PKK konusu uzun bir süredir gündemden düştü.
Terörsüz Türkiye mücadelesinin en kritik başlığı haline gelen silah bırakma işi tam da bu sürede anlamsız bir bekleyişe girdi.
Bu bekleyiş anlamsız bir duraksama gibi görünse de sürece dikkatle bakıldığında duraksamanın hiç de yabana atılmayacak kadar anlamlı bir duraksama olduğunu görürsünüz.
O Halde Nedir Bu Duraksama...
Duraksamanın nedeni belli ki birileri sürece taş koymak istiyor, belli ki birileri süreci engellemek istiyor.
Çünkü buradan çıkacak olumlu bir sonuç o birilerinin sonu olacak.
Peki, o birileri kim?
Meseleyi doğru anlamak için o birilerini sınıflandırırken ikiye ayırmak gerekir.
Biz de öyle yapalım ve süreçle ilgili yapacağımız değerlendirmenin sağlıklı bir değerlendirme olması için sürece engel olmaya çalışan yapıları iç ve dış olmak üzere ikiye ayıralım.
Gelelim tarafların kimlerden oluştuğuna.
İç Cephe...
İç cephenin en önemli aktörü DEM Partisi.
Bugüne kadar parti olmayı bir türlü becerememiş bu yapı içinde amacı sadece süreci sabote etmek olan bir güruh da var, gerçekten iyi niyetli bu işi olması gereken yere getirmek isteyen de.
Bunların kimler olduğu yaptıkları ve söyledikleri ile o kadar sırıtıyor ki görmemek için bakar kör olmak gerekir.
DEM bu yapıyı bir türlü pasifize edip kendi iç dinamiklerinde tasfiye edemedi.
Oysa Erdoğan DEM'e süreçle ilgili "siyasi parti olma yolunda önemli bir fırsat yakaladınız, ıskalamayın" demişti.
Bugüne kadar gelinen süreç gösterdi ki DEM'in bu fırsatı ıskalama riski bir hayli yüksek.
İçerideki bir diğer tehdit de; gazeteci, akademisyen, kanaat önderi, siyasetçi kılığıyla ortalıkta gezinen cenah.
Bunlar da üç kuruşluk aklılarıyla sürece zaman zaman fitne sokmak, gelişmeleri engellemek için ayak ve kelime oyunları yapmaya çalışıyorlar.
Herhangi bir etkileri var mı?
Hiçbir etkileri yok, bunlar kendileri çalıyor kendileri oynuyorlar.
Huzurlarınızda Dış Cephe...
Süreçte esas sıkıntı bu cephede...
Kimler yok ki...
Fransa, İngiltere, Almanya, Müesses Amerika ve İsrail
Amerika'yı burada müesses diye ayırdım çünkü bu yapı maalesef özellikle Suriye'de CENTKOM üzerinden etki üretmeye çalışıyor.
Pentagon uzantısı bu yapının başındaki kişi kendisine general denilen Kurilla.
Hemen belirteyim çok tehlikeli bir isim.
Amerika'nın askeri yapısında birçok komutanı değiştiren Trump nedense bu kişiye dokunmadı ya da dokunamadı.
Kurilla denilen bu kişinin sahadaki etkileri hala hissediliyor.
General kılıklı bu kişi geçtiğimiz günlerde İsrail'e gidip toplantı düzenledi,
Belli ki bölgede yine kirli işler peşinde.
Bu kişinin acilen buralardan uzaklaştırılması lazım.
Trump'ın ilk başkanlık döneminde Mc Gurk denilen katili bölgeden göndermeyi başaran Türkiye yine acilen böyle bir sürece imza atmalı.
Mc Gurk ve Kurilla denilen terör baronları acilen Irak ve Suriye'den defolmalı, zira bu kişiler buralardan gitmedikçe bu topraklarda akan kan durmaz, fitne bitmez.
Terör Sevicisi Fransa...
Geçtiğimiz günlerde Macron Suriye'de gelişen süreçle ilgili ilginç çıkışlar yaptı.
Macron o mikron aklıyla Suriye'de bulunan teröristler için "savaşçılarımız" kelimesini kullandı.
Kime karşı savaşıyormuş bu savaşçı?
DEAŞ denilen Amerikan projesi örgüte.
Muhtemelen Mikron akıllı Macron'un Trump'ın "bu örgütü Amerika kurdu" dediğinden haberi yok.
Batı Yakasında Değişen Bir Şey Yok...
Bundan daha tehlikeli söylemi şu batının...
"Savaşçılarımızdan bir grup iyi niyet göstergesi olarak silah bırakacak ve sonrasında üs bölgelerine geri dönecekler."
İlginçtir bu söylemin aynısı örgüt tarafından da dillendirilmeye başlandı.
Muhtemeldir ki yuları tutan güç tarafından örgüte talimat böyle gitmiş. Onlarda kelimesi kelimesine aynı lisanı kullanıyorlar.
Bu konuda PKK'dan yapılan açıklama aynen şöyle;
"20-30 kişilik bir grup 10-12 Temmuz arası bir gün, Süleymaniye kentinde sembolik silah bırakacaklar ve sonrasında geldikleri yere geri dönecekler."
Aman Dikkat...
Günlerdir silah bırakma konusu için ısrarla "bir grup" kelimesi kullanılıyor.
Bu çok tehlikeli bir söylem ve asla tesadüfen söylenmiş de değil.
Planlanan örgütün tamamının silah bırakması, zaten doğru olan da bu.
Bu plan doğrultusunda örgüt gruplar halinde silah bırakacak ayrı bir söylem, örgütten bir grup silah bırakacak ayrı bir söylem.
İkisinin kapsama alanı çok farklı.
Sonuç...
Bu söylem boşuna dillendirilmez. Bu söylem maksatlıysa şöyle bir tezgâhla karşılaşmak muhtemel.
Numunelik bir grup gelecek, işi şova dökerek silah bırakacak ve sonrasında abuk sabuk istekler dillendirilmeye başlanacak.
Olabilir mi?
İhtimal var...
Bu nedenle böyle bir risk için şimdiden tedbirler almak gerekir.