Umut Fedaileri tiyatro sahnesinde

Üsküdar Kaymakamlığı tarafından tertip edilen Kaç Baba Kaç isimli tiyatro oyunu Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde sahnelendi. Daha önce pek çok özel tiyatro tarafından yorumlanan oyunu farklı kılan tamamen gençlerden oluşan bir ekip tarafından seyirciye sunulmasıydı. Sevgi Evlerinde yaşayan gençlerden oluşan topluluk, her fırsatta “Evlatlarımız bizim yarınlarımız” diyen kaymakam Murat Sefa Demiryürek’in moral desteğiyle hazırlanmış oyuna. 

Üsküdar Kaymakamlığı’nın ‘bağımlılıkla mücadele’ projeleri kapsamında perde açan oyunun yönetmenliğini Tuğba Sercan üstlenmiş. 

Profesyonel tiyatroculara taş çıkaran oyuncularıyla alkış alan gençlerin sahne performansı kadar oyuna hazırlık süreçleri de heyecan verici. Gönüllülük esasıyla bir araya gelen gençler samimiyet ve binbir fedakârlıkla okul sonraları kendilerine tahsis edilen kaymakamlığın toplantı salonunda yapmışlar provalarını. 

Başlangıçta sadece oyunu sahnelemek olan amaca çok güzel bir niyet de eklenmiş. Oyun bedeli olarak seyirciye bilet kesmek yerine bir çocuk kitabı getirmelerini talep etmiş gençler. 

Toplanan kitaplarla doğuda bir okulun kütüphanesini kurmak amacıyla yola koyulmuşlar. İşte tam da bunun için kendilerine ‘Umut Fedaileri’ ismini yakıştırmışlar. 

Farklı okullardan yetenekli oldukları için seçilerek bir araya getirilen gençler birbirleriyle çok kısa sürede kaynaşmış. Yetişkin oyuncuların bile çoğu kez uyumsuzluk yaşadığı tiyatro sahnesinde sanki yıllardır karşılıklı olarak oynuyormuş hissi veren genç tiyatrocuların bu başarılarının sırrı ise aile gibi kenetlenmelerinde yatıyor. Provalardan önce kendi aralarında ön yargılar hakkında konuşup farklı olana katlanma konusunda farkındalıklarını artıran gençler sanatın gücüyle büyüdüklerini söylüyorlar.

“Kaymakam Murat Sefa Demiryürek’in oyunumuzun hazırlık süreci ve provalarda bizimle yakından ilgilenmesi kendimizi çok değerli hissettirdi. Projeye çok daha inandık ve sarıldık” diyen gençler yedi aylık süreçte hem birbirleriyle hem arkadaşlarıyla sevgiye ve güvene dayalı bir ilişki kurmuşlar. Tiyatronun kendileri için bir okula dönüştüğünü anlatan gençler,   

“Herkesin üzerine düşeni fazlasıyla yapması, takdir etme nezaketini öğrenmiş olmaları bize tiyatronun kazandırdığı değerler” diyerek alkışlardan çok daha fazlasına sahip olduklarının altını çiziyorlar. 

Oyun esnasında zekice ve edeplice yapılan espriler de dikkat çekiyor. Özel tiyatroların sahnelediği örneklerde argo kullanımına fazlasıyla yaslanılan oyunda gençler gocunmadan ahlaki kaygılarını ve sınırlarını koruma yoluna gitmişler. Yrd. Yönetmen olan Tarkan Demirtaş, arkadaşları tarafından en az yönetmen kadar değer ve saygı görüyor. 

Oyunu tavsiyeden öte kesinlikle görmeniz gerektiğine inanıyorum. Çünkü gençlerin bakmakla görmek arasında ki farkı idrak etmelerini oyun esnasında hissedeceksiniz. Gördükleri ve eleştirdikleri her şeyin bir saygı çerçevesinde olması oyunu ve kendilerini değerli kılıyor.