimi ve konum bulma,
Yapay zeka destekli elektronik harp algoritmaları,
Ağ destekli elektronik harp
Hızlı ve otomatik kurulum, toplanma ve yer değiştirme  kabiliyetleri sunuyor. 
Bu arada Türkiye yüzde 80'i tamamen milli parçalardan  oluşan, yerli ve milli uydumuz Türksat 6-A'yı Uzay'a yolluyor. Yani Türkiye  başka bir lige doğru adım adım ilerliyor.