Trump, 13 Haziran'da başlayan ve Amerikan'ın zaman ayarlı müdahalesi ile sona eren İsrail-İran çatışmasına "12-Gün Savaşı" ismini koydu. Kendisinden önce başlayan savaşları bitirme vaadiyle gelen fakat şu ana kadar Ukrayna-Rusya başta olmak üzere bahsettiği savaşların hiçbirini bitiremeyen ABD başkanı, NATO zirvesi öncesi "bir dünya savaşını engelleyen -ama şimdilik" bir "barış adamı" portresi çizdi.
Vallahi gündem o kadar hızlı ki, bu sürecin nasıl şekillendiğini bir türlü konuşamadık. Özellikle hayalet uçaklarla yaptığı "şok baskından" sonra İran'ın da "üssü boşaltın" diyerek -ki İran muhibbileri buna İslam Hukuku hassasiyeti diyorlar- ABD hava üssü El-Udeid'e fırlattığı füzeler sonrası Trump'ın arka kapı diplomasisiyle ateşkesi sağlaması üzerine biraz durmak gerekmez mi? Biz bunun aynısını daha önce de duymuştuk değil mi?
Geçen yazıda dile getirdim, bugün de tekrar etmekte beis yok... Trump'ın savaşı ve barışı arasındaki mesafe çok kısa. İsrail'in İran'a saldırısının ilk gününden itibaren devamlı çelişkili açıklamalar yapan, kah barıştan kah güçlü bir operasyondan bahseden Trump'ın çatışmanın 12. gününde ateşkes sağlandı açıklaması uluslararası aktörler tarafından zorunlu olarak inandırıcı bulundu bana göre. Onun için herkes birbirine "Ateşkes uzun sürer mi?" sorusunu soruyor.
Açık söyleyeyim, ABD-İran düşmanlığının inandırıcılığı öteden beri hep şüpheyle yaklaşılmıştır. Bu konuda birçok vesika var, ister Google'a ister Yandex gibi arama motorlarına yazın bu konuda birçok habere ulaşabilirsiniz. Ama bu konuda bir şeyi hatırlatmazsam olmaz... İran'ın son yirmi otuz yıldır emperyalist kaostan faydalanıp bölgede yayılma stratejisi adına ürettiği şiddete İslam adına bir cümle dahi kurmayıp ABD'yi uyarmasına İslam Hukuku'na bağlayanlar ne delil getirirseniz getirin yine de inanmayacaklardır. Neyse...
21 Haziran'da ABD'nin B-2 Bombardıman uçakları, Fordo, Natanz ve İsfahan'da bulunan nükleer tesisleri bombaladıktan sonra Trump sosyal medya üzerinden "Büyük Amerikan savaşçılarımıza tebrikler. Dünyada bunu yapabilecek başka hiçbir ordu yoktur. ŞİMDİ BARIŞ ZAMANI!" mesajını yayımladı.
Çok ilginç, ABD'deki sızıntılar olayın Trump'ın dediği gibi olmadığını gösteriyor. Ben bunu bir kenara bırakıyorum, ama Katar'daki Amerikan hava üssünün vurulması dahil gelişmeleri üst üste koyduğumda Trump'ın barışı için yapılan bombardımanın ne anlama geldiğini kısa kısa cümlelerle anlatayım...
İran, ABD'nin bombardımanını bir halkla ilişkiler gösterisi gibi desteklemiş görünüyor. Füzeler, İran'ın önceden tahliye ettiği, karşılıklı anlaşmayla belirlenmiş bölgelere düştü söylentileri çok güçlü; bu, iki tarafın da kontrollü bir gerilim sahnelediğini düşündürüyor. Trump, her zamanki gibi bu olayı büyük bir zafer olarak lanse etti. Ancak asıl başarı, buraya dikkat, savaş yanlısı neokonservatif danışmanlarının çatışma kışkırtmalarını frenlemesiydi. ABD, Neoconlar'ın uzun zamandır hazırlandıkları Orta Doğu'da geniş çaplı bir fetih planını şimdilik rafa kaldırdı. Trump için meselenin özü de buydu galiba.