26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

İngiltere’de bulunan çiniler ve İvaz Paşa’nın hatırası

Londra bulunan Victoria and Albert Müzesi’nde öğretim görevlisi Hayal Güleç yanlışlıkla bindiği asansör sayesinde Türkiye’den kaçırılmış çinileri depoda saklanmış olarak buldu. Bursa’daki Yeşil Türbe’ye ait olan çiniler için şimdi Kültür Bakanlığı’nın atacağı adımlar bekleniyor. Yeşil Külliye’nin önemini daha iyi anlayabilmek için, mimarı Hacı İvaz Paşa’nın kim olduğuna bakalım. 

MEHMET HAKAN KEKEÇ26 Ocak 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
İngiltere’de bulunan çiniler ve İvaz Paşa’nın hatırası

Osmanlı’nın Yenişehir’den sonra ikinci payitahtı Bursa’nın Hisar içerisindeki meşhur Pınarbaşı Caddesi üzerinde bulunan bir türbede çoğumuzun “Herhalde önemli bir zattır” deyip geçtiği bir Osmanlı kahramanı ve sanatkârı yatar: Hacı İvaz Paşa... Pek de bakımlı olmayan, binalar arasında sıkışmış açık türbesinde ebedi istirahatını sürdüren İvaz Paşa, Bursa’nın belki de en güzel süsleri olan yapıları bünyesinde toplayan Yeşil Külliye’nin ismi pek de anılmayan mimarıdır: Külliye’de Yeşil Cami, bugün Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan Medrese, ocakların hâlâ yoksullar için çalıştığı İmaret ve müthiş firuze renkli çinileriyle görenleri büyüleyen ikinci kurucu Sultan Çelebi Mehmed’in medfun olduğu Yeşil Türbe bulunuyor. 

Hacı İvaz Paşa’nın bir sanatkâr olarak Osmanlı’ya hizmeti yaşamının son dönemlerini oluşturur. Anadolu’nun Timur sarsıntısını yaşadığı ve devletin parça parça olduğu dönemde İvaz Paşa subaşı olarak Çelebi Mehmed’in maiyetinde bulunmuştu. Yani evvelden bir askerdi. İkinci kuruluş sırasında bilhassa Bursa’nın korunması noktasında büyük faydası dokunmuştu: 15.yy başlarında yaşanan Fetret Devri’nde mücadele halinde olan kardeşlerden Musa Çelebi ağabeyi Süleyman’ı mağlup edip Edirne’de saltanatını ilan ettikten sonra, fitnede parmağı olduğunu düşündüğü Bizans’ın üzerine yürümüştü. Bunun üzerine İmparator Manuel yardım için Çelebi Mehmed’i davet etmişti. Diplomasi konusunda usta olan Çelebi Mehmed fırsatı kaçırmadı ve Musa Çelebi üzerine yürüdü. Karamanoğlu Mehmed Bey de Rumeli’de kardeşler arasında geçen mücadeleyi fırsat bilerek Bursa’yı muhasaraya aldı. Mehmed Bey, karşısında Bursa muhafızı olarak Hacı İvaz Paşa’yı buldu. 

Bizans kaynaklarından Dukas’a göre Karamanoğlu Mehmed Bey, Yıldırım Bayezid’in mezarını açtırıp bahtsız Sultan’ın cesedine zulmetmişti. Bu ayrıntı, Mehmed Bey’in Bursa’ya nasıl bir öfke ile saldırdığının anlaşılması adına mühim bir detaydır (1414). Karamanoğlu Bursa’yı muhasara etmeden önce de Çelebi Mehmed’in müttefiki olan Germiyanlı Yakup’un kontrolündeki Kütahya’yı zabt etmişti. Velhasıl Hacı İvaz Paşa tam 40 gün Bursa’yı Karamanoğulları’na karşı savundu. Hatta yaralandığı halde askerin umutsuzluğa kapılmaması için bunu belli etmedi. Karamanoğulları askerleri ne kadar kalabalık olduklarını göstermek adına bir gece meşalelerle Çekirge’den Uludağ’a doğru yürüyüşe geçti. Bu gösteriden faydalanan Hacı İvaz Paşa muhasaranın kaderini değiştirecek bir hamle yaptı: Askerlerine Karamanoğulları’nın geride bıraktığı erzakları ve mühimmatı kaleye taşıttı. Muhasara, Çelebi Mehmed kardeşi Musa’yı mağlup edip cesedi Çekirge’ye yollayınca bitti. Mehmed Bey cesedin Musa Çelebi’ye ait olduğunu anlayınca Konya’ya döndü. Hacı İvaz Paşa da hizmetine karşılık vezir oldu. 

Hacı İvaz Paşa’nın türbesi Bursa Hisar içinde bakımsız sayılabilecek bir halde binaların arasında bulunuyor.

Tarihe inen asansör

Hacı İvaz Paşa’nın bir asker ve siyaset adamı olarak hizmetleri saymakla bitmez. Çelebi Mehmed’in vefatını gizlemesi ve 2. Murad döneminde Düzmece Mustafa meselesinde yaptığı oyunlarla genç Sultanı rahatlatması gibi nice kritik işleri bulunuyor. Ama biz konumuza dönelim: Yeşil Türbe’ye… İsmail Hakkı Uzunçarşılı’dan direkt alıntılıyorum: “Hacı İvaz Paşa’nın güzel sanatlarla olan alaka ve münasebeti Aşık Paşazade Tarihi’ndeki bir fıkradan da anlaşılmaktadır. Aşık Paşazade, Âli-i Osman kapısında çini evani ile şölen, yani ziyafet çekmek adetini Hacı İvaz Paşa’nın ihdas ettiğini ve başka memleketlerden sanat ve hüner sahiplerini onun getirdiğini beyan etmektedir.” Yeşil Türbe’deki çinilerin İran Tebrizli ustaların elinden çıktığı kitabelerden de anlaşılıyor: Nakkaşlar için Ali bin İlyas Ali, Mahmud el Mecnun ve Ali bin Hacı Ahmed Tebrizi isimleri geçiyor. 

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde de yer alan 1421’de inşaatı tamamlanmış olan Yeşil Türbe bugünlerde oldukça ilginç bir gelişme üzerine gündeme geldi. Ajansların geçtiği haber şu şekildeydi: İngiltere’nin başkenti Londra’da Victoria and Albert Müzesi’nde yanlış bindiği asansörle tarihi çinilerin bulunduğu depoya inen Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Öğretim Görevlisi Hayal Güleç, Türkiye topraklarında bulunan tarihi eserlerden sökülmüş 44 çiniyi arşiv belgeleriyle tespit etti. Bursa’da 1855 yılında meydana gelen deprem sonrası Bursa Yeşil Cami ve türbesinde oluşan hasarı onarması için 1863 yılında Ahmet Vefik Paşa tarafından görevlendirilen Fransız restorasyon uzmanı Leon Parville ile ilgili konuyu aydınlatan bir mektup da bulundu. Güleç, “Fransızca mektubun Leon Parville’nin oğlu tarafından müzeye yazıldığı anlaşıldı. Babasının Asya topraklarından getirdiği bazı çinileri, özel oryantalist parçaları müzeye satmak istediğine yönelik bir belge olduğunu gördük. Belgenin devamında 67 parça çininin müzeye satıldığını fark ettik. Mektup, üzerinde durulan ama ispatı olmayan bir konuyu aydınlattı” bilgisini verdi. 

Bu da Abdullah Çibir imzalı başka bir haberden: Tarihi hırsızlığın belgelenmesinin ardından Bursa’daki eski eserleri sevenler harekete geçti. İngiltere’ye çağrıda bulunan Bursa Eski Eserleri Sevenler Derneği Başkanı Zafer Ünver, Türkiye’den götürüldüğü açıkça belli olan eserlerin bir an önce geri alınması gerektiğini söyledi. Eserlerin Türkiye’ye iadesi için yazışmaların başladığını belirten Ünver, “1923 senesinde Ahmet Haşim’in ‘Gurabahane i Laklakan’ başlıklı yazısında Leon Parville’nin nezareti altında tamir edilen Yeşil Cami’nden çalınmış çinilerden bahsediliyor. 1945 senesinde Tahsin Öz’ün açıklamalarında da benzer bir ayrıntı vardı… Kayhan Camii’nin 140 yıllık tablosu, Muradiye Türbesi’nin örtüleri, Yeşil Cami’nin mermerden minyatür şadırvanı çalınmış, ancak henüz yerine konamamıştır. Kültür Bakanlığı’nın bilgisi dışında Sinan Paşa Camii’nin külliyenin tarihi duvarı yıkılmıştır. Bütün bunlar ülkenin tarihi değerlerine sahip çıkanlar için bir hayal kırıklığıdır. Bu yaklaşım ile eserlerimizi nasıl koruyacağız?” 

Şimdi soru şu: Hacı İvaz Paşa gibi değerli bir asker, siyaset adamı ve sanatkarın, ta İran’dan zanaatkarlar getirterek inşa ettirdiği ve Türk sanatına kazandırdığı Yeşil Türbe’nin İngiltere’ye satılmış çinileri için neler yapılacak? Daha geniş manada: Türkiye’den zamanında kaçırılmış eserler için ciddi hamleler yapacak mıyız?