'Cerrahi yöntemle keloidin yayılma riski var!'

Yara dokusu iyileşirken vücudun iyileşme mesajını almaması sonunda et büyümesi şeklinde ortaya çıkar. Bazı hastalarda cilde herhangi bir travma olmaksızın kendiliğinden de gelişebilir. En sık 10 ila 30 yaşları arasında görülürken ağrı, kaşıntı, hassasiyete ve bazen hareket kısıtlılığına yol açar. Daha çok koyu tenlilerde ve kadınlarda görülen iyi huylu deri lezyonları sıklıkla göğüs, omuz, sırt gibi bölgelerde yerleşir. 

Omuz, göğüs, baş sırt bölgenizde ağrılı veya  kaşıntılı şişlikleriniz varsa bunun sebebi keloid olabilir. Dermatolog Doç.Dr. Ali Balevi “Saç ekiminin de dahil olduğu tüm cerrahi müdahaleleri yapacak hekime kelodiniz varsa mutlaka söylemelisiniz. Çok gerekmedikçe keloid cerrahi olarak çıkarılmamalıdır. Çünkü bu hastalarda cerrahi tedavi sonrası yüzde 50 ve üzerindeki bir oranda yayılma görülebilir. Cerrahi müdahale edilecekse de yara bölgesinde gerginlik oluşturmamaya dikkat edilmeli, operasyon sonrası dikiş atılmamalıdır” diyor. Keloid tedavisinde kullanılan yöntemlerden bahseden Doç.Dr. Balevi; “Kortizon uygulama, buz tedavisi, basınç tedavisi, lazer tedavisi, silikon örtü ve jel tedavisi, radyasyon ve cerrahi tedavi çeşitleri bulunuyor. En sık tercih edilen sıvı nitrojen uygulayarak dokunun dondurulması yöntemidir. Kortizon tedavisi ile birlikte uygulama yapıldığında daha etkin olur. Radyasyon tedavisi ise çok dirençli olan keloid vakalarında kullanılabilir” şeklinde konuşuyor.