3 Mayıs 2024 Cuma / 25 Sevval 1445

Fransa'dan İsrail'e kınama

Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalarda Fransa, İsrailli yetkililerin Filistinlileri göndererek Gazze'de yasa dışı yerleşimler kurma niyetini ortaya koyan açıklamalarını kınadı.

AA21 Şubat 2024 Çarşamba 19:00 - Güncelleme:
Fransa'dan İsrail'e kınama

Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda faaliyetlerini yürüten UAD'de İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalar devam ediyor.

Duruşmalarda Fransa adına söz alan Dışişleri Bakanlığı Hukuk İşleri Direktörü Diégo Colas, ülkesinin 1967 sınırlarına dayanan iki devletli bir çözüme desteğini vurgulayarak barış sürecinin kararlı ve inandırıcı bir şekilde yeniden başlatılması çağrısında bulunduklarını ifade etti.

Colas İsrail'e "Sivillere ve yardım görevlilerine yönelik saldırıların engellenmesi hem ahlaki bir zorunluluk hem de uluslararası bir yükümlülüktür." hatırlatmasında bulunarak "İsrail, her zaman ve her durumda ayrımcılık, gereklilik, orantılılık ve ihtiyatlılık ilkelerini net bir şekilde ortaya koyan uluslararası insancıl hukuka uymalıdır." dedi.

Fransa'nın İsrail'in işgal ettiği bölgeleri yasa dışı yerleşimcilere açmasına kesinlikle karşı çıktığını belirten Colas, "Fransa, Kudüs dâhil olmak üzere Filistin topraklarının tamamının birliğinin, devamlılığının ve bütünlüğünün korunması gereğine ters düşen her türlü eylemin, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının ihlali olduğu görüşündedir." diye konuştu.

"Yerleşimlerin genişletilmesi ve bu yerleşimlerden kaynaklanan ihlaller, yaşayabilir bir Filistin devletinin kurulmasını baltalamaktadır." diyen Colas, ülkesinin şiddete başvuran yasa dışı Yahudi yerleşimcilere yaptırım kararı aldığını hatırlattı ve aynı adımı AB'nin de atması için çaba gösterdiklerini söyledi.

Colas, uluslararası hukukta işgalci gücün toprak ilhakını meşrulaştıracak hiçbir hüküm bulunmadığını vurgulayarak "Bu bağlamda, işgalin özellikle uzun süreli olması hiçbir durumda ilhak iddialarını meşrulaştıramaz. Tam tersine uluslararası hukukun temel ilkelerinden biri, bu tür bir ilhakın yasaklanmasıdır." dedi.

Uluslararası hukukun aynı zamanda işgalci güç tarafından söz konusu bölgenin demografik yapısını değiştirecek tedbirlerin uygulanmasını açıkça yasakladığına işaret eden Colas, "Bu bağlamda Fransa'nın Gazze'de yerleşimlerin kurulmasını ve Gazze'deki Filistinli nüfusun bu bölgenin dışına nakledilmesini teşvik eden açıklamaları kınadığını" ve Uluslararası Adalet Divanından İsrail'in bu tür açıklamaları önlemek ve cezalandırmak için elinden gelen tüm tedbirleri almasını istediğini belirtti.

Colas, "Tıpkı Batı Şeria'da olduğu gibi Gazze Şeridi'nin demografik yapısının değiştirilmesi, hem geleneksel hem de örfi uluslararası hukukun ciddi bir ihlalini teşkil edecektir." uyarısında bulundu.

İsrail'in Kudüs'ü tek taraflı olan kendi başkenti ilan etmesinin de uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Colas "Fransa, hukuk dışı toprak ilhakını tanımamaktadır." dedi.

Colas, İsrail'in, Doğu Kudüs'teki Filistin topraklarını kamulaştırması ve aynı zamanda Doğu Kudüs'teki Filistinlilere uygulanan statünün, işgalci gücün bu tür koruyucu tedbirler alma yükümlülüğünün ihlal ettiğini kaydetti.

"Fransa, Kudüs'teki tarihi statükonun ve kutsal mekanların değişmeden muhafaza edilmesinin gerekli olduğunu düşünmektedir." diyen Colas, İsrail'in ihlallerine son vererek bunlardan zarar görenleri tazmin etmesi gerektiğini ifade etti.

- BM Genel Kurulu, UAD'den görüş istemişti

BM Genel Kurulu, 30 Aralık 2022 tarihli kararında UAD'ye, Divan Statüsü'nün 65. maddesine dayanarak 1967'deki savaştan bu yana İsrail'in Filistin'deki işgalinin hukuki neticelerine ilişkin iki soru yöneltti.

BM Genel Kurulunun Divan'dan cevaplarını talep ettiği sorular şu şekilde:

"1- İsrail'in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinin, işgali sürdürmesinin, 1967'den bu yana Filistin topraklarındaki yerleşim ve ilhak faaliyetlerinin, Kudüs'ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinin hukuki sonuçları nelerdir?

2- İsrail'in, ilk soruda belirtilen uygulamaları, işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu durumun tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir?"

Danışma görüşü talebi, 17 Ocak 2023'te BM Genel Sekreteri tarafından UAD'ye ulaştırılırken Divan, BM üyesi devletlere ve Filistin'e danışma görüşü istenen sorular hakkında yazılı ve sözlü beyanda bulunma haklarına ilişkin bildirim yaptı.

- Danışma görüşünün etkisi nedir?

UAD'nin verdiği danışma görüşleri, her ne kadar bağlayıcı olmasa da birçok devlet ve kuruluş tarafından dikkate alındığı ve verilen görüşe uygun hareket edildiği belirtiliyor.

Divan'ın, İsrail'in Filistin topraklarında inşa ettiği duvara dair 2004'te verdiği danışma görüşünde duvarın hukuka aykırı olduğunu tespitinin ardından birçok devlet ve şirketin, söz konusu duvarın inşasına katkı sunmaktan imtina etmesi, İsrail'e sattıkları inşaat malzemelerinin duvarın yapımında kullanılmaması şartını koyması dikkati çekiyor.

Yine UAD'nin 22 Temmuz 2010'da uluslararası hukukta bir devletin tek taraflı bağımsızlık ilan etmesinin yasaklanmadığı yönünde verdiği danışma görüşünün ardından, Kosova'nın bağımsızlığının meşruiyeti arttı ve bağımsızlığını tanıyan devlet sayısı çoğaldı.

UAD'nin görüşünün, işgalin uluslararası hukuka aykırılığı yönünde olması durumunda İsrail üzerindeki baskının artması ve ona açıkça destek veren ülkelerin uluslararası toplum tarafından tutumlarını gözden geçirmeye zorlamaları muhtemel.