27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Bir filmi izlemek ya da okumak

Sinema yazarı Burak Göral’ın son kitabı Çocukla Sinema, çocukla film izleme kültürünü hem içerik hem de teknik bakımdan özetleyerek karşımıza çıkıyor. Göral, film izlemeyi sadece kendi süresi içinde yapılan bir eylem olmaktan çıkararak, öncesi ve sonrasıyla tüm detaylarıyla birlikte ele alıyor.  

ALİ DEMİRTAŞ6 Nisan 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Bir filmi izlemek ya da okumak

Sinema yazarı Burak Göral’ın son kitabı Çocukla Sinema geçtiğimiz günlerde okurla buluştu. Kitap, ebeveynlere çocukla film izleme konusunda kılavuz niteliği taşıyor. Göral, kitapta ilk olarak 12 yaşına basmadan önce çocukların izlemesi gereken 52 filmi listeliyor, gerekçeleriyle birlikte. 

Burak Göral, filmi çocukla konuşmanın, hikâyede anlatılanı birlikte irdelemenin, çocuğun mesajı alıp almadığını test etmenin önemli olduğunu düşünüyor. “Film izlemek sadece kendi süresi içinde yapılan bir eylem olmamalı.” diyen Göral, film sonrasında çocuklarla o filmden ne öğrendiğinin konuşulmasının o hikâyenin özünü hayata geçirmek konusunda da yardımcı olacağını belirtiyor ve ekliyor: “Klasik filmleri çocuğa izletmek gerekiyor. Örneğin Neşeli Günler, Charlie Chaplin’in Yumurcak filmi, Komşum Totoro ve Miyazaki filmleri çocukların empati, merhamet, yaşamla ilgili duygularını destekler ve zihnini açar. Doğru filmlerle büyüyen çocuklar daha hayvansever ve daha duyarlı çocuklar olur. Ters etki yaratacak filmlerden çocuklarımızı uzak tutalım.” 

BUNUN BİR İHTİYAÇ OLDUĞUNU ANLADIM

Kitapta 150’ye yakın çocuk filmi eleştirisi var. Çocukların filmi izledikten sonra, yıldız verip yorum yapabileceği, en sevdiği karakterin kim olduğunu belirteceği bir etkinlik sayfası da bulunuyor. En sonunda ise yaşlara göre film sınıflandırması verilmiş. Çocukla Sinema kitabının sosyal medya hesapları da var. Göral burada aktif olarak paylaşımlarda bulunuyor: “Sosyal medya hesaplarını geçen Kasım ayında açtım. Artan bir ilgiyle devam ediyor. İnternet sitesi 23 Nisan’da açılacak. Sitede kitapta olmayan filmler yer alacak. Oldukça interaktif bir site olacak. Ebeveynler filmlere not verecek ve yorumlar yapabilecek. Bu yorumları herkes görebilecek. Kendi listelerini yapıp paylaşabilecekler. Biz de oldukça spesifik listeler yapacağız.” 

Peki, kitabın çıkış noktası neydi? “Baba olduktan sonra sadece kendi çocuğum değil, başka çocuklar da daha görünür bir şekilde dikkatimi çekmeye başladı. Anne baba olan arkadaşlarımla çocuklar hakkında konuşuyorduk. Öte yandan parka, okula giderken diğer çocukları da gözlemlemeye başladım. Ve kiminle karşılaşsam bana hep şunu soruyorlardı: Çocuklara ne izletelim? Önerilerin neler? Ben de hep o an aklıma gelen ne varsa söylüyordum. Bu sorular giderek arttı ve bunun bir ihtiyaç olduğunu anladım.” diyor ve ekliyor: “Film eleştirmeni olarak bir liste yapmam gerektiğine karar verdim. Bu konuya bir katkım olsun istedim. Sitelerde her türlü liste var ama çocuklara yönelik liste eksikti. 4-5 yıl önce ben de oturup 36 filmlik bir liste yaptım. Bu çok büyük bir ilgi gördü. Öğretmenler, pedagoglar, aileler o kadar güzel mesajlar gönderdiler ki ben de genişletmeye karar verdim ve bir site ile kitap fikri doğdu. Önce kitaba yoğunlaştım ve kitap çıktı. Bütün derdim çocukların doğru videolarla, doğru içeriklerle, doğru hikâyelerle buluşmasına katkıda bulunmak. ” 

BABA OLDUKTAN SONRA SİNEMAYA BAKIŞIM DEĞİŞTİ 

“Bizim kuşağımız internetsiz kuşaktı. Ama şimdi çocuklar içine doğuyor. Biz bunları sonradan edindik. Dolayısıyla onların algıları çok açık, çok kolay anlıyorlar. Örneğin Ters Yüz filmini şimdiki çocuklar çok rahat algılayabiliyor. Çünkü artık ellerinde internet var. Youtube ile büyüyorlar. Ve Youtube kontrolsüz bir araç. Aile kontrol edemezse ciddi sorunlar yaşanabilir.” şeklinde konuşan Göral sözlerini şöyle sürdürüyor: “Çocuğu Youtube veya internetle yalnız bırakmamak lazım. Ona doğru ve güzel alternatifler sunmamız gerekiyor. Böylelikle çocuk daha bilinçli oluyor. Emre ile süreci böyle tamamladık. Ona klasik filmleri izletmek benim için büyük bir keyifti ve o da bunları çok rahat kabul etti.”

“Peki, bu kitap uzman psikolog, pedagog tarafından destekli mi yoksa tamamen bir sinema yazarı ve baba bakışı mı hâkim?” diye sorduğumda ise şöyle yanıtlıyor Göral: “Büyük ağırlığı sinema yazarı ve baba bakışı. Tabii ki çok makale ve araştırma okudum. Yabancı kaynaklardan yararlandım. Önerdiğim film başka ülkede nasıl karşılanmış, hangi yaş sınıfına girmiş, araştırdım. Filmler hakkında yazılmış yazılara baktım. Ama en çok çocuk psikolojisi okudum. Oğlum Emre ile izledikten sonra da çocuk bakışına dair önemli izlenimlerim oldu. Nelerden olumlu veya olumsuz etkilenebilir? Emre ile izlerken filmleri, bu bakıştan da okumaya alıştırdım kendimi.” 

Burak Göral’a oğlu Emre dünyaya geldikten sonra sinemaya bakışının, eleştirilerinin değişiklik gösterip göstermediğini soruyorum. Şöyle yanıt veriyor: “Evet, tabii ki değişti. Bazı meselelere daha duyarlı bakmaya başladım. Bazı filmleri anne baba olmadan önce daha farklı algılayabilirsin. En çok bunu anladım. Örneğin bazı filmlerdeki çocuk ve bebek kullanımından oldukça rahatsız olmaya başladım. Çocuk ölümlerinin olduğu sahneler Batı’da pek gösterilmez. Veya çok gizli yapılır. Ama bizim Türk filmlerinde bu ölümler gösteriliyor. Bunlar asla yapılmaması gereken şeyler. Etik hassasiyetler edinmeliyiz. Bazı komedyenlerimizin de daha sorumluluk sahibi olması lazım.” 

KOMEDİ FİLMLERİMİZDE CİDDİ SORUNLAR VAR

Türk sineması çocukla birlikte film izleme açısından uygun mu? 

Benim bu işe girişmemdeki en büyük nedenlerden biri ana akım filmlere çocukların da götürülmesi idi. Bu filmler genellikle çocuklar düşünülmeden yapılıyor. Bir film sırf küfür olmadığından 7+ alıyor ama yine de çocuklar için uygun olmayabiliyor. Ana akım komedi filmlerimizde ciddi sorunlar var. Bu nedenle aileleri ikaz etmek için harekete geçtim. Küfür içermeyen komediler dahi espri adı altında cinsiyetçilik, ayrımcılık mesajı veren espriler üretiyor. Çocuklar da bunu taklit ediyor. Bu kitapta doğru film yönlendirmeleri de var. Filme ulaşmak bu kadar kolayken iyi örnekleri çocuğa sunmak gerek. Yerli diziler çocuklar için üretilmiyor ama çocukların ayakta olduğu saatte yayınlanıyor. Aynı şey Youtube için de geçerli. Bütün bunların kontrolünü yapmak gerek. 

GÖRÜNTÜ TRAVMAYA NEDEN OLABİLİR 

Sinema çocuğu nasıl besler? 

Bana hep şunu söylüyorlar: Biz de çocukken hep korku filmi izlerdik ama bak bize bir şey olmadı. Mesele çocuklara sansürcü bir zihniyetle bakmak değil. Çocuğun yaşı neye uygunsa onu izlemeli. Sinema çok etkili bir araç. Hepimizi bir şekilde yakalar. Çocukken izlediğimiz şeyler hayatımızın bir yerinde bizi yakalar. Dolayısıyla bize bir şey olmaz mantığı yanlış. Görüntü bilinçaltı aracılığıyla bir travmaya neden olabilir. Bütün bunlara çok dikkat etmek lazım. Bir film sadece bir film değildir. Bizimle büyürler ve zihnimizde yer ederler. Doğru filmlerle çocukları büyütürsek çok daha faydalı olur. Hem güzel diyalog kurmuş oluruz. Hem de çocuk eğlenir ve bir şey öğrenir. 

Ve hayata dair bir takım şeyler zihninde yer edinir.