Aylardır haber gündemlerinde öne çıkan başlık "Terörsüz Türkiye" hedefiydi. Siyasi partiler arasında başlayan diyalog trafiği, bu hedef doğrultusunda yeni bir dönemin işaretlerini veriyordu. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çıkışı ve DEM Parti'nin İmralı görüşmelerinden sonra yaptığı açıklama, sürecin seyrini belirleyen temel gelişmeler arasındaydı.
Bahçeli'nin Sürpriz Çağrısı
Tartışmalar, Ekim 2024'te MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı beklenmedik çağrıyla hız kazanıyor. Bahçeli, Abdullah Öcalan'a "örgütü feshetmesi ve Umut Hakkı'ndan yararlanması" yönünde seslenmişti. Bu çıkış, hem siyasette hem kamuoyunda büyük yankı buldu. Herkesi şaşırtan bu gelişme içerden değil dışardan okunmalıydı. Nitekim bölgede yaşanacak olası gelişmelere karşı iç cephe tahkim edildi.
Örgüt Kendini Feshetti
DEM Partinin siyasi partileri ziyareti ve en sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptıkları görüşme sürecin piştiğini gösteriyordu. Çok gecikmeden Öcalan'ın çağrısı karşılık buldu ve örgüt 12. Kongresinde kendini feshetti.
AK Parti Temkinli, Ama Sürece Açık
AK Parti kanadı, özellikle çözüm süreci deneyimi nedeniyle daha temkinli bir dil kullanıyor. Parti kurmayları, silahsızlanma ve toplumsal barış yönünde her adımı önemsediklerini ama bunun sadece HDP/DEM odaklı değil, geniş toplumsal uzlaşıya dayalı bir çerçevede ele alınması gerektiğini vurguluyor. AK Parti'den gelen açıklamalarda ihtiyat payının yüksek olduğunu görüyoruz. Geçmişte yaşananlar ve sürece müdahale eden dış aktörler sütten ağzı yanan... misali açıklamaları da etkiliyor.
TBMM Başkanı: "Meclis Çözüm Yeri Olmalı"
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ise süreçle ilgili olarak Meclis'in rolüne dikkat çekti. Türkiye'nin sorunlarının çözüm yerinin TBMM olduğunu söyledi ve "bu sürecin şeffaf, samimi ve demokratik çerçevede yürütülmesi gerektiğini" ifade etti. Kurtulmuş, bu sürecin yeni anayasa çalışmalarından bağımsız ele alınamayacağını da hatırlatıyor.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları, sürecin "millî güvenlik, toplumsal huzur ve anayasal bütünlük" çerçevesinde ele alındığını vurguluyor.
Anayasa Değişikliği mi Yeni Bir Anayasa Mı?
"Terörsüz Türkiye" söylemi, temkinli adımlarla ilerliyor. Ancak bu kez tablo farklı: İnisiyatif sadece hükümet kanadında değil. Parlamentoda daha çoğulcu, daha kurumsal bir yaklaşım benimsendiği görülüyor. MHP'nin çıkışı, AK Parti'nin desteği ve DEM Parti'nin aktif teması, sürecin sadece güvenlik değil, siyasal temsil ve toplumsal barış boyutlarını da kapsadığını gösteriyor. Yani dış konjonktür etkisiyle başlayan süreç içerde de olumlu etkiler bırakacak. CHP bu sürece kayıtsız kalmayacak. Mecliste destek verecek. CHP iç tartışmaları aşıp hangi genel başkanla devam edecek bilinmez. Ancak iç tartışmaların ötesinde bu meseleye mecliste katkı sağlayacağını söyleyebiliriz.
Erdoğan partideki kurmaylarından 10 kişilik bir ekibi görevlendirdi. MHP ise hukukçu genel başkan yardımcısı Fethi Yıldız'ın koordinasyonunda bir süredir zaten hazırlanıyordu.
Sürece Muhalif Gruplar Var
Her şey hızla akarken sürece destek veren karşı çıkan Kürtler var. PKK'nın feshini bir yenilgi olarak gören Avrupa'daki ayrılıkçı gruplar Öcalan'a karşı sert açıklamalar yapıyorlar. Bu sesler örgüte karşı çok öfkeli. Ancak örgütün açıklamasından sonra bölgede davullu zurnalı halay çeken kalabalıklar oldu. Örgütün yarım asır sonra silah bırakmasını iş adamları, turizmciler, esnaf, yaşlılar ve gençler coşkulu bir sevinçle karşıladı...
Sabotajlara Dikkat
PKK'nın silah bırakmasını en başta İsrail'in ve İran'ın hoş karşılamadığını biliyoruz. Her iki ülkenin de bölgedeki horoz dövüşü Suriye-Lübnan-Gazze sahasında yerel halklara zarar verdi. PKK ile doğrudan bağı olmayıp Türkiye'nin bu beladan kurtulmasını istemeyenler de olacak. Dolayısıyla süreci baltalayacak çok fazla aktör var.
SDG meselesi ise ABD-Türkiye-Suriye arasında çözülecek. Şam yönetimine bağlanacak SDG milisleri yeni Suriye yönetiminden emir alacaklar. Suriye'nin yeni konumu Doğu Akdeniz'deki rolü dünya sistemine entegre olmasını zorunlu kılıyor.