26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Yarım asırdır sevgiyle büyüyen vakıf: HASVAK

Kayıtlı on bini aşkın onursal ve fahri üyeleriyle gönüllülük esasına dayalı çalışma yapan Türkiye Devlet Hastaneleri ve Hastalara Yardım Vakfı (HASVAK), 44’üncü yaşını kutlamaya hazırlanıyor.

27 Ekim 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Yarım asırdır sevgiyle büyüyen vakıf: HASVAK

Kurulduğu günden bu yana HASVAK Genel Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkanı olan Engin Öztürk, bu işi sevgiyle yaptığını söyledi. “Bu Vakfı çok seviyorum. Sevgi, dokunduğu her yeri, her şeyi güzelleştiriyor” ifadesini kullanan Öztürk, gönüllü grubu olarak başlayan ve yıllar geçtikçe çok büyük bir vakıf olan HASVAK’ın önemli projelere imza attığını anlattı. 

Kanunda belirtilen çalışanların dışında vakıfta kimsenin bir menfaat beklemeden hizmet ettiğinin altını çizen Öztürk, HASVAK hakkındaki sorularımızı yanıtladı. 

Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz? 

1937’de yılında Bursa’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Bursa’da tamamladıktan sonra üniversite eğitimi için Ankara’ya Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ne geldim. Bursa’dan Ankara’ya gelene kadar bir yandan dini değerlerle beslenirken diğer yandan modern yaşam koşulları ile yetiştirildim. Ankara’da Ressam, Mimar Cihangir Vefa Öztürk ile evlendim. Bir kızım, bir oğlum ve üç torunum var. 

HERKES GÖNÜLLÜ 

Gönüllü çalışmalarla başlayan HASVAK bu yıl 44’üncü yılını kutlamaya hazırlanıyor. HASVAK hakkında bilgi verebilir misiniz?   

Her şeyin devletten beklenilmeyeceğine inanan birisiyim. 1974 yılında Kıbrıs çıkarması sırasında yaralı askerleri ziyaretle başlayan gönüllü çalışmalarım, çevremdeki ve tanıştığım kişilerin de dahil olmasıyla büyük bir Vakıf oldu. HASVAK yani Türkiye Devlet Hastaneleri ve Hastalara Yardım Vakfı’nın kuruluş amacı; hiçbir karşılık beklemeden, çıkar sağlamadan, hastalara ve devlet hastanelerine yardım etmek, hastaların dualarını almaktır. Tamamen gönüllülük esas alınarak fahri çalışmalar yapılıyor. Kanunda belirtilen çalışanlarımız dışında herkes gönüllü çalışıyor. HASVAK’ta 44 yıldır hiçbir beklentim olmadan çalıştım ve çalışmaya da devam edeceğim. Hiç şikâyetçi değilim, çok da mutluyum, ömrüm değerlendi ve boşa geçmedi. Benim gibi üyelerimizin hepsi gönüllülük esasına göre çalışıyor. Bazen “Hiç mi para almıyorsunuz, yol parası, yemek parası da mı almıyorsunuz?” diye sorarlardı. Bu sorulara ağlayan gönüllü üyemiz çok oldu. HASVAK olarak ağırlıklı devlet hastanelerine bağış yapıyoruz. Genellikle cihaz ve akülü tekerlekli sandalye bağışı gerçekleştiriyoruz. Vakfımız tarafından araştırılıp belirlenen hastanelerin ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyoruz. Bu konuda yönetim kurulumuz çok titiz çalışıyor. Hastanelerden de bize talep geliyor. O zaman da araştırmamızı yapıp, bağışımızı gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda vakfımıza bağlı ‘Mavi Melekler’ de bize bildirim yapıyor. Hastanelere öncelikle tekerlekli sandalye, akülü tekerlekli sandalye, çocuklar için tekerlekli sandalye ve çocuk akülü arabası gibi bağışlar yapıyoruz. Her ay bir defa muhakkak akülü tekerlekli sandalye veya tekerlekli sandalye bağışımız oluyor. 

MAVİ MELEKLER   

Mavi Melekler’den bahsettiniz. Bu konu hakkında da bilgi verebilir misiniz? 

Vakıf olmadan önce gönüllüler grubumuz çok büyüdü, böyle olunca ‘Mavi Melekler’ adında ev hanımlarından oluşan bir grup kurdum. Mavi Meleklerimiz, hastalara moral verip, ihtiyaçlarını temin edip, gecelik, pijama, çamaşır alıyor. Hastane yönetiminin verdiği görevleri bir program dahilinde yerine getiriyorlar. Çok güzel bir ekip oldu. Herkesi bu gönüllü gruba davet ediyoruz. Çok önemli çalışmalar yaptılar. Aynı zamanda ‘Gönüllü Anneler’ kolumuz var. Gönüllü Annelerimiz, hastanede yatan çocuklara öğlen yemeklerini yediriyorlar. Çocuklar, hem hastane dışından birini görmüş oluyorlar hem de moral buluyorlar. Çocuklar, bu uygulamaya çok seviniyor. Vakıf olarak da bizim önem verdiğimiz bir grup. 

HASVAK olarak, Gençlik Kolu kurdunuz. Gençlik Kolu’nun çalışmalarından bahsedebilir misiniz? 

Gençlik Kolumuz kurulalı 3 sene bitti, 4 ‘üncü seneye girdi. 44’üncü yılımızı kutlamaya hazırlanan bir Vakıfız. Üyelerimizin bazıları vefat etti bazıları da evden çıkamıyor. Böyle bir kurumun devam etmesi nasıl sağlanabilirdi? Bu durumda, gençlerin yetiştirilmesi ve kurumda görev almaları önem kazandı. Yetişen gençlerimiz, zamanla yönetim kurulumuza girerek kurumun devam etmesine olanak sağlayacaklar. İlk gencimiz vakfımızın yönetim kuruluna girdi. Gençlerimiz 3 senede iyi birer STK’cı olarak yetişti. Çok güzel çalışmalar yapıyor, projeler üretiyorlar. Bizler kurduk, büyüdük, büyüttük ve 43 yılı doldurduk. İnşallah gençlerimiz de yarım asır HASVAK’ı devam ettirirler. 

Belirli bir yaşa gelmişiniz ve bu işe hala devam ediyorsunuz. Bu enerjiyi neye bağlıyorsunuz?  

Şunu net olarak söyleyebilirim, beni besleyen değer sevgidir. Bu vakfı çok seviyorum. Sevgi, dokunduğu her yeri, her şeyi güzelleştiriyor. Bazen sabah kalktığım zaman aynada kendimle münakaşa ederim.  Bazı geceler benim için zor olabiliyor. Onun sabahı ‘Bugün de gitmeyeyim’ diye düşünüyorum. İşte onun münakaşasını yapıyorum. Aynaya bakarım, ‘Gitmen geriyor, gitmezsen yataktan da çıkamazsın ve senden yardım bekleyen, hatırını soracağın hastaların var’ diye kendimle bunun felsefesini yaparım. İnsanın yüzü insana gülmeli diye düşünürüm. Asık suratla bakmak istemem. Sabah uyanınca ilk işim namaz kılmak olur. O benim en büyük desteğim. Ondan sonra bu Vakfa gelirim, her şey biter. Arkadaşlarıma ‘Ben bu Vakıfta, bu masada ölmek istiyorum’ derim. Sevgi çok önemli. Sevgi bize bu gençleri kazandırdı. Ayakta kaldığım sürece görevimi yapmaya devam edeceğim. Çok bağlı bir ailem var. 2 çocuk ve 3 torunum var. Gelinim ve damadım da bana çok destekçi. Allah herkese böyle bir aile nasip etsin. 

GELECEĞİNİ SÖNDÜRME 

Yürüttüğünüz projeleri anlatabilir misiniz? 

Daha önce verdiğimiz, ‘Kanser ve Farkındalık Yaratma Eğitimleri’ne yeniden başlıyoruz. Sağlık Bakanlığı Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) ile birlikte Türkiye genelinde eğitimler vereceğiz. İlk eğitimimize 14 Kasım’da başlıyoruz. Yabancı büyükelçilikler de eğitim talebinde bulundu. Önceliğimiz kendi vatandaşlarımızı bilinçlendirmek. Bunun dışında 11 Kasım’da bir kermes düzenliyoruz. Kermes’in geliriyle hastanelere akülü çocuk arabası alacağız. “Geleceğini Söndürme” projemiz var. İlköğretim çocuklarına 2 ay sigarının zararlarını anlatan eğitim veriyoruz. 2 ay sonrasında çocuklarımızın yaptığı resimler ve yazdığı kompozisyonlardan oluşan bir sergi açıyoruz. Bu arada çocuklarımız en az bir kişiye sigara bıraktırmış oluyor. Aynı zamanda bir MS hastamız var. Onun için bağış hesabı açıldı. Bağışçılarının çoğu okuldan devre arkadaşları. İsteyenler o hesaba para yatırıyor. Biz de bankada biriken parayı hastamızın giderleri için kullanıyoruz. 

Önümüzdeki dönem gerçekleştirmeyi hedeflediğiniz projeler hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Gerçekleştirmeyi istediğimiz, birkaç projemiz var. Ama öncelikli olarak, “Yaşlı Bakım ve Alzheimer Merkezi” ile kız çocukları için “kız meslek liseleri” açmak istiyoruz. Kanserli çocuklarımız için ‘gezici röntgen cihazı’ alabilmek en büyük arzumuz. Bu çalışmalarımız devam eden en önemli projemiz. Tüm bunların dışında bir kitap projem var. 43 yıldır Vakfın başkanıyım. Çok güzel anılar biriktirdim. Bunları kitaplaştırarak, gönüllü çalışma ve gerçek gönüllülük nasıl olmalı konusunu kitabımda anlatmak istedim. Basımı yapıldıktan sonra kitabın tüm haklarını ve tüm gelirini Vakfa bağışlayacağım.