29 Nisan 2024 Pazartesi / 21 Sevval 1445

'Mizah sığınabileceğimiz en sağlam liman'

Son dönemin en başarılı komedyenlerinden Mesut Süre, Alpay Erdem ve Ege Kayacan tek kişilik gösterileri ‘3 Komedyen Tek Gösteri’ şu zor günlerde mizahın sarılabilecek tek liman olduğunu söylüyorlar.

GİZEM TÜMBAY KOÇAK 14 Ocak 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
'Mizah sığınabileceğimiz en sağlam liman'

Uykusuz dergisinden tanıdığımız yazar, karikatürist, oyuncu ve stand up’çı Alpay Erdem, Uzun yıllar Rock Fm’de, şimdilerde ise Kent Fm’de hafta içi her gün aralıksız sürdürdüğü radyo yayınları ile büyük beğeni toplayan Mesut Süre ve radyo programcısı Ege Kayacan birlikte bir tiyatro gösterisi ile sahneye çıkıyor. Birbirinden komik adamların bu eğlenceli komedileri 7’den 70’e herkesin beğenisiyle buluşacağa benziyor. Ülkenin yaşadığı bu zor günlerde mizahın vazgeçilmez bir unsur olduğuna vurgu yapan 3 kafadarın yer aldığı ‘3 Komedyen Tek Gösteri’ 25 Ocak’ta Bkm Sahnesi’nde.

3 Komedyen Tek Gösteri nasıl çıktı ortaya?

ALPAY ERDEM: Aslında daha önce ben, Mesut ve Doğu BKM’de aynı sahneyi paylaşmıştık. Oldukça da güzel bir akşam olmuştu. Bu işte denemek esas olandır. Denendi, başarılı olundu ve devamı gerçekleşiyor.

EGE KAYACAN: Farklı bir mizah anlayışını benimseyen üç komedyen olarak bir araya gelince bambaşka bir hava yaratma fırsatı doğacağını düşündük.

Daha önce bir arada olduğunuz projeler var mıydı? Nasıl bir sinerji var aranızda?

A. E.: Ege, Mesut ve ben çok eskiden beri arkadaşız. Birbirimizin yaptığı işleri seviyoruz. Sinerjiden yana en ufak bir sıkıntımız yok çok şükür.

E. K.: Daha önce aynı sahneyi paylaşmadık ama birbirini işin başından beri takip ve takdir eden kişileriz.

Neler olacak bu gösteri de neler yapacaksınız?

A. E.: Kısaca kendi set-up’larımızı anlatacağız. 40’ar dakikadan iki saat mizah bombardımanı yapacağız. Belki beraber bir şeyler de yaparız kısa da olsa. Anlattığımız şeyler hep hayattan olan konular. Çok komik ve unutulmaz bir komedi akşamı olacak.

E. K.: Benim bu gece hikayelerim, evli ve çocuklu bir adamın macera, gerilim ve aşk dolu hayatı ile ilgili olacak.

Bu oyunu diğer oyunlardan ayıran şey nedir?

M. S.: Üç ayrı tarz ve üç ayrı sahne dili var. Ben gelenlerin kul hakkı yiyeceğini düşünüyorum çünkü bu fiyata bu kadar gülünmez.

A. E.:  Oyunda üç farklı ses, üç farklı insan, üç farklı mizah anlayışı olacak. Ama bir yandan da sanki tek bir kişinin oyunu gibi olacak. Ortaya müthiş uyumlu bir iş çıkacağı kesin.

E. K.: Bence sahnede üç kişi olmanın en güzel tarafı eğer işler kötü giderse suçu başkasına atma şansının olmasıdır.

Radyo programcısı kimliğiniz sahnede stand up yapan Mesut Süre’yi nasıl etkiliyor?

M. S.: İkisi eş zamanlı yürüyor 10 yıldır. İnteraktif bir sahnem var. Oyunun sonunda da herkes birbirini tanıyor oluyor.

Karikatürist, yazar kimliğiniz sahnede Alpay Erdem’i etkiliyor mu?

A. E.: Elbette olumlu besliyor. Bir ağacın dalları gibi düşünmek lazım. Özde mizah üretmekle ilgili bir mesaim var. Bunu hem sahnede hem klavyede hem kâğıtta zaman zaman da televizyonda sergilemeye çalışıyorum.

Radyo programcılığının stand up’dan beslendiği olur mu?

A. E.: Çok farklı iki ortamda bir şeyler anlatmak beni birçok alanda besliyor. Radyoda iken görünmemenin ve teknolojinin avantajlarını kullanırken sahnede insanlarla birebir iletişimde olmanın avantajlarını değerlendirmeye kafa yormak işin en eğlenceli kısmı.

İzleyicileri neler bekliyor?

M. S.: Bence gelenler gelmeyenlere çok şey anlatacak. Belki bir sonraki oyuna tutup kolundan getirecek.

A. E.: Çeneleri ağrıyacak gülmekten. Ben olsam bu akşamı kesinlikle kaçırmazdım. Kopsunlar gelsinler.

ZOR DÖNEMLERDE DİNLEYİCİ REKORU KIRDIK

Ülkenin yaşadığı bu zor dönemlerde ‘mizah yapılmaz’ diye bir anlayış çıktı ortaya. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

M. S.: Aynı zamanda radyo programcı olduğum için son zamanlardaki kötü olaylarda enerjim yettiğince dilim döndüğünce yayına devam ettim. Ve o günlerde dinleyici rekoru kırdık. Bence bu bir tesadüf değil. Birilerinin hayata çağırması gerekiyor.

A. E.: Böyle bir anlayış, aslında anlayış bile değil. Mizah yoksa hiçbir şey yoktur. Mizah son kaledir. Sığınabileceğimiz en sağlam limandır. Dolayısıyla mizah her zaman yapılır. Yapılmalıdır.

E. K.: Üst üste acılar yaşadığımız böyle bir dönemde sadece mizah değil hayatın renkleriyle ilgili bütün işler anlamsızlaşıyor. Böyle dönemlerde her şeye rağmen korkulara kapılmadan, boyun eğmeden hayatın devam edeceğini göstermenin bir yolunu bulmak bir yanıyla önemli bir görev aslında. Bu görevi yaşadığımız kayıpların anısına saygısızlık etmeden yerine getirmek zorunda olduğumuzu her an aklımızda tutmamız gerekiyor.