26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

"Hiçbir şekilde bilgi verilmedi, gizlendi"

"Hiçbir şekilde bilgi verilmedi, gizlendi" - FETÖ'nün darbe girişimi sırasında 2.

22.02.2018 - 11:19
Ordu Komutanlığı nizamiyesinde görevli askerlerin silah çektiği dönemin Malatya Valisi Toprak'ın, kentte darbe girişimine ilişkin aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Huduti'nin de bulunduğu 76 sanığın yargılandığı davada tanık olarak verdiği yazılı ifade, dava dosyasına eklendi - Vali Toprak: - "2. Ordu Komutanlığındaki gelişmelerden hiçbir şekilde bilgi verilmedi, gizlendi. Hain kalkışma ile ilgili bir görevlendirme listesi 22.15 itibarıyla gelmiş ve ilgili kişi tarafından görülmesine rağmen bana bu manada hiçbir şekilde bilgi verilmemiştir" - "Hem Adem Huduti hem de Avni Angun'un özellikle Cumhuriyet Başsavcısı'na 'Bir liste varmış, bir görevlendirme listesi varmış, o liste nedir?' diye sorduklarına şahit oldum" - "Darbe komisyonu belgelerinin oraya intikal ettiği görülmüş ise 2. Ordu Komutanı olarak bana, il valisine 'Böyle bir emir geldi, kanunsuzdur, geçersiz sayıyorum' deseydi bir sorun yok. Demediğine göre durumu, vaziyeti idare ediyor"

MALATYA (AA) - VOLKAN KAŞİK - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında 2. Ordu Komutanlığı nizamiyesinde görevli askerlerin silah çektiği dönemin Malatya Valisi Mustafa Toprak, 76 sanığın yargılandığı davada tanık olarak verdiği ifadede, "2. Ordu Komutanlığındaki gelişmelerden hiçbir şekilde bilgi verilmedi, gizlendi. Hain kalkışma ile ilgili bir görevlendirme listesi 22.15 itibarıyla gelmiş ve ilgili kişi tarafından görülmesine rağmen bana bu manada hiçbir şekilde bilgi verilmemiştir." beyanında bulundu.

Vali Toprak'ın, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 24'ü tutuklu 76 sanığın yargılandığı davada tanık olarak verdiği ifade, Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın dosyasına girdi.

Daha önce Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadede 15 Temmuz darbe girişiminde yaşadıklarını ayrıntısıyla açıkladığını, o ifadelerin içeriğini aynen tekrar ettiğini belirten Toprak, ayrıca gerek kalkışmayı yapanlar gerekse kendisine silah çekenlerden şikayetçi olduğunu kaydetti.

Darbe girişiminde yaşadıklarını anlatan, sanık avukatları ve sanıkların sorularını yanıtlayan Toprak, akşam televizyonda İstanbul'da köprülerin kapandığını, askerlerin olduğunu, daha sonra da Ankara'nın üzerinden uçakların geçtiğini gördüğünü, emniyet müdürünü aradığını ve kendisine darbe kalkışması gibi bir şey olduğu konusunda bilgi verildiğini anlattı.

Vali Toprak, yetkililere bu konuda 7. Ana Jet Üssü ve havalimanıyla ilgili talimat verdiğini aktararak, "Bu saatten itibaren hiçbir hava aracı, kara hava araçları dahil hiçbiri inmeyecek ve kalkmayacak.' talimatı verdik. Bu talimatı vermemizin sebebi jet üssünde bombardıman uçaklarına ilaveten F-16'ların da bulunmasından kaynaklıydı. Bu sebeple hiçbir uçağın kalkmaması gerekiyordu. Aynı zamanda Devlet Hava Meydanları İşletme Müdürü'ne kulenin ışık ve sisteminin kapatılması talimatını verdik. Bu saatleri takiben belediyeden ve hava işletmesinden araçların hazır edilmesini istedik. Olası bir duruma karşı kamyon ve benzeri büyük iş makinelerinin hazır edilmesini istedik." beyanında bulundu.

- Üs komutanı yanıltmış

Kendisine saat 03.30 civarında Malatya üzerinde 7 uçağın inmek üzerine olduğuna dair bilgi verildiğini, bunun üzerine havalimanına hiçbir uçağın inemeyeceği ve kalkamayacağı talimatını bir kez daha verdiğini vurgulayan Toprak, havalimanına güvenlik amacıyla emniyet müdür yardımcılarından birini gönderdiğini bildirdi.

Havalimanına 7 kargo uçağının inmek üzere olduğunu öğrenmesi üzerine dönemin üs komutanını aradığını ve "Hiçbir şekilde semada ve inecek bir uçak yoktur, yanlış bilgi verilmiş." denildiğini aktaran Toprak, şöyle devam etti:

"Bunun üzerine orayı sıkı takibe aldık, tedbirleri gözden geçirdik ve o arada uçakların art arda inmeye çalıştığını ve ilk uçağın lastiğini koyduğunu anladık. 'Buraya nasıl... Kule devre dışı bırakıldı ve ışıklar söndürüldü, bunlar nasıl iner?' şeklinde talimatım üzerine, onlar da 'Efendim, radar sistemleri varmış uçakların, ona rağmen sistem kapalı da olsa inebiliyorlarmış.' diye bir açıklama getirdiler. Ateş alanında ne gerekiyorsa 'Vurulması gerekiyorsa vurun.' diye talimatım da olmuştur çünkü bir kalkışma var.

Ankara ve İstanbul'da ciddi anlamda bombalama olayları var. Gelen uçakların da nasıl uçak olduğunu bilmediğimiz için ve daha önce de uçakların iniş ve kalkışa kapatma talimatı vermemizden dolayı da böyle bir zaman içinde gelişme oldu."

- "Menzile girerlerse de vurun"

Mustafa Toprak, pisti açtırmak için oradaki personele valiyle görüştüğünü söyleyen dönemin üs komutanını (tutuklu Emin Ayık) aradığını ve durumu sorması üzerine "Hayır, Sayın Valim, ben öyle bir şey söylemedim, yanlış anlaşılmış." cevabını aldığına işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"Bunun üzerine ciddi manada kalkışmanın içinde olabileceği konusunu netleştirdim zihnimde çünkü o arada pist kapatılınca F-16 ya da F-4 uçaklarının da hangarlarının kapısı açılıyor, pist başı yapacaklar. Dolayısı ile bu F-4, F-16 uçaklarının pist başı yapması, aşağı yukarı Ankara'da bombardımanın yoğun olduğu bir saate denk geliyor. Bizim açık talimatımıza rağmen ne yapacaklarını ben bilemem. Bir taraftan havaalanının kapatılmasına karşı çıkıyor. Yalan söyleyerek, arkadaşların aktardığı ölçüler içinde ve ben kendisini aradığımda 'Ben sana böyle bir şey demedim, böyle bir şey geçmedi, yanlış anlaşılmış.' demesi üzerine biz dikkatimizi daha fazla oraya verdik.

Tüm bunlar gösteriyor ki F-16 ya da F-4 uçakları pist başı yapmıştır. Bizim havaalanını uçuşa kapatmamız ve araçlarla tümden işlevsiz hale getirmemiz karşısında Ana Jet Üs Komutanı'nın orayı açma noktasındaki zorlamaları olduğunu görüyoruz."

- "Bilgi verilmedi, gizlendi"

Darbe girişimi gecesi gittiği 2. Ordu Komutanlığı nizamiyesinde kendisine silah çekilmesinden sonra kriz merkezini başka bir yere taşıdıklarını, ilgililerin açık telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini kaydeden Toprak, "2. Ordu Komutanlığındaki gelişmelerden hiçbir şekilde bilgi verilmedi, gizlendi. Hain kalkışma ile ilgili bir görevlendirme listesi 22.15 itibarıyla gelmiş ve ilgili kişi tarafından görülmesine rağmen bana bu manada hiçbir şekilde bilgi verilmemiştir. Onun dışındaki alanlarda bilgi verilmediği gibi. Orada (kriz merkezi) ben de konuştum. Hem Adem Huduti hem de Avni Angun, özellikle Cumhuriyet Başsavcısı'na 'Bir liste varmış, bir görevlendirme listesi varmış, o liste nedir?' diye sorduklarına şahit oldum. Yani 22.15'te gelen şeyi neden sorarlar, onu anlamadım." ifadelerini kullandı.

- "Vaziyeti idare ediyor"

Huduti'nin darbe gecesi kendisini aradığını ve "Sayın Vali, ben Ankara'dan komutanlarımla irtibat kuramıyorum, bir şeyler oluyor, ben devletimin yanındayım." gibi şeyler söylediğini belirten Toprak, aralarındaki diyaloğu şöyle özetledi:

"O zaman irtibatımızı kaybetmeyelim, bir sorun var mı?' dedim, 'Hiçbir sorun yoktur.' dedi. Saat 22.15'te darbe komisyonu belgelerinin oraya intikal ettiği görülmüş ise 2. Ordu Komutanı olarak bana, il valisine 'Böyle bir emir geldi, kanunsuzdur, geçersiz sayıyorum.' deseydi bir sorun yok. Demediğine göre durumu, vaziyeti idare ediyor. Bir taraftan eski darbeler gibi gerçekleşecek mi, öbür tarafta da televizyonlarda ciddi bir darbeye karşı vatandaşın takibi var. Gidip geliyor. İki tarafı idare olmaz diye düşünüyorum."