Karabükspor karşısında sahada tel tel dökülen Galatasaray gitmiş yerine mücadeleci futbolun bütün gereklerini yerine getiren koşan maçından ilk dakikasından itibaren golü kovalayan bir takım gelmiş. En büyük değişiklikler Melo ve Hamit’teydi. Melo geçen yıl sergilediği futbolunu hatırlattı seyirciye. Golden önce müthiş bir kafa vurdu, kaleci zor kurtardı. Ondan sonraki kornerde yapılan ortaya Burak’la birlikte çıktı ama golü Burak attı. Melo savunmada da çok iyiydi. Geçen yılki mücadeleci, top kesen ve kestiği topları doğru bir biçimde oyuna sokan Melo’yu seyrettik. Hamit ise Avrupa’nın en ünlü takımlarırnda oynayan bilgidiğimiz Hamit. Gerçekten kusursuza yakın oynadı. Semih bir süredir oynamamasına rağmen yerini hiç yadırgamadı ve Dany ile birlikte göbeği çok iyi kapattı. Elmander ve Burak çok çalıştı. Ama Amrabat G.Saray’a geldiğinden beri belki de en iyi oyununu sergiledi. Riera savunmanın sol kanadına ısınmış artık. Hem savunma görevini yerine getiriyor hem de sol kanattan hucüma kalkabiliyor.
United’ın eksikleri vardı ama sahaya sürdüğü takım yine de Avrupa’nın en iyi 11’lerinden biriydi. United, Van Persie’nin eksikliğini hissetti. Onun dışında takımda oynayan oyuncular çok iyi mücadele etti. Büyük takım böyle olunuyor zaten. Bir teknik direktör de bu yüzden takımın başında 30 yıla yakın bir süre kalabiliyor.
Fatih Terim, büyük maçların hocası olduğunu futbolcularını çok iyi motive ettiğini bir kez daha kanıtladı. Nedense Türkiye Ligi’ndeki birkaç takım dışında diğer takımlara fazla odaklanamıyor. G.Saray’ın ligde son oynadığı Mersin ve Karabük maçlarında sergilenen futbola bakın bir de dün gece sergilyenen takıma bakın. Takıma sanki sihirli değnek değmişti. Devler Ligi sahnesi futbolcuların kendilerini gösterebildiği hele de M.United gibi bir rakip karşısında bütün Avrupa’nın önünde oynadıkları için inanılmaz istekliydiler.
Welbeck nerdeyse tek başına bir takım. Galatasaray sadece onu durdurmakta biraz zorlandı. ama G.Saray dün akşam öylesine iyi hazırlanmış ki Manchester tam kadro da sahaya çıksa başa baş mücadele edebilirdi. Fatih Terim sürekli sahanın zemininden şikayet ediyordu, demek de sorun zeminde değil, futbolcuların oynadıkları maçı ciddiye almasındaymış.