26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

‘Oysa herkes öldürür sevdiğini’ 

İntikam nasıl karanlık bir duygudur ki bir evladı anne katili yapabilir... İstanbul Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenen Sophokles’in Elektra’sı nefret, intikam ve kan davasını merkeze alan bir oyun. 

PINAR KARTALMIŞ1 Aralık 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
‘Oysa herkes öldürür sevdiğini’ 

Batı kaynaklı tiyatronun kökeni mitolojiye dayanır. Malum elektra kompleksi meselelerini bir tragedya çerçevesinde ele alan Sophokles’in Elektra’sı da bu zeminden beslenen bir oyun. İstanbul Devlet Tiyatroları tarafından Işıl Kasapoğlu rejisiyle sahneye taşınan oyun özetle annesinden babasının intikamını almak isteyen bir kızın hikâyesini konu alıyor. 

Troya savaşından zaferle dönen Büyük Yunan Komutanı Agamennon’un karısı Klytaimnestra, sarayı aşığıyla beraber yönetmektedir. Babasının intikamı için yanıp tutuşan Elektra ise esaret altındadır. Erkek kardeşi Orestes’in yurda dönüp annelerini öldüreceği umuduyla yaşar. Lala ve Orestes’in bir oyun tertip edip saraya girmesiyle Elektra, tıpkı annesi gibi zafer kazanır ve intikamını alır. Ancak nefreti Elektra’yı giderek öfke duyduğu annesine benzetir. Öyle ki Elektra’nın asıl derdi annesinin elindeki iktidarı ele geçirmek miydi sorusu takılır aklımıza. Elektra karakterini canlandıran Özlem Öçalmaz’ın sahne hâkimiyeti ve mimikleri oldukça başarılıydı. Ama oyunda bu ana karakterin olay örgüsünü güçlendirecek bir çatışması ne yazık ki yoktu. Oyunun uzunluğu ve tek bir kişi üzerinden dönüyor olması hem oyuncuyu yoruyor hem de oyun boyu tekrara düşürüyor, seyirci de hayli sıkılıyor. Orestes olarak sahne alan Gökhan Irmak ise rolüne pek inanmamıştı. Daha kuvvetli bir erkek kardeş beklerken, ablasının kuzusu bir Orestes’le karşılaştım. 

Klytaimnestra’ı oynayan Kübra Tektaş de kraliçe olamayacak kadar genç yaştaydı. Böyle önemli bir eserin Devlet Tiyatroları tarafından tecrübesiz oyunculara verilmesi oyunun gücünü düşürmüş.