3 Mayıs 2024 Cuma / 25 Sevval 1445

Çin'de çocuk yetiştirme maliyeti rekor seviyede

Son yapılan araştırmalara göre Çin, çocuk yetiştirme konusunda dünyanın en pahalı ülkelerinden biri konumuna geldi.

Star Gazetesi 22 Şubat 2024 Perşembe 15:30 - Güncelleme:
Çin'de çocuk yetiştirme maliyeti rekor seviyede

Yeni bir rapora göre Çin, göreceli olarak çocuk yetiştirmede dünyanın en pahalı ülkelerinin zirvesine yerleşti. Bu durumun kadınlar üzerindeki orantısız etkisinin, demografik bir krizle boğuşan ülkenin hızla düşen doğurganlık oranını tetiklediği söyleniyor.

Çin merkezli YuWa Nüfus Araştırma Enstitüsü tarafından yayınlanan çalışmada, doğumdan 17 yaşına kadar bir çocuğu yetiştirmenin ülke çapındaki ortalama maliyetinin yaklaşık 74.800 dolar olduğu ve çocuğu lisans derecesine kadar desteklemek için rakamların 94.500 doların üzerine çıktığı ortaya koyuldu.

Rapora göre Çin'de 18 yaşına kadar çocuk yetiştirmenin maliyeti ülkenin kişi başına düşen GSYH'sinin (gayri safi yurtiçi hasıla) 6,3 katı. Bu oran dünyanın en düşük doğurganlık oranına sahip olan ve çocuk yetiştirme maliyetinin kişi başına düşen GSYH'nin 7,79 katı olduğu Güney Kore'den sonra ikinci sırada. Karşılaştırma yapmak gerekirse, bu maliyet Avustralya'da kişi başına düşen GSYH'nin sadece 2,08, Fransa'da 2,24, ABD'de 4,11 katı. Uzun süredir hızla yaşlanan nüfus ve azalan doğum oranı ile mücadele eden bir başka Doğu Asya ülkesi Japonya'da ise 4,26 katı.

Raporda, "Çocuk doğurmanın yüksek maliyeti ve kadınların aile ile iş arasında denge kurmakta zorlanması gibi nedenlerle, Çin halkının çocuk sahibi olma isteği neredeyse dünyadaki en düşük seviyededir. Mevcut nüfus durumunu doğum nüfusunda bir çöküş olarak tanımlamak abartı olmaz." diye belirtildi.

Çin'in nüfusu son iki yıldır azalıyor ve 2023 yılı, 1949'da Komünist Çin'in kuruluşundan bu yana en düşük doğum oranına denk geliyor. Geçtiğimiz yıl Çin, Hindistan tarafından dünyanın en kalabalık ülkesi olarak geride bırakıldı.

Demografik kriz, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi için önemli bir tehdit oluşturuyor. Yetkililerin onlarca yıllık kısıtlayıcı doğum politikalarının ardından eğilimi tersine çevirme çabalarına rağmen son yıllarda durum daha da derinleşti.

YuWa raporuna göre, hükümet çift başına izin verilen çocuk sayısı sınırını gevşetmiş, aileleri daha fazla çocuk sahibi olmaya teşvik eden ulusal kampanyalar başlatmış olsa da pek az şey değişti. Bunun nedeni birçok kadın için fedakarlığın karşılığını almama durumu.

Rapora göre, doğum iznine ayrılan kadınlar iş yerinde başka ekiplere transfer edilmek, maaş kesintisine uğramak veya terfi fırsatlarını kaçırmak gibi "haksız muamelelerle" karşılaşabiliyor.

Raporda, doğum izni masraflarının devlet yardımı olmaksızın tamamen şirketler tarafından karşılanması halinde işverenlerin çocuk doğurma yaşındaki kadınları işe almaktan kaçınabileceği, bunun da Çin'de halihazırda yaygın olarak görülen bir durum olduğu bildirildi. Kadınlara iş görüşmeleri sırasında aile planlaması hakkında sorular sorulduğu ya da çocuk sahibi olmayı planlamasalar bile bu görevlere getirilmedikleri belirtildi.

Bazı kadınlar çocuklarını büyütürken çalışmayı tamamen bıraksa da, bu durum iş gücüne geri dönmeyi inanılmaz derecede zorlaştırıyor. Çocuk sahibi olan kadınların ücretlerinde %12 ila %17'lik bir düşüş görülebildiği belirtilen raporda, birçok makalede yer alan araştırmalara atıfta bulunuluyor.

Bu fedakarlıklar geçmiş yıllarda daha yaygındı; ancak Çinli kadınlar şu an her zamankinden daha eğitimli ve ekonomik olarak daha bağımsız konumda. Yüksek öğrenim programlarında erkeklerden daha fazla yer alıyorlar. Uzmanlar, son yıllarda elde edilen pek çok kazanımla birlikte kadınların kariyerlerine ve kişisel gelişimlerine evlilik ve doğum gibi geleneksel dönüm noktalarından daha fazla öncelik verdiklerini belirtiyor.

ZAMAN, EMEK VE EKONOMİK MALİYETLER

Araştırmalar Çin'de kadınların yemek pişirme, temizlik ve alışveriş gibi ev işlerinin yanı sıra okula gitme, ev ödevlerine yardım etme ve özel ders verme gibi çocuk bakımından da sorumlu olduğunu gösterdi. 2018 yılında yayınlanan bir makaleye atıfta bulunan rapor, bunun kadınların günde yaklaşık beş saat boş zaman ve ücretli çalışma zamanını kaybetmesi anlamına geldiğini ve bu saatlerin neredeyse tamamının ev işlerine ayrıldığını belirtiyor. YuWa raporuna göre, babalar da bir miktar boş zaman kaybederken, ücretli çalışma saatleri önemli ölçüde değişmiyor ve kariyerleri etkilenmiyor.

Raporda, "Çin'deki mevcut sosyal ortam kadınların çocuk doğurmasına elverişli olmadığı için, kadınların çocuk sahibi olmasının zaman ve fırsat maliyeti çok yüksek. Bazı kadınlar kariyerlerinde başarılı olma fırsatı karşılığında çocuk sahibi olmaktan vazgeçmek zorunda kalıyor." diye belirtildi.

Çin ekonomisi 2023 yılında %5,2 büyüyerek Pekin tarafından belirlenen resmi hedeften biraz daha iyi bir performans gösterdi. Ancak ülke rekor emlak gerilemesi, genç işsizliğin artması, deflasyonist baskı, kurumsal aksilikler ve yerel yönetimlerde artan mali stres gibi sayısız zorlukla karşı karşıya.

Rapor, düşen doğum oranının ekonomik büyümeyi, insanların genel mutluluğunu ve Çin'in küresel konumunu derinden etkileyebileceği uyarısında bulundu.

Yazarlar, nakit, vergi ve konut yardımları, eşit annelik ve babalık izni, bekar kadınların üreme haklarının korunması ve eğitim reformu gibi doğum maliyetini "mümkün olan en kısa sürede" azaltacak ulusal politikalar çağrısında bulundu.