29 Mart 2024 Cuma / 20 Ramazan 1445

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle buluştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle buluştu - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2) - "Derdimiz şudur; bu ülkede inancından, etnik yapısından, bölgesel, dinsel, ne olursa olsun kimsenin dışlanmadığı bir Türkiye.

19.05.2019 - 00:25
Başı açıkmış, başı örtülüymüş, şöyle giyiniyormuş, böyle giyiniyormuş, bunlar bizi ilgilendirmez. Biz, yaratılanı yaratandan ötürü sevmeye mecburuz. Biz böyle bir inancın mensubuyuz. 82 milyon benim vatandaşım, benim kardeşimdir. Hepsini sevmeye mecburum" - "Toplum olarak hayvanlara karşı bu duyarlılığımızı artırmamız lazım. Çünkü o da bir yaratılmıştır, ona bakacağız. Biz insanız o da hayvan. Dolayısıyla inşallah bu yasayla beraber buradaki o beklentiyi büyük oranda gidermiş olacağız"

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Derdimiz şudur; bu ülkede inancından, etnik yapısından, bölgesel, dinsel, ne olursa olsun kimsenin dışlanmadığı bir Türkiye. Başı açıkmış, başı örtülüymüş, şöyle giyiniyormuş, böyle giyiniyormuş, bunlar bizi ilgilendirmez. Biz, yaratılanı yaratandan ötürü sevmeye mecburuz. Biz böyle bir inancın mensubuyuz. 82 milyon benim vatandaşım, benim kardeşimdir. Hepsini sevmeye mecburum." dedi.

Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu'nda gençlerle bir araya geldi.

Yeni askerlik sistemine ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, "Yeni askerlik sistemiyle ilgili olarak 4 hatta 5 ana başlık var. Bunlardan bir tanesi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyacı; ikincisi öngörülebilir oluşu; üçüncüsü süreklilik; dördüncüsü eğitim ve mesleki gelişim ihtiyacı; bir diğeri de eğitimli insan gücü kaynağının etkin ve verimli kullanılması. Bir şey çok çok önemli, bedelli askerlikle diğerleri karıştırılıyor. Bedelli askerlik noktasında yıllarca çok ciddi birikimler, bunun dışında yurt dışında olanların 'Bizim durumumuz ne olacak?', 'Bedellide ücretler şu şekilde ağır, bu şekilde ağır.' gibi birçok şeyler oluyordu. Bir dönem yaptığımız değerlendirmelerde belli bir bedel koyduk. Tabii kabul edenler oldu ve geldiler, askerliklerini o ücretten yaptılar. Daha sonra bir düşüş söz konusu oldu ve bu düşüşle birlikte attığımız bazı adımlar oldu." diye konuştu.

Erdoğan, son dönemde gelinen noktada ücretin bedellide ciddi manada düşürüldüğünü dile getirerek, şu bilgileri verdi:

"Bu düşürülen ücretle de şu anda askerlik kabul görmeye başladı. Yükümlü erbaş, erler var; yedek astsubaylık var, bir de yedek subaylık var. Bunlar bu dönemin farklı özellikleri. Tabii yedek subaylıkta alışılmış olan süreç devam ediyor. Ancak asıl önemli olan yedek astsubaylık ki burada istihdamda şu anda meslek yüksek okulları da burada görev alabilecekler. Bu şimdi oraya bir farklılık getiriyor. Aynı şekilde yükümlü erbaş, er, burada da... Hepsinde de tabii belli bir ücret ödeniyor bu süreç içerisinde. Bütün bunlarla beraber aslolan bizim için de gerçekten çok çok önemli olan bir süreç de şu: 5 ay kıta diyoruz, burada belli bir harçlık kendilerine ödeniyor. 5 aydan sonra kendisi terhis olabiliyor, bu imkan var ama bunun öncesinde 1 ay temel eğitimden geçiyor. Yedek astsubaylıkta ise 2 ay temel sınıf eğitimi, bu da harçlıklı, ardından 10 ay da kıta hizmeti var. Burada da yine eğer isterse terhis olur, 'Devam edeceğim.' derse, devam etme şansı var. Devam etme kararını verirse, bu nereye götürür onu? Bu, onu astsubaylığa götürür. Astsubay olduktan sonra bir başka imkanı daha var. Oradan subaylığa bile geçebilir. Subaylığa geçmenin ötesinde bir imkan daha var. Eğer gerçekten imtihanları başarıyla verirse, generalliğe kadar gidebilir. Yedek subaylıkta da yine 2 ay temel sınıf eğitimi var. Yine harçlığı alıyor ve ardından 10 ay kıta var. 12 ay oluyor. İsterse yine terhis, isterse yedek subaylıktan subaylığa geçebiliyor."

- "Hayvanlara vahşice muamele insanı ciddi manada üzüyor"

Hayvan haklarına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, Meclis'in bu dönemdeki çalışmaları içerisinde hayvan haklarıyla ilgili çalışmaların belli bir yere geldiğini belirterek, belediyelerin bu alanda yapacağı çalışmaların yanı sıra, devletin de yasal düzenlemeyle getireceği bazı uygulamalar olacağını bildirdi.

Erdoğan, "Bu işin iki boyutu var. Bir, hayvanlara yapılan vahşice muamele insanı ciddi manada üzüyor. Bir de kontrolsüz olarak hayvanların caddelerde, Allah göstermesin, çocuklarımızın üzerine saldırıp bazı yerlerde parçaladıklarını da görüyoruz. Onun için yapılacak olan hazırlık çok hassas. Adeta öyle bir hassasiyet göstermemiz gerekiyor ki hem bu hayvanların sahiplerinin kontrolünü artırması lazım, 'Bırakalım salıverelim ne yaparsa yapsın.' olmaz. Bütün dünyadaki uygulamaları da arkadaşlarımız çalıştılar." dedi.

Büyük oğlunun bir köpeği olduğunu, onu ailenin bir mensubu olarak gördüklerini, ayrıca kendisine hediye edilen köpeklerin bulunduğu bir yerleri olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bir gün Peygamber Efendimiz yanında sahabelerle giderken yol kenarında bir köpek ölüsü görüyor. Bir koku var. Yanındakiler o kokudan böyle nefret edermiş gibi yapıyorlar. Peygamber Efendimizin şu ifadesi çok manidardır. Peygamber Efendimiz kokuya değil, dişlerine bakıyor, 'Ah, dişleri ne kadar güzel.' diyor. Biz böyle bir peygamberin ümmetiyiz. Hayvanlara da bizim bu şekilde bakmamız, bu şekilde muamele etmemiz... Onun için de başta hükümet olarak bizim ve belediyelerin hepsinin yapması gereken görevler var. Çok çeşitli yollar var, kısırlaştırma yollarıydı vesaire, birçok adımlar. Ama işte bu Pitbullar vesaire, bunlarda ciddi sıkıntılar oluyor. Bunların koruma altında olması lazım. Geçenlerde kediyle ilgili bir tablo yaşadım. O bayanın kediye tavrı yenilir yutulur bir şey değildi. Toplum olarak hayvanlara karşı bu duyarlılığımızı artırmamız lazım. Çünkü o da bir yaratılmıştır, ona bakacağız. Biz insanız o da hayvan. Dolayısıyla inşallah bu yasayla beraber buradaki o beklentiyi büyük oranda gidermiş olacağız."

- "Bu milletin efendisi değiliz, hizmetkarıyız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son dönemde ülkemizde ciddi bir kutuplaşma var. Siyasilerin kullandığı dil, toplumu oldukça geriyor ve bu kutuplaşmayı körüklüyor. Sizce de artık buna bir son vermenin zamanı gelmedi mi?" sorusuna, şu karşılığı verdi:

"Sorun çok çok güzel. Bu akşam burada gençlerimizle bir aradayım. Burada bana muhabbeti olan da var olmayan da var. Benimle aynı siyasi görüşü paylaşan da var paylaşmayan da var. Samsun öncesinde bugüne kadar gençliğe böyle bir şey yapılmış değil. Eğer bugün Dolmabahçe Sarayı'nda Muayede Salonu'nda bir araya geldiysek, bu bir sinyaldir, işaret fişeğidir. Derdimiz şudur; bu ülkede inancından, etnik yapısından, bölgesel, dinsel, ne olursa olsun kimsenin dışlanmadığı bir Türkiye. Başı açıkmış, başı örtülüymüş, şöyle giyiniyormuş, böyle giyiniyormuş, bunlar bizi ilgilendirmez. Biz, yaratılanı yaratandan ötürü sevmeye mecburuz. Biz böyle bir inancın mensubuyuz. Beni yaratan Allah sizleri de yarattığı için ben sizleri seviyorum. Burada bu farklılıkları ortadan kaldırmamız lazım. Güneydoğulu, doğulu, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, Roman, Boşnak... Böyle bir ayrıma gidemeyiz. 82 milyon benim vatandaşım, benim kardeşimdir. Hepsini sevmeye mecburum. Bizim bir anlayışımız daha var. Biz, bu milletin efendisi değiliz, hizmetkarıyız. Özgürlükler noktasında, bu kardeşiniz iktidar olduğu ana kadar Güneydoğu'da, Doğu'da Kürtçe bir tabela göremezdiniz. Biz geldikten sonra orada Kürtçe tabela... Bunun yanında cezaevinde oğluyla Kürtçe konuşamazlardı, Kürtçe konuşur hale geldi. Bütün bunlar bizim iktidarlarımız döneminde oldu. Temel hak ve özgürlükler noktasında biz kimsenin önünü kesmedik, kesmeyiz, kesilmesine de müsaade etmeyiz. Terörle mücadeleye gelince, terör konusunda hassasız. O başka bir şey."

İktidara geldiklerinde Türkiye'de 76 üniversite varken, sayının şu anda 206'ya çıktığını, 81 ilin tümünde üniversite olduğunu kaydeden Erdoğan, "Oralara niye yaptık bu üniversiteleri? Dedik ki ilim 81 vilayetin tamamına ulaşsın. Benim Iğdırlı, Hakkarili kardeşim, gencim oradan kalkıp da İstanbul'a gelmesin, onun ayağına üniversite gitsin. Bütün bunlar ne için? Biz devlet olarak tüm 82 milyonun hizmetkarı olduğumuzu sağlıkta, eğitimde ispatlamamız lazım. Hastanelerimiz, sadece illerde değil, ilçelere varıncaya kadar var. Bu ayrımı her alanda ortadan kaldıralım diye bu adımı attık ve inanıyorum ki bu her geçen gün çok daha başarılı bir şekilde uygulama alanı bulacak ve böylece çok daha huzurlu günleri hep birlikte yaşamış olacağız." şeklinde konuştu.

(Sürecek)