29 Nisan 2024 Pazartesi / 21 Sevval 1445

Yanından geçemezdik korkardık, şimdi kepçe operatörüyüz

İnşaat alanlarında, yol-köprü onarımlarında kullanılan ‘kepçe’nin şoför koltuğunda bir kadın görürseniz şaşırmayın! Aldıkları eğitimin ardından kepçe operatörü olup Türkiye’de bir ilke imza atan kadınlarla konuştuk.

Hale Ceylan Barlas4 Temmuz 2014 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Yanından geçemezdik korkardık, şimdi kepçe operatörüyüz

Dokuz tonluk bir iş makinesi... Uzaktan bakınca bile devasa büyüklükte. Kazıyor, yüklüyor; şehrin dört bir yanındaki inşaat alanlarının olmazsa olmazı. Sonra bir bakıyorsunuz ki onu kullanan bir kadın! Hiç de alışık olmadığınız bir durum değil mi? Artık bu görüntü kimseye yabancı gelmeyecek çünkü kadınlar da kepçe operatörlüğü yapabilecek. Kazıcı-yükleyici olarak kullanılan ve kepçe diye bilinen ‘Beko Loder’ (Backhoe Loader) adlı ağır iş makinesinin şoför koltuğuna geçen kadınlar, Türkiye’de bir ilke imza atmanın gururunu yaşıyor. Onlar, Borusan Makina ve Güç Sistemleri’nin 20. Kuruluş Yılı vesilesiyle başlatılan sosyal sorumluluk projesi ‘20’nci Yılda 20 Kadın Operatör’ eğitiminden başarıyla çıktılar...

EŞİMİ İKNA ETTİM

Darıca Halk Eğitim Merkezi ile ortaklaşa yürütülen bu projede sınavlara girerek ehliyet almaya hak kazanan isimlerden biri Demet Yaprak Zerman... 27 yaşında, evli. Minik oğlu, bir yaşında. Bir çağrı merkezinde asistan olarak çalışmış, daha sonra oradan ayrılıp Darıca Halk Eğitim Merkezi’nde eğitim görmeye başlamış. Zerman bir yakınının teşvikiyle kursa kayıt yaptırdığını anlatıyor: “Farklı şeyleri denemeyi seviyorum, o nedenle kadın operatör olmak bana ilginç geldi. Ama tabii ki eşime ilk söylediğimde ‘Kepçeci mi olacaksın!’ diye tepki gösterdi. Ben kararlı davrandım ve onu ikna ettim. Şimdi en büyük destekçim.” Eğitim almaya başladığında korktuğunu, hatta pişman olup vazgeçtiğini anlatan Zerman, şu anda bir profesyonel kadar iyi kullanıyor bu ağır iş makinesini... “İlk olmak çok güzel” diyor ve tüm kadınlara da kursa katılmalarını tavsiye ediyor: “Eğitim almadan önce bu makinelerin yanından bile geçemiyordum. Bana canavar gibi geliyordu. Şimdi benim için dünyanın en sempatik makinesi! Hatta yolda görünce hemen markasına bakıyorum. Nasıl kullanıyorlar, onlara dikkat ediyorum. Bence her kadın kursa katılmalı. Bu alanda da ne kadar başarılı olduğumuzu herkese göstermeliyiz. Eğitim de kolay geçmedi tabii. Ağladığım, dersi terk ettiğim oldu. ‘Yapamayacağım, vazgeçtim’ dediğimde öğretmenlerim beni ikna etti kursa geri dönmem için... Şu anda sertifikalı bir operatörüm.”

SESİ NİNNİ GİBİ GELİYOR

Kepçe operatörü olan Nazakat Achilova ise 34 yaşında. Türkmenistan’dan Türkiye’ye gelmiş, evlenmiş, bir kız çocuğu annesi şimdi... Aslında Rusça öğretmeni. Halk eğitim merkezinde İngilizce kursuna başladığı dönemde bu projeyi duyduğunu ve hemen kursa kaydığını yaptırdığını anlatıyor: “Kursa kaydımı yaptırdım ama sonra tereddütte kaldım. ‘Ne yaptım ben!’ dediğim zamanlar oldu. Ama bir yola girmiştim ve bitirmeye kararlıydım. Tabii ki eğitimin başlarında zorlandım. Çok çalıştım, gecemi gündüzüme kattım. Sıra kepçe ile olan ‘pratik’ eğitime geldiğinde heyecanlandım çünkü kocaman makineyi nasıl kullanacağımı bilemedim! Hocalarımız bize çok destek oldu. İş imkanları olursa, hiç durmam çalışırım. Ustalara taş çıkartırım!”

Achilova, önceleri büyük iş makinelerini görünce çok ses yapıyor diye şikayet ettiğini, aldığı eğitimin ardından bir manzara seyrediyormuş gibi evinin karşısındaki inşaattaki makineleri izlediğini itiraf ediyor: “Her gün camdan inşaatı izliyorum. ‘Kemerini nasıl bağladı?’, ‘Makineyi doğru kullanabiliyor mu?’, ‘Hamleleri nasıl yapıyor?’ gibi takip ediyorum işçileri... Önceden sinirimi bozan ses, şimdi bana ninni sesi gibi geliyor.”

‘NAZLI’LARA GÖRE BİR İŞ DEĞİL

Sosyal sorumluluk projesinde kadınlara makine kullanmayı öğreten de profesyonel iş makinesi kullanabilen bir kadın; Fulya Çetin... Makine mühendisi olan Çetin’e öğrencileri ‘İlkin ilki’ diyor çünkü her ne kadar mezun olanlara ‘Türkiye’nin ilk kadın operatörleri’ dense de Çetin, onlardan önce sertifikasını almış. “Kadın istihdamını artırmayı hedefliyoruz” diye başlıyor sözlerine: “Sanayide kadın istihdamını artırmak ve kadının güçlendirilmesi amacıyla başlattığımız kursumuz üç kurdan oluşuyor. Birinci kurda sınıflarda teorik olarak makine kullanımını görsel ve videolarla anlatıyoruz. İkinci kurda simülatörlerde eğitim veriyoruz. Burada tamamen makinenin içindeymiş ve kullanıyormuş gibi her şeyi en ince detayına kadar gösteriyoruz. Üçüncü kurda ise öğrencileri sahaya çıkarıp gerçek makine üzerinde eğitim veriyoruz. Kursumuz, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı. Motordan şanzımana, hidrolik sistemden kabin içine kadar her şeyi anlatıyor ve öğretiyoruz. Üç hafta boyunca 09.00-17.00 saatleri arasındaki eğitim sonunda da hem yazılı hem de pratik sınavı yapıyoruz. En az 70 alan öğrenciler mezun olup sertifikalarını almaya hak kazanıyorlar. Bir nevi ehliyet kursu gibi.”

Sertifikalarını alan dört kadının şu an bir operatörden daha bilgili olduklarını ve her yerde çalışabileceklerini de anlatan Fulya Çetin, bu mesleğin naz kaldırmayacağını vurguluyor: “Gerektiğinde çamura girecek, yorulacak... Yani ‘Ben onu yapamam, ben bunu öğrenemem’ diyenleri hemen eledik zaten. Bu işe gönül vermek lazım. Sonuçta burada haftalarca sabahtan akşama kadar eğitim verdik ve mezun olabilenler aksatmadan kursa geldi ki bu kadınların çocukları var; evde eşleri, yapmaları gereken işler var.” Erkek egemen bir alanda kadınların da meslek sahibi olmasından gurur duyduklarını belirten Çetin, toplumdaki önyargıların da zamanla azalacağı görüşünde: “İnsanlarla konuştukça anlıyoruz ki Türkiye için bu çok yeni bir şey ve şimdilik biraz önyargılı yaklaşıyorlar. İş için tavsiye ettiğimizde güvenemiyorlar. Ama biz ümidimizi kesmiyoruz. Biliyoruz ki işe başladıklarında dört dörtlük iş yapacaklar. Bir de şu var: Kimse ehliyetini aldığında mükemmel bir şekilde otomobil kullanamaz, zamanla ustalaşır. Bu da onun gibi bir şey.” Eğitim sonunda makineleri kullanabilmek için ‘G sınıfı’ sürücü ehliyetinin alınması gerektiğinin altını çizen Fulya Çetin, mezunlara iş garantisi sağlamayı hedeflediklerini söylüyor: “Temasa geçtiğimiz şirketler oldu. Mezunlarımız da bir an önce çalışmak istiyor. Yakın zamanda olumlu dönüşler alacağımızı düşünüyorum.”