27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Hayatının ‘puzzle’nı Meksika’da yaptı

Yavuz Demirhan, üniversite öğrencisiyken gittiği Meksika’da hayatının puzzle’ını tamamladı. Marangoz atölyesinde gördüğü yapbozlardan etkilendi, işi öğrenmek için okulu bıraktı. Sekiz yıl Meksika’da yaşayan Demirhan’ın lakabı üç boyutlu yapbozların efendisi.

Bahar Erdoğan18 Şubat 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Hayatının ‘puzzle’nı Meksika’da yaptı

Bu hafta sizi, Almanya’da doğan  gurbetçi ailenin çocuğu Yavuz Demirhan’ın Türkiye’den Meksika’ya uzanan müthiş hikayesiyle başbaşa bırakıyoruz. Yavuz Demirhan’ın hikayesi üniversite okumak için geldiği Türkiye’de başlıyor. Biyoloji okurken, bölümü sevmediğini fark eden Demirhan, üniversiteyi yarıda bırakarak uluslararası bir değişim programı ile iki haftalığına Meksika’nın Oaxaca (Ohaka) eyaletine gidiyor. Orada tanıştığı bir arkadaşının atölyesinde zaman geçirmek için internette gördüğü bir puzzle’ı yapmaya başlıyor. Puzzle’nin yapımı tam iki hafta sürüyor ve sonunda elinde işleyen bir ürün olduğunu görünce hayatının anlamını bulduğunu anlıyor. Meksika’da sekiz yıl yaşayarak marangozluğun tüm detaylarını öğreniyor ve üç boyutlu yapbozlar tasarlayıp üreten bir ustaya dönüşüyor.

KİRAYI PARAYLA DEĞİL TAKASLA ÖDEDİ

Genç tasarımcı, Meksika yıllarını ise şöyle anlatıyor: Oaxaca, sanata ve sanatçıya büyük bir ilgi duyan şehir. Yüzyıllardır el emeği üretim yapıyorlar. Şehrin her köşesinde marangoz, resim, seramik atölyeleri var. Paranın çok geçmediği bu eyalette eski usul takas yöntemi ile bir şeyler alıp satabiliyorsunuz. Ben de atölyelerini kullandığım insanlara puzzle vererek geçimimi sağladım. Latin dünyasında ‘puzzleların Türk efendisi’ denilen Demirhan, 2010 yılında Meksika serüvenine son verip Datça’da yaşayan ailesinin yanına döndü. Ege’nin incisi kasabada kendisine atölye kurdu. Demirhan bugün Meksika’da öğrendiği marangozluk sayesinde 350’yi aşan farklı türdeki yapbozlar ve oyunlarını dünyaya satıyor. 

GÖRME ENGELLİLERİN İLGİSİ BÜYÜK

15 yılda, farklı model ve çeşitte yapboz ürettiğini söyleyen Demirhan “Değişik puzzle kategorilerinde çalışıyorum. Üç boyutlu mekanik oyunlar tasarlayıp, üretiyorum ya da mozaik oyunlar yapıyorum. Bir de kaydırma oyunları var. Son sırada da yerleştirme oyunları. Bu akıl küplerini hiçbir kimyasal kullanmadan yapıyorum” diye anlatıyor. Çok çeşitli müşteri kitlesine sahip olduğunu söyleyen Demirhan “Bu oyunlara çocuklar ve koleksiyonerler kadar görme engelliler de ilgi duyuyor. Geometrik şekilleri algılama hisleri çok kuvvetli oluyor. Şu ana kadar hiç kişiye özel puzzle yapmadım ama bir görme engelliyi ya da otizmliyi yakından tanıyarak bir çalışma yapmayı istiyorum” dedi.  Yavuz Demirhan, tasarımlarını Japonya’dan, Kanada’ya, ABD’den İngiltereye kadar birçok ülkedeki puzzle meraklısına satıyor.  

Yaşam da yapboz’dan ibaret değil mi

Sevmediğim şeyleri hayatım boyunca öğrenemedim diyen Demirhan “Puzzle tasarlamanın ve üretmenin bir eğitimi yok. İlk makinenin karşısına geçtiğimde saatlerce ona bakmıştım. “Hadi başla artık” dediklerinde bile hemen başlayamamıştım. Ama o andan itibaren makineler ile aramda duygusal bir bağ oluştu. Kullandığım makinelere çok büyük bir saygı duyuyorum. Çünkü ufacık bir dikkatsizlik bizim işimizde sizi parmağınızdan edebilir. Bu yüzden ki dünyada çoğu puzzle üreticilerinin dokuz parmağı vardır. Bir parmaklarını iş kazasında kaybetmişlerdir” diyor. Böyle bir riski bilerek çalışmanın zor olup olmadığını sorduğumuz Demirhan cevabı ile bizi şaşırtıyor: Ben bu işi severek yapıyorum. Demirhan, Uluslararası Puzzle Federasyonu’nun gerçekleştirdiği organizasyonun ödül kupasının kendi puzzle tasarımlarından oluştuğunu söyleyerek, “Türkiye’de hayatında hiç puzzle görmemiş insanlar var. Ben puzzle yapma misyonumu Türkiye’de bu işi yaymak ve öğretmek gibi görüyorum” diye ifade ediyor.