Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'ın 18 Mayıs Müstakillik Günü kutlamalarında yaptığı konuşmada, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan arasındaki stratejik ittifakı yeniden vurguladı. Bu çerçevede hatırlattığı Karabağ Savaşı sırasında şekillenen "üç devlet tek millet" sloganını hatırlattı.
Üç devlet tek millet anlayışı, yalnızca bir ideolojik söylem değil, aynı zamanda bu üç ülkenin ortak geçmişi ve kültürel bağlarının geleceğe yönelik somut bir stratejik planla birleştiğinin göstergesidir. Nitekim Erdoğan, bu ittifakın geçici değil, uzun vadeli bir işbirliği ve küresel bir vizyonun parçası olduğuna dikkat çekti.
Düne kadar buna "hamaset" diyorlardı. Ancak, bugün hala buna inanmayanlar olsa da üç ülkenin ittifakı, gerçekçi politikalarla ete kemiğe bürünüyor. O kadar çok ortak yönümüz var ki, bunlar bizim potansiyelimizi belirliyor. Öyle ki, birliğimizi oluşturan yanlarımız Batı emperyalizminin son iki yüzyıldır uyguladığı ayrıştırma politikasını ters yüz edip, geleceği birlikte inşa etme fırsatı veriyor. Hele hele Batı merkezli egemenlik anlayışının sarsıldığı bir dönemde, bu birliktelik, akılcı ve bağımsızlıkçı politikalarla daha kolay bir şekilde güçlenebilir.
Laçın'daki resim, bu yüzden çok kıymetli. Üç liderin de zor zamanlarda birlik olma vurgusu da millet bilincini belirleyen unsurlardan olan "kederde birlik" bilincini yansıtması bakımından oldukça önemli.
Söz gelimi, Hindistan'ın Ermenistan'ı desteklediği İkinci Karabağ Savaşında, Pakistan, Azerbaycan'ın yanında saf tutmuştu. Pek bilinmez ama Aliyev de Pakistan-Hindistan geriliminde de her zaman Pakistan'ı destekleyen açıklamalarda bulundu hep.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç ülkenin birleşerek sadece bölgesel dayanışmayı güçlendirmekle kalmayıp, küresel düzeyde de güçlü bir ortaklık kuracaklarını belirtti. Bu ortaklık, enerji güvenliği, savunma sanayi, ulaştırma ve ticaret gibi stratejik başlıklarda genişlemeyi hedefliyor. Özellikle enerji haritasının değişmesi, Türkiye-Azerbaycan işbirliği sayesinde, bölgede yeniden şekillenen güç dinamiklerini gözler önüne seriyor. Aliyev'in de açıklamalarında vurguladığı gibi, Azerbaycan, yalnızca bölgesel değil, geniş bir coğrafyada enerji güvenliğine katkı sağlamak için büyük projelere imza atıyor.
Dolayısıyla, üç ülke arasındaki ittifak, sadece tarihsel ve kültürel bağlardan beslenen bir işbirliği değil, aynı zamanda stratejik bir ortaklık olarak şekilleniyor. Gelişen güç dengeleri, Batı merkezli egemenlik anlayışının sarsıldığı ve doğunun yükseldiği bir dönemde, bu üçlü ittifakın daha bağımsız ve etkin bir konum elde etmesini sağlayacak potansiyele sahiptir.