19 Mart 2024 Salı / 10 Ramazan 1445

"Para politikalarındaki farklılık çok dikkatli izlenmeli"

"Para politikalarındaki farklılık çok dikkatli izlenmeli" - JCR Uluslararası Departman Kıdemli Analisti Atsushi Masuda: - "Ülkeler arasındaki politika döngüsündeki farklılık, şimdiye kadar piyasalarda güçlü bir volatiliteyle sonuçlanmadı.

19.07.2018 - 11:06
Bu konunun, gelecekte politika geliştirmenin serbestlik derecesini kısıtlayabileceğinden çok dikkatli bir şekilde izlenmesi gerekecek" - "BoJ, parasal genişlemeden çıkış stratejisini reddediyor ancak kısa bir süre içinde safha değişimiyle yüzleşmesi gerekecek" - "Bence BoJ, Fed ile ECB deneyiminden çıkarılabilecek derslere dayanarak, parasal genişlemeden çıkış politikasını çok kademeli ve muhafazakar bir şekilde üretecektir"

İSTANBUL (AA) - BELGİN YAKIŞAN MUTLU - Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR'nin Uluslararası Departman Kıdemli Analisti Atsushi Masuda, ülkeler arasındaki politika döngüsündeki farklılığın, şimdiye kadar piyasalarda güçlü bir volatiliteyle sonuçlanmadığını belirterek, "Bu konunun, gelecekte politika geliştirmenin serbestlik derecesini kısıtlayabileceğinden çok dikkatli bir şekilde izlenmesi gerekecek." dedi.

Atsushi Masuda, yükselen tahvil faizleri, ticaret savaşları ve merkez bankaları para politikalarındaki normalleşme gibi küresel ekonomik gelişmelerin, Japonya ekonomisi ve dolar/yen paritesine etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Küresel ekonomideki bu gelişmelerin büyük bir soruna işaret ettiğini anlatan Masuda, bunun Japonya açısından ise iş döngüsü ve politika tepkisi ile finansal piyasalar ve yen üzerindeki etkisi olmak üzere iki açıdan ele alınması gerektiğini söyledi.

Masuda, iş döngüsü ve politika tepkisindeki farklılık açısından bakıldığında, Amerika, Avrupa ve Japonya'daki durumun farklılıklar içerdiğini belirterek, "Her üç ülke de son 10 yılda düşük enflasyon ve kademeli genişleme aşamasından geçse de Amerikan ekonomisi, olası yavaşlama ve yükselen enflasyonun bir sonraki aşamasına geçmeye öncülük ediyor gibi görünüyor. Bu kapsamda ABD Merkez Bankası (Fed), yükselen ücretler, tam istihdam durumu, artan ithalat fiyatları ve yüksek petrol fiyatlarına bir yanıt olarak faiz oranlarını artıran ilk merkez bankası oldu." diye konuştu.

Fed'in ardından Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) da aynı yolu takip ederek eylül ayına kadar parasal gevşeme politikasını sona erdirmeye karar verdiğini aktaran Masuda, şunları kaydetti:

"Japonya'da iş döngüsü, biraz gecikmeli de olsa bu yolu takip ediyor gibi görünüyor. Ekonomik büyüme geçen yıl yüzde 1,7 düzeyinde gerçekleşirken, bu rakam son 5 yılın ortalaması olan yüzde 1,2'den daha iyi. Japonya Merkez Bankası (BoJ), varlık alımlarına devam ediyor ancak yıllık varlık alım miktarı 80 trilyon yenden 40 trilyon yene kadar düşürüldü. BoJ, parasal genişlemeden çıkış stratejisini reddediyor ancak kısa bir süre içinde safha değişimiyle yüzleşmesi gerekecek."


- "BoJ, parasal genişlemeden kademeli ve muhafazakar çıkacak"


JCR'nin Kıdemli Analisti Masuda, yükselen tahvil faizleri, ticaret savaşları ve merkez bankaları para politikalarındaki normalleşme gibi sorunların Japon finansal piyasaları ve yen üzerindeki etkisinin ise şu ana kadar çok net olmadığını ifade etti.

Aşamalı politika döngülerinin en hızlı etkisinin, faiz oranlarındaki farkın artması ile görüldüğünü aktaran Masuda, "Bu da yenin dolar karısında değer kaybetmesine neden olacaktır. Bu sırada, ABD ve Japonya enflasyon oranları arasındaki fark da orta vadede yenin değer kaybetmesine yol açacaktır. Şimdiye kadar piyasalarda, yenin dolar karşısındaki değer kaybetmesi durumunun hakim olduğu görülüyor." ifadelerini kullandı.

Masuda, ülkeler arasındaki politika döngüsündeki farklılığın, şimdiye kadar piyasalarda güçlü bir volatiliteyle sonuçlanmadığını belirterek, "Bu konunun, gelecekte politika geliştirmenin serbestlik derecesini kısıtlayabileceğinden çok dikkatli bir şekilde izlenmesi gerekecek." dedi.

Geleneksel olmayan genişlemeci para politikalarının amaçlarından birinin, deflasyondan çıkmak olduğunu aktaran Masuda, şöyle devam etti:

"Japon Para Politikası Kurulu, denflasyon riskinin sona ermesi ve olası enflasyonist baskı sorununu gidermek için gerekli olan para politikasındaki değişikliğini değerlendirirken, bu tür geleneksel olmayan genişlemeci politikaların sona erdirilmesine karar verecektir. Bu değişikliğin ne zaman gerekli olduğuna karar verileceğini tahmin etmek oldukça zor. Ancak biz, gelecekte bu değişime öncülük edebilecek bazı unsurları gözlemliyoruz. Örneğin, Japonya'daki istihdam durumu tam istihdama yaklaştı. Ücretler, iş piyasası beklentilerine cevap veriyor. Kurumsal sektör, tarihin en yüksek karlarını kaydederken, uzun bir durgunluktan sonra yatırım faaliyetlerine kademeli olarak devam etmektedir."

Masuda, Japonya kamu tahvillerinin yaklaşık yüzde 50'sini, BoJ'un elinde tuttuğuna işaret ederek, "BoJ bilançosundaki daha fazla genişleme, parasal genişlemeden çıkışın zorlu yollara girmesi nedeniyle zararlı olabilir. Bence BoJ, Fed ile ECB deneyiminden çıkarılabilecek derslere dayanarak, parasal genişlemeden çıkış politikasını çok kademeli ve muhafazakar bir şekilde üretecektir." diye konuştu.


- "Japonya'da düşük enflasyon devam edecek"


Atsushi Masuda, Japonya'da uzun süredir tutturulamayan enflasyon hedefine ilişkin görüşlerini paylaşarak, BoJ'un halihazırda söz konusu hedefe ulaşmaya kitlendiğini söyledi.

BoJ'un para politikası metninde yüzde 2'lik enflasyon hedefine 2019 mali yılında ulaşılabileceğinin belirtildiğini anımsatan Masuda, ancak nisan ayında para politikası komitesinin söz konusu referans tarihini metinden çıkardığını anlattı.

Masuda, böylece BoJ'un, açık bir hedef olmasa da enflasyonda yüzde 2'ye ulaşma yolundaki amacını koruduğuna dikkati çekerek, "Tüketici vergi artırımının etkisi hariç tutulduğunda, çekirdek enflasyona yönelik para politikası üyelerinin tahminlerinin medyanı 2018 mali yılı için yüzde 1,3, 2019 mali yılı için yüzde 1,8 düzeyinde bulunuyor. BoJ, düşük enflasyondaki kalıcılığın, insanların enflasyon beklentisindeki istikrardan kaynaklandığını belirtiyor. Bu durum, Japonya'da çekirdek enflasyon 27 yıl önce yüzde 3'ü aştığı zaman da vardı, 38 yıl önce yüzde 5'in üzerine çıktığı zaman da ... Genç jenerasyon, enflasyonun ne olduğunu bilmiyor." değerlendirmelerini yaptı.

Enflasyonun aniden yüzde 5'in üzerine tırmanacağına inanmaları için mantıksal bir zeminlerinin olmadığını vurgulayan Masuda, "Görünüşe göre yüzde 2'lik hafif enflasyon, ölümcül deflasyondan kaçınmak için arzu ediliyor. Bununla birlikte, geçmiş deneyimlerimiz bize, eğer enflasyon kafesten çıkarsa, ekonomi ve insanlara zarar vereceğini ve yeniden kolay bir şekilde kontrol altına alınamayacağını söylüyor. Kısa vadede, mevcut düşük enflasyon durumunun devam edeceğini düşünüyoruz." yorumunda bulundu.