Yedek kulübelerinin önündeki teknik alan; bir çeşit hücre hapsidir. Maç içinde o alanı terk edemezsiniz... Hatta yakın bir zamana kadar; oyun durmadığı sürece, o alan içinde dahi dolaşamazdınız. Dördüncü hakemler, hocayı zorla kulübeye oturttururdu.
Sonradan yumuşatılıp kurallar biraz gevşetildi ama; Taffarel’in kale arkasına geçip, Melo’ya taktik vermesine olanak sağlayacak kadar özgürlük tanınmamıştı.
Bu bir ciddi hataydı.
Melo başlarda, arkasından aldığı destekle penaltı kurtardığını söylemişti ama; ikaz edilince bir daha söz etmedi. Aksine, “Uyarıları penaltı kurtardıktan sonra aldım” diyerek, Taffarel’i kurtarmaya bile çalıştı. Ama yetmeyecek...
Çünkü Taffarel’in taşıdığı akreditasyon kartının çeşidi; bırakın taktik vermeyi, onun o anda orada bulunmasına olanak tanıyacak yetkiyi vermiyor.
Ceza alması kaçınılmaz!
***
Bilgi olsun diye aktarayım... Saha içindeki foto muhabirleri bile, istediği an istediği kale arkasına geçme yetkisine sahip değildir. Hangi kale arkasına geçeceğini maç öncesinde karar verip orada yer almak zorunda... Türkiye’de, devre arasında kale değişimi yapılabilir ama; Avrupa’da ona bile izin yok.
Aslında FIFA ve UEFA’nın çok daha fazla yasakları var, ancak yapılmasını bir türlü engelleyemiyorlar. Mesela, futbolcuların maç içinde yere tükürmesi kesinlikle yasak. Fakat bırakın tükürmeyi, adamlar resmen sümkürüyor bile...
Bu yasakların nedeni; yere düşen futbolcuların acı içinde kıvranırken ağızlarının çimlerle olan teması... Mikrop kapmalarını önlemek için, “Tükürmeyin” diyorlar ama, dinleyen kim?
Bir başka ilginç yasak da; oyunun durduğu anlarda futbolculara verilen enerji içeceği ya da su şişelerinin sahaya atılması... Hijyen kuralları gereği; mutlaka elden verilmesi şartı var. Ama bunu da takan yok... Millet eline geleni, önüne atıyor.
***
Platini’nin ünlü “Sıfır toleransı” da, komediye dönüştü. Bu nasıl sıfır toleranssa; Avrupa’nın tam 12 ülkesinde şike salgını aldı başını gidiyor. UEFA’nın bütün bu olanlara karşı hala gıkı ve tıkı yok.
FIFA bile, kendi içinde yolsuzluklarla çalkalanıyor. Rüşvetleri ve farklı rezaletleri açığa çıkaran, üstelik “Best Seller” listelerine giren tam 14 kitap yayınlandı. Anlayacağınız, balık baştan kokmuş!