26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

'Keman olmadan ''ben'' olamam'

Kemanı ile sahnede devleşen Melisa Uzunarslan, Tanıdığım En Güzel Deli albümüyle sesinden de söz ettireceğe benziyor. Hem klasik müzik hem de rock tarzında eserler icra eden ve besteler yapan Uzunarslan, “Solistlik mi? Keman virtüözlüğü mü? diye sorsanız zor seçim yaparım. Ama kemana 24 yıl emek verdim ve onunla olan ilişkimin önüne bir şey geçemez. Tabi şarkı söylemek çok zevkli. Sahnede daha ön planda oluyorsunuz. Ancak kemanın yeri farklı.” şeklinde konuşuyor.  

MERVE YILMAZ ORUÇ26 Ocak 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
'Keman olmadan ''ben'' olamam'

Melisa Uzunarslan’ı geçen yıl Harbiye Açıkhava’da Teoman konserinde izlemiştim. Teoman’ın solo kemancılığı ve vokalistliğini yapıyordu. Kupa Kızı Sinek Valesi şarkısı öncesinde çaldığı intro ile herkesi kendine hayran bırakmış ve büyük alkış almıştı. Kemanı resmen dile gelmişti. Kemanı ile o kadar çok bütünleşiyordu ki sanki o an orada değil gibiydi. Geçtiğimiz günlerde duydum ki Melisa Uzunarslan, Tanıdığım En Güzel Deli adlı bir albüm çıkarmış. Kendisiyle bir araya gelip güzel bir sohbet  gerçekleştirdik. Klasik müzik ve rock müziği bir arada yürüten Uzunarslan, müzikal yaşamını, kemandan solistliğe geçişini ve yeni albümünü anlattı. 

ROCK VE KLASİK MÜZİKTEKİ DUYGULAR AYNI 

Müzik hayatına 9 yaşında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Klasik Batı Müziği alanında Keman Bölümü’nde okuyarak başlayan Uzunarslan; ortaokul, lise, üniversite ve yüksek lisans eğitimlerini aynı üniversitede tamamladı. Liseden itibaren çift ana dal okumaya başlayan Uzunarslan bestecilik (kompozisyon) bölümünden de mezun oldu. Yurt dışında masterclass, workshoplara katılan ve baş kemancı olarak festivallerde yer alan Uzunarslan, 24 yıldır keman çalıyor. Uzun bir dönem klasik müzik hayatına devam eden sanatçı 10 yıl boyunca Borusan Filarmoni Orkestrası’nda  Türkiye’nin en iyi şeflerinden Gürer Aykal ile çalıştı. Bunun bir ayrıcalık olduğunu söyleyen Uzunarslan, “Borusan Filarmoni Orkestrası’nda çalmayı çok istiyordum. Ancak o zaman kemancı almıyorlardı. Sınav açıp beni dinlemelerini istedim. Jüride Gürer Aykal’da vardı. Performansımı jüri çok beğendi. Gürer Hoca bizim şefimizdi. Komposizyon okuduğum için de benimle gurur duyduğunu söylerdi. Klasik müzik alanında kadın bestecinin az olmasından dolayı beni hep destekledi.” diyor. 

Klasik müzik eğitimi almasına rağmen her zaman içinde rock müzik yapma isteği olduğunu söyleyen Uzunarslan, evde rock müzik dinleyerek büyüdüğünü ve müzik kulağının çok küçük yaşlarda keşfedildiğini anlatıyor: “Ailem evde hep Pink Floyd dinlerdi. Bana 3-4 yaşlarımdayken org almışlar. Orgla Pink Floyd’un bir şarkısının melodisini çalmaya başlamışım. Bizimkiler şaşırmış.  Annemler müzisyen arkadaşlarına danışarak beni bu alana yönlendirdiler. Eğitimim klasik müzik olarak devam etti. Şu an rock müzik içindeyim.Bunu bir geçiş olarak görmüyorum. Hayatımda bu iki tarz hep vardı.  1999 yılında Metallica & San Francisco Senfoni Orkestrası ile birlikte çalmıştı. Çok heyecanlanmıştım o zaman. Bu iki tarzın birleşebileceğini düşünmüştüm. Rock da köklü bir müzik ve çok sesli. Tarif edilen duygular, dramatiklik bu iki müzikte birbirine benziyor.” 

Teoman ile çalışmaya başlamasının rockçı kimliğini daha çok ön planda gösterdiğini söyleyen Uzunarslan, beste yapmaya da bu dönemde başladı. Teoman ile çalışırken Türkçe besteler de  yapabildiğini fark ettiğini belirten Uzunarslan, “Senfoni ve keman konçertoları yazıyordum. Teoman şarkılarını çalışırken Türkçe sözün ne kadar güzel olduğunu fark ettim. Türkçe söz yazamayacağımı düşünürdüm hep. Genelde yabancı şarkılar dinlediğim için İngilizce kelimeleri daha anlamlı ve daha melodik buluyordum. Gidip Teoman ile konuştum. Bana bir kaç şair ismi söyledi. Sabırla sürekli çalıştım ve yazmaya başladım.” diyor. 

KENDİMİ ANLATMAK İÇİN ALBÜM ÇIKARDIM 

Yazdığı besteleri Tanığım En Güzel Deli albümüyle dinleyicilerle buluşturan Uzunarslan, 2016 ve 2017 yılları arasında üç tane single çıkarmış. Bu parçalar arasından Bir Aşk  Şarkısı’nın baya beğenildiğini söyleyen Uzunarslan sözlerine şöyle devam ediyor, “Şarkı ünlü oldu ama ben olmadım. Şarkı bana ait; herkes dinliyor ama kimin söylediğini bilmiyorlar. Single daha ticari bir şey. Popüler bir şarkı ile çıktığında bir anda patlıyorsun ama zamanla unutuluyor. Ben kalıcı olmak istedim. Bu yüzden albüm yaptım. Melisa müziği neymiş bunu anlatabileceğim tek yol bir albümdü.” 

Albümün hazırlığı dört ay sürmüş. İki şarkı enstrümantal. Üvey Sevgilim ve Gizli Saklı adlı parçalar ise  klasik formda yazılmış piyano ve yaylı çalgılarla yapılmış eserler. Uzunarslan, “Bu şarkıların yazılış tarzı teknik olarak farklı. Burada 20 kemancı aynı notayı çalmıyor, hepsi farklı bir nota çalıyor ve bu da bir armoni oluşturuyor.” diyor. Albümdeki parçaların hepsinin kendini anlattığını dile getiren sanatçı şunları aktarıyor: “Kendi yaşadıklarımdan yola çıkarak kaleme aldığım eserleri seslendirdim. Bu albümde kimseden gözlemlediğim bir hikaye yok. Özgün olmak istedim. Albümde klasik forumda yazılmış şarkılarda var rock müzikte var. Önümüzdeki dönemde klasik müzik albümü de çıkarmak istiyorum. 80 dakikalık bir oda müziği eserim var. “ 

"Benim hobim de müzik. Boş zamanlarımda enstrüman öğreniyorum. Müziği benden alırsanız başka bir şey yapamam. Müzik benim hayatım."

SESİMİ İLK SEZEN AKSU KEŞFETTİ   

Sezen Aksu’nun Öptüm albümünde aranjörlük yapan Melisa Uzunarslan sesini ilk onun keşfettiğini anlatıyor: “Sezen Hanım’ın orkestrasında keman çalıyordum. Bir gün geldi ‘Gençlerden bir grup kurun kafanıza göre rock, pop bir şey yapın’ dedi. Bizde küçük bir grup kurduk. Aksu bana “arada sen de söyle” dedi. “Söylemem” dedim. Çünkü ses eğitimim yok. “Sen söylersen eğer konserinize geleceğim” deyince ben de onun için yabancı şarkı hazırladım ve seslendirdim. Çok beğendi Sezen Hanım. İnsanlardan da güzel tepkiler aldım. Daha sonra Teoman’la çalışmaya başladığımda o da bana “vokal yap” dedi. Bana Öyle Bakma adlı şarkıyı çalıştım. Baktım beğendiler. Ben de sonra söylemeye başladım.”