Tüm Yazarlar
Lütfi Bergen Yazıları
Göğe yükselen konut ideolojisi: Kent mi? Şehir mi?
Lütfi Bergen
Kentler ve şehri ayrıştırarak Müslümanlara ait toplumsal mekânın Batı toplumlarının mekânına benzemezliğini savunuyoruz. Böyle bir savunma en başta Müslüman fertlerin komşusuz yaşayamayacağı ilkesi gereği ortaya çıkıyor. Bizim kültürümüzde kırk kapı komşu için ekmek-su-tuz-ateş gibi temel hayat ihtiyaçlarına dair talepler muhtaçlara haktır. Bunlar teklifsiz talep edilebilir, karşılık beklenmez maddelerdir. Modern kent bu maddeleri kapitalizmin mantığı içinde paraya tahavvül edilebilir saydığı için artık sebil, aş evi, ekmek-tuz hakkı gibi bize ait kültürel mimari elden çıkmıştır.
Ailesiz kentleşme
Lütfi Bergen
Kent ideolojisi otomobil ideolojisi ile birlikte hareket ediyor. Bu da dünya kapitalizmine bağımlılık anlamına geliyor. Türkiye’nin bu yeni kentlerle aile politikalarını gerçekleştirme imkanı olmayacaktır. Yakın gelecekte Türkiye’de kentlerde aile bulmak şaşırtan ve heyecan veren keşfe dönecektir.
Medeniyet ve uygarlık arasında BİZ
Lütfi Bergen
Medeniyet, ahlâk ve ahkam endişesini yitiren bir toplumda Müslümanların sayısı ne derece kesif olursa olsun uygarlığa dönüşür. Bu bir mağlubiyet değil, İslam’ı toplumsal kaygılarla yaşamaktan vazgeçip birey dindarlığına dönüştürmek anlamını taşır. Medeniyet değiştirdiğimiz doğrudur, uygarlık şimdiki durumumuzdur.
Ahlaki kapitalizmden ahlaki iktisadiyata
Lütfi Bergen
Hz. Muhammed’in “Pazar daraltılmayacak” ifadesi pazara küçük büyük herkesin girebileceğini ifade ediyor. Ticarette temayüzün en büyük sebebi pazarın kapitalist tekelciliği kırıcı hususiyeti idi. Pazara girmek isteyene fırsat tanıyan bu sistemle güçsüz tacirin mal ve emeği, güçlüler tarafından ezilmemekte, pazarda sürekli ucuz mal girişi olduğundan fiyatların aşırı yükselmesine meydan verilmemekteydi.