8 Mayıs 2024 Çarşamba / 1 Zilkade 1445

Atalay: Müslüman’ın sanattan anlaması zaruridir

Ressam İlhami Atalay “İslam düşmanları İslam’da sanat yasaktır anlamında bir felsefe yürütmüşler. Müslümanları sanattan uzak tutmak cahilleştirmek, köleleştirmektir. Halbuki bir Müslüman’ın sanattan anlaması zaruridir. Eğer bir Müslüman sanattan anlamam diyorsa Kur’an-ı Kerim’deki ayetleri anlamıyor demektir” diyor.

Bahar Erdoğan11 Şubat 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Atalay: Müslüman’ın sanattan anlaması zaruridir

‘Bismillahirrahmanirrahim’ demeden fırçaya elini sürmeyen ressam İlhami Atalay ile sanatı-sanatçıyı, içinde yaşadığımız zamanların resme yansımasını konuşmak üzere bir araya geldik. Güler yüzü ve esperileri ile bizi karşılayan Atalay ile zamanın nasıl geçtiğini anlamadığımız bir sohbete koyulduk. Zaman zaman anılarına daldık zaman zaman durup arşivindeki resimlere baktık.    

Üniversite yıllarınızdan beri hep bir meydan okuma durumunuz var.   

Aslında üniversite hayatım boyunca iki kere yürüyüşe katıldım. Bizim dönemimizde okumak mucizeydi çünkü her gün bir olay olurdu. O dönemde darwinizm modaydı. Herkes maymundan geldiğine inanıyordu. Ben de o zaman bir hayvanat bahçesine giderek ne kadar goril, şempanze varsa hepsini çalıştım. Sonra Devr-i Maymun sergisi açtım. Sergimin davetiyesinin üzerine bir goril bastırarak hocalarıma bir not yazdım: Sizlerden ilham alarak açmış olduğum sergimi onurlandırmanızı ve sergideki yerinizi almanızı dilerim! Hocalar davetiyeyi alınca şaşırmışlar “Ne ilginç bir sergi” demişler. Her iki ayda bir akademiden atılma tehlikesi yaşıyordum. Zordu ideolojik olarak çok bölünmüştük kardeş kardeşe düşman olmuştu. Bugünün gençleri bunu anlamıyor ve bilmiyor. 

O zamandan bu zamana ne değişmiş durumda?

Biz yokluk içinde büyüdüğümüz için her şeyin kıymetini bilirdik. Varlık içindekiler hiçbir şeyin kıymetini bilmiyor. Saman kağıdı üzerine resim yapardım. Beyaz kağıda süt kağıdı derdik ve bulamazdık. Çimento kağıdına kömürle resim çizdiğim çok oldu. Şimdi teknoloji sayesinde dünya kültürü avucunuzun içinde. Ama ilham alacak şeyleri bulamıyor gençler. Hep oyun oynuyorlar. Geçen gün bir otobüste iki gencin arasına oturmuşum tesadüfen. Aralarında ben olmama rağmen ellerindeki telefon sayesinde oyun oynuyorlardı birbirleri ile. Sonra dedim ki ‘Ne güzel telefonlarınız var. Acaba bu telefonun içinde İlhami Atalay var mıdır bir bakabilir misiniz?’ “Buluruz” dediler. Sonra “Bu meşhur bir ressammış” dediler. Bir de yaptığı işlere bakın dedim. Bak beyin resmi yapmış falan diye göstermeye başladılar. O beyin resmi üzerinde ne yazıyor dedim. Sonra onlara okudum “Bu aklın yaptığına şaşmak akıl değildir. Akılları yaratan aklı bilmeyen akıl akıl değildir” yazıyor dedim. Nasıl anladınız bunu Arapça yazıyor dediler ve hala benim İlhami Atalay olduğumu anlayamadılar. En sonunda dedim ki: Ben o resimleri çizen kişi İlhami Atalay’ım.  

Resme ilginiz nasıl başladı?   

İlkokuldan beri ‘ressam olacağım’ dedim. Oysa benim doğduğum, büyüdüğüm topraklarda ne ressam var ne sanat eseri ne de bir müze. Köyde12-13 saat çalışıyorduk. Boş bulduğum her zaman resim yapardım.  Babam da bulduğu resimlerimin hepsini imha ederdi. Ressam olmamdan çok korkuyordu. Mühendis olmamı istiyordu. İçimde doğuştan vardı yetenek ve ressam olma isteği.    

Sanatçı olunmaz doğulur diyorsunuz.  

Tabii ki sanatçı doğulur sanatçı sonradan olunmaz. Kedi fare yakalamasını sonradan öğrenmez ya da ördek yumurtadan çıkar çıkmaz yüzer bunu sonradan öğrenmez.   

Bugünlerde herkes kendine sanatçı diyor.   

Sanatçı olmanın bolluğu ve ucuzluğu var şimdilerde. Sanatçının kuşaklara bir şey bırakması lazım. Kendine sanatçı diyenler eğlendirip güldürüyor ama kültür adına bir şey bırakmıyor. 

Bir grup ötekileştirdi, diğer grup resim yaptığınız için dışladı. Nasıl açıklıyorsunuz bu durumu?  

Sanatsız bir millet olmaz. Düşünsenize bir deprem olduğunu her şeyin yerle bir olduğunu hepimizin öldüğünü... Neyle bu milleti tanıyacaksınız. Her şey kaybolmuş yitip gitmiş. İşte o yeraltından çıkaracağınız eserler ile tanıyacaksınız. Her millet yapmış olduğu sanatla tanınır. Millet varsa sanat vardır sanat varsa millet vardır. Sanatçı yetiştirmeyen bir toplum hantal, güzelliklerden uzak bir toplum olur. İslam düşmanları İslam’da sanat yasaktır anlamında bir felsefe yürütmüşler. Müslümanları sanattan uzak tutmak, cahilleştirmek, köleleştirmektir. Yedi kat sanatçı bir milleti yedi kat uzaklaştırmışlar. Halbuki bir Müslüman’ın sanattan anlaması zaruridir. Kur’an-ı Kerim diyor ki: Ey kulum bak develeri nasıl yaptım, dağları nasıl yükselttim, gökleri nasıl döşedim diye anlatıyor burada manzarayı anlatıyor sanat yapıyor. Diyor ki: Gökleri nasıl direksiz dikiyorum düşünmez misin ey akıl diyor. Bunu kime diyor inanlara Müslümanlara söylüyor. Müslüman ne diyor: Yok ben sanattan anlamam. Bir Müslüman sanattan anlamam diyorsa Kur’an-ı Kerim’deki ayetleri anlamıyor demektir. 

İslamiyat ve sanatın ilişkisi nasıl?  

Kur’an-ı Kerim’de ayetlerin çoğu sanattan bahsediyor. Bir kere insan güzelliğe aşık olarak yaratılmış. Genetiğimizde güzellikten anlama duygusu var. Adem (a.s.) Cennet’te canı sıkılınca Havva anamızı Cenabı Hak gösterince dizlerinin bağı çözülüyor. Güzellikten anlıyor. Yani insan güzellikten anlamasa heyecanlanıp duygulanır mı? 

Ailenizde herkes ressam. Çocuklarınızı ressam olmaları için siz mi yönlendirdiniz?  

Benim manyetik alanıma giren herkes sanatkar olmak ister. Herkesin içindeki o gizli duygular uyanır. Mesela annem 77 yaşında resime başlayınca teyzem onu kıskandı 79 yaşında resme başladı. Annem galerime gelip ne kadar çok resim yapmışsın sat bunları sana yardım edeyim yenilerini yapalım dedi. Ben de anne sen resimden ne anlarsın dedim. “Ben seni doğurdum sen yapabiliyorsun da ben mi yapamayacağım” dedi. Çocuklarım ise resimin içine doğdular. Başka meslek seçmeye çalıştılar ama dönüp sonra akademi okudular ve hepsi ressam oldular.

BATI ÖLÜ TABİATIN BİZ CANLI OLANIN SANATINI YAPARIZ

Sizce Türk sanatçıların böyle belirgin çizgileri var mı?

Türk sanatçılarının farklılığı yok. Felsefeleri yok. Avrupalılar yapacaklar da 80 sene sonra biz onu taklit edeceğiz. Benim yıllardır söylediğim bu şeyi geçtiğimiz haftalarda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da söyledi. Dedi ki: Bizim artık sanatta ve kültürde taklitçilikten kurtulmamız ve orijinal olmamız gerekiyor. Ben ise bunu yıllardır söylüyorum. Mesela akademideyken ‘Yunan heykellerinin gölgesinde bir eğitim sürdürülmesini kabullenemez Yunan mitolojisi ezberletilerek eğitim verilmez’ diye isyan ederdim bu bizim kültürümüz değil diye.

Cumhuriyet Dönemi ile birlikte sanatçıların çizgisinin iyice yok olduğunu söyleyebilir miyiz?

Evet sanat halktan soyutlandı. Bizim geleneğimizde minyatür varken onu terk ettik. Biz de renkler berrak canlı ve birbirini öldürmez boğmaz. Tıpkı İslam’daki kardeşlik gibi kimsenin kimseyi ezmemesi gibi. Böyle bir sanatı terk edip ölü tabiata, mum ışığında yapılan natürmort armut, elmaya döndük yüzümüzü. Bizde canlı tabiat vardır ölü tabiat yoktur. Tabiatı öldürdükten sonra resim yapma anlayışı Batı’da var bizde yok. 

15 Temmuz’u çok geç fark ettiler

Türkiye’nin ve dünyanın içinden geçtiği bu kötü süreçleri sanatınıza yansıtmayı düşünüyor musunuz?

Elbette ki düşünüyorum ama birden bire çıkmıyor sanat. Yoğunlaşmak gerekiyor. Mesela şimdi Halep’te katliam oluyor bu katliamı anlatabilmem için tüm olayların dokümanlarına sahip olmam ve ortamımın olması gerekiyor. Sonra da bir yorum getirmelim ki ondan sonra bir şeyler çizebileyim. Suriye’deki olaylarla ilgili sergiler açılıyor ancak yorumsuz ve teknik açıdan piyasa işi sanat yok onlarda. 

Peki sanatçıların bu yorumları yapabileceği fırsatları var mı?

Kimse sanatçıya fırsat vermez o fırsatı kendi elde etmeye çalışmalı. Sistem sanatçıyı kabul etmez herkes sanatçıdan hoşlanmaz. 

15 Temmuz darbe girişimine birçok sanatçı sessiz kaldı. Siz bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

O konuda çalışmam için teklif geldi ama yine doküman ve ortama ihtiyacım var. Bakın ondan sonra Fetö’yü nereye koyacağım nasıl yorumlayacağım. (Gülüyor) Bir de 15 Temmuz’u çok geç fark ettiler. Ben baştan beri Fettullah hocayı hiç sevemedim. Yüzündeki soğukluğu, nursuzluğu hep hissetmiştim ve talebelerimi de uyarmıştım. Ama ne yazık ki zamanında birçok talebem onların peşinden gitti. Ne desem kurtaramadım. 

Halk ‘evet’ diyecek eminim!

Topluma yön veren bir sanatçı olarak referanduma ne diyorsunuz?

Türkiye’deki bazı sanatçılar ‘Hayır’cı çünkü değişime açık değiller ve tahammülleri yok. O yüzden o sanatçıların ne diyecekleri önemli değil. Halkın ne diyeceği önemli. Halk yüzde 99 evet diyecek eminim. Çünkü halk değişim istiyor köle olmak istemiyor. Memleketinin önünün açılmasını istiyor. Bu ülkenin büyük bir hamleye ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı kalıcı değil ki, memleketin önünün açılmasını istediği için Başkanlık sistemini istiyor. Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider gelmedi ve daha da gelmez. Bunu kaç hükümet kaç darbe görmüş biri olarak rahatlıkla söyleyebiliyorum.   

PIcasso hayatında 11 bin desen ben 101 bin desen çizdim

Akademide çıplak modelden çalışma yapılıyordu ben o çalışmalara pek bağımlı kalmazdım. Köylerde dağlarda araştırma yapardım. Tabiat gözleme dönemim var. Picasso hayatında 11 bin desen çizmiş ben 101 bin desen çizdim. Kiremitlerin altından yarasaları yakalıyor her detayını pafta pafta çalışıyordum. Yani benim ilhamım hep doğadan gelir.