İsrail'in İran'a yönelik saldırısı, Tahran yönetiminin ne kadar aciz durumda kaldığını bir kez daha gösterdi...

Özellikle de Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları, Kudüs Gücü Komutanı seviyesindeki isimlerin lojmanlarında, uykuda öldürülmeleri herkesi şoke etti...
Peki ama bu nasıl oldu?
Elbette tam olarak bilmemiz mümkün değil ancak fikir yürütebiliriz...
Benim kendi düşüncem Netanyahu, Trump'ı, Trump da Tahran yönetimini kandırmış olabilir şeklinde.
Zira saldırıdan bir gün önce ABD Başkanı Trump'ın yaptığı açıklama ortada...
Trump, "İran ile bir anlaşma yapmak istiyorum. Anlaşmaya oldukça yaklaştık. Ben bir anlaşma yapmayı tercih ederim, bir anlaşma olduğunu düşündüğüm sürece, İsrail'in müdahale etmesini istemiyorum, çünkü bunun her şeyi mahvedeceğini düşünüyorum." sözleriyle, İsrail'e "sakın ha saldırma mesajı" veriyor, İran'a da pazar günü Umman'daki Nükleer Müzakere masasına bir çözümle gelin" diyordu.
Belli ki İranlı komutanlar da pazar günü yapılacak müzakereler öncesinde böylesine bir saldırı beklemiyordu.
Zira aksi durumda karargahta, sığınaklarda olmaları beklenirdi. Ama evlerinde öldürüldükleri iddia ediliyor. Üstelik de İsrail kapı numarasına hatta kaldıkları odaya kadar biliyordu. Aynı şekilde İranlı 6 nükleer fizikçi bilim insanı da bu şekilde öldürüldü.
Yani Netanyahu, Trump üstünden Tahran'ı kandırmış olabilir.
Bakmayın siz Trump'ın saldırıdan haberim vardı diye yaptığı açıklamaya aynı açıklamada hala İran'ı masaya oturtmaya çalışan bir Trump var zira...
Peki Trump'ın asıl kaygısı Çin olabilir mi?
Meseleye şöyle bakalım...
İran Çin'in en büyük petrol tedarikçilerinden biri...
Pekin ile Tahran arasında yüz milyarlarca dolarlık anlaşmalar imzalandı. Yani savaşın büyümesi hele de Çin'in enerji hattı Hürmüz Boğazı'nın kapanması petrol fiyatlarını uçurabilir.
İran'ın önemli lojistik noktalarından biri olan Bender Abbas limanındaki
şaibeli patlamayı da bu çerçevede okumak mümkün gibi görünüyor.
Peki ben konuyu nereye bağlayacağım?
Petrol fiyatlarındaki fahiş artış, Çin'in epey canını acıtabilir.
Ve bu durumda Çin tıpkı Hindistan-Pakistan savaşında Pakistan'a yaptığı gibi İran'a da hava savunma sistemi, yeni nesil uçaklar verebilir. Bu da orta doğuda tüm dengeleri sarsabilir...
Yani demem o ki, Netanyahu aslında şu anda kendisini kandırıyor olabilir. Belki de bu saldırılarıyla şu anda kendi sonunu hazırlıyor ama farkında olmayabilir...

İSRAİL SALDIRISINDAN ÇIKAN 10 DERS
1- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2004'de kurmaylarının karşı çıkmasına rağmen savunma sanayi için başlattığı kritik hamleler bir vizyon ve liderlik örneğidir. Türkiye çeyrek asırdır bugünlere hazırlanmaktadır
2- FETÖ'vari yapılanmalar ülkeleri içinden kemiren sinsi kurtlardır. Tahran yönetimi ihanet şebekeleri sebebiyle İsrail karşısında çıplak kalmıştır.
3- Zihinsel işgal ile mücadele memleketlerin en önemli meselesidir.
Akademide, siyasette, medyada devşirilmiş zihinler bulunmaktadır.
Bunların manipülasyonları kimi zaman gönüllü kimi zamansa bilinçsiz de olsa ihanet içinde kitleler üretmektedir.
4- Liderlerin sırtını millete yaslaması elzemdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en büyük özelliği milletiyle birlikte siyaset yapmasıdır. 15 Temmuz'da millet Erdoğan'la birlikte aslında ülkesini de savunmuştur.
5- Güçlü liderlik ve siyasi istikrar yaşadığımız dönemin olmazsa olmazıdır. Millet 28 Mayıs seçiminde "Önce milli güvenliğim" diyerek hem çok kritik bir karar vermiş, hem de kaynamayan tencere iktidar devirir söylemini tarihe gömmüştür.
6- Bugüne kadar 6 ülkeye saldıran, 3 ülkenin topraklarını işgal eden kökten dinci Siyonist zihniyeti hafife almak, uykunda ölmektir. Uyursan ölürsün mottosu Tahran'da bir kez daha gerçekliğe bürünmüştür.
7- Büyük İsrail hezeyanı Netanyahu'yu aşan bir gerçekliktir. Ve iktidarlar değişse bile Mezopotamya'ya kadar işgalini genişletme hayali kuran Siyonizm'e karşı her daim teyakkuzda olmak ve hazırlığa devam etmek gerekmektedir.
8- "Şii Hilali" sevdasıyla, Irak, Suriye, Lübnan, Yemen ve bilumum Müslüman ülkelerinde kan döken Tahran yönetiminin hayalleri kabusu haline gelmiştir.
9- Tahran'a yönelik saldırının hemen ardından Almanya-Fransa'nın "İsrail'in kendini koruma hakkı var" açıklaması, Gazze'deki katliama ise sessiz kalması üstünde düşünülmesi gereken bir derstir.
10- Milletimizi yine milletimizin iradesi kurtaracaktır. "Hainlere inat, daha çok çalışmak, daha çok üretmek" mottomuz olmalıdır...
Endonezya'ya 48 Kaan ihracatı büyük bir kırılma noktasıdır...
İyi varsın Teknofest kuşağı...