Dün Türkiye Basın Federasyonu'nda Ankaralı gazetecilerle beraber AK Parti Genel Sekreteri, İzmir Milletvekili Eyüp Kadir İnan ile buluştuk.
İnan 32 yaşında bir genç olmasına rağmen ömrünün 14 yılını siyasetin içinde geçirmiş, başkanlık dahil AK Parti Gençlik Kollarının her kademesinde çalışmış, haliyle sahada pişmiş bir isim.
Son yerel seçimlerde İzmir belediye başkan adayı Hamza Dağ ile beraber sahada ciddi rüzgar estirmişlerdi. Çalışanı görür Tayyip Erdoğan. Nitekim son kongreye rengini veren "partiyi gençleştirme operasyonu"nda AK Parti Genel Sekreterliği görevine getirdi Eyüp Kadir İnan'ı.
Dolayısıyla İzmir'i, İzmir'in çöp dağlarını, CHP'li belediyelerdeki yolsuzluk soruşturmasını, terörsüz Türkiye sürecini ve AK Parti'nin yeni anayasa çalışmalarına bakışını sorduk Erdoğan'ın genç kurmayına.
FERDİ ZEYREK'E RAHMET, CHP'YE BAŞSAĞLIĞI
- O sözlerine elim bir kaza sonrası hayatını kaybeden ve önceki gün cenazesine katıldığı Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'e rahmet dileyerek başladı: "Merhumu kabrine kadar uğurladık. Siyasi mücadelede yol arkadaşını kaybetmek çok acıdır. Siyaset üstü bir acı bu. CHP'nin, Manisa'nın ve ailesinin başı sağ olsun".
YENİ ANAYASA İÇİN ŞARTLAR ELVERİŞLİ
- Terörsüz Türkiye sürecinde her şeyin yolunda, konu hassas biçimde takip ediliyor ve yürütülüyor.
- Darbe anayasasıyla yönetilmek 81 milyona haksızlık. Yüce meclisimiz ve aziz milletimiz anayasa yapma tecrübesine vakıftır. 28'inci dönemde TBMM süreci hızla tamamlayacak ve yeni anayasayı milletimize kazandıracaktır.
- Tüm toplumu kucaklayan anayasa için şartlar elverişli. İlk dört madde, ana dilde eğitim gibi konular kasıtlı olarak yeni anayasa yapım sürecine barikat oluyor. Oysa Sayın Cumhurbaşkanımız bu tartışmalara dair cevabını net verdi. Kamuoyunda da büyük bir destek var.
4 BUÇUK MİLYON İZMİRLİ BELEDİYECİLİK HİZMETİ ALAMIYOR
- 2023 yerel seçimleri kutuplaşmanın arttığı bir atmosferde yapıldı. Buna rağmen bir milyon oy aldık biz İzmir'de. Hâlbuki İzmir'in birikmiş sorunlarının çözüme ihtiyacı var. Son olarak toplanmayan çöpler nedeniyle koktu güzel İzmir.
- Büyükşehir Belediyesiyle işçiler arasındaki krizin mağduru ise İzmirliler oldu. Dört buçuk milyon İzmirli temel belediyecilik hizmetlerini alamıyor.
- Her belediye milyarlarca liralık bütçe yönetiyor, vatandaşa hizmet şartıyla... CHP yönetiminde ise yolsuzluk, liyakatsizlik gibi nedenlerle şehirlerimiz sürekli geri gidiyor.
- Bunun gibi kronik sıkıntıları çözmek için Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi yerel yönetimlerde reform niteliğinde adımlar atacağız. Gençlerin geleceğini güvence altına almak bizim vazifemiz.
CHP SÜRECİ SİYASALLAŞTIRDI AMA OYLARI DÜŞÜYOR
- Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk, rant dosyasıyla karşı karşıyayız. Yargı görevini yapıyor. Biz konunun siyasileştirilmesini doğru bulmuyoruz. CHP ise kamuoyunu aydınlatmak, toplumu rahatsız eden iddialara cevap vermek yerine perdeleme yapıyor, bağımsız Türk yargımızı hedef haline getiriyor.
- Sokakları terörize ederek, boykot kampanyaları yaparak işi sulandırmaya çalıştıklarını milletimiz çok iyi gördü. Yaptırdığımız araştırmalarda ve anketlerde CHP oylarındaki düşüş gayet net görünüyor.
***
Kırmayın çocukların kalbini... Burak'ın saçına dokunmayın!
Çocuklar ortadan kayboluverince sadece ailelerinin değil tüm Türkiye'nin yüreği ağzına geliyor. Bu zaten böyledir ama son yıllarda öyle üzücü olaylar yaşandı ki zihnimiz kalbimiz kaybettiğimiz çocukların yasıyla yarasıyla doldu.
Tam da arefe günü Bursa Orhaneli'nde kaybolan 14 yaşındaki Burak Koçak için de çok korktuk. Bayram sabahından bu yana AFAD, JAK, UMKE, Jandarma Asayiş, dalgıç polis, NAK, ANDA, İHH, AKUT, KUMDAK, BAKUT gibi hem devletin ilgili birimleri hem sivil toplum kuruluşlarına bağlı 103 kişi beş gündür Burak'ı bulmak için uğraşıyordu.
Çok şükür bulundu beşinci günün sonunda Burak. Ailesiyle beraber endişe içindeki milyonlarca insan bir oh çekti.
Meğer mahalleden bir arkadaşının evinde, elbise dolabına saklanmış çocuk.
Sebebini öğrenince Burak'a karşı büyük bir sevgi kabardı içimde.
Mahalle berberinde bayram tıraşı olmuş Burak. Eve gelince –haberlerde yazıldığına göre- annesi ve amcası kızmışlar ona. Doğru düzgün tıraş olsaydın diye. Sonra da çocuğun o güzelim saçını zorla sıfıra vurmuş amcası!
Aman Allah'ım! Neden? Ergen çocuğun saçına dokunulur mu hiç?
İnsanın saçı başıyla, kılığı kıyafetiyle en fazla ilgili olduğu, kimliğini kişiliğini oluşturmak, ailesinin ve çevresinin buyruklarından özgürleşmek istediği ama yine en çok onların desteğine, onayına, oluruna ihtiyaç duyduğu çelişkilerle dolu zamanlar bunlar... Zor yıllar.
İncindi muhtemelen çocuk, kızdı utandı. Özenip beğenerek kestirdiği saç modeliyle değil de kırpılmış alacalı bir kafayla görünmek istemedi bayramda.
Sevdiği insanların onun seçimlerini, endişelerini, iç sesini duymadığını, dikkate almadığını bilakis hoyrat bir müdahaleyle onurunu kırdığını, çaresiz kaldığını düşündü belli ki. Görünmez olmayı o noktada seçmiş olmalı.
Kaçmak saklanmak tasvip edilecek şey değil elbette, çare de değil. Ama anlamak lazım onları... Anne-babaların biraz daha anlayışla sabırla yaklaşması gerekmez mi sizce de ergen çocuklarına?