ABD Senatosu, 18 Aralık 2019'da Esed rejiminin faaliyetlerine yardım sağlayan kişi ve kuruluşlara ilave yaptırımlar uygulanmasını öngören yasayı kabul etti. ABD Başkanı Donald Trump da yasayı 21 Aralık'ta imzaladı. Yasanın 17 Haziran'da yürürlüğe girmesi bekleniyor.
İsmini, 2014'te Esed rejiminin muhalifleri tuttuğu hapishanelerde işkenceyle öldürülen 11 bin tutukluya ait 55 bin fotoğrafı dünya basınına sızdıran askeri polisin kod adından alan yasaya göre; Suriye rejimine, Rusya ve İran adına hareket eden üstlenici şirketlere destek sağlayan ya da onlarla büyük miktarda para alışverişinde bulunan yabancı kişi ve kuruluşlara yaptırım uygulanacak.
Bu yasanın önemi, sadece rejimi kapsamayıp Rusya ve İran'a bizzat değinmesinden kaynaklanıyor. Çünkü sadece rejim ile işbirliği yapan kişi ya da kuruluş değil Suriye'de rejimi destekleyen Rus ve İranlı kişi ve kuruluşlar ile da işbirliği yapanlar yaptırıma tabi tutulabilir.
YAPTIRIMLARIN ASKIYA ALINMASI
Yasaya göre, ABD Başkanı, yaptırımları askıya alma hakkına sahip. Buna göre, Suriye hava sahası, Suriye ya da Rusya hükümetleri tarafından sivillerin bombalanması için kullanılmaması, kuşatma altında tutulan bölgelere insani yardımların girmesi ve oradaki insanların hareket serbestisi sağlanması, tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması, Suriye, İran ya da Rusya kuvvetlerinin sağlık tesislerini, okulları ve meskun mahalları hedef almaması, rejimin kimyasal silahların üretimini ve kullanımını durdurması, göç ettirilen sivillerin bölgelerine onurlu ve güvenli dönüşünü sağlaması, Suriye hükümetinin savaş suçu işleyenleri cezalandırmak için gerekli adımları atması durumunda yaptırımlar askıya alınabilir. Ancak bu şartların tekrar ihlal edilmesi durumunda yaptırımların yeniden devreye sokulması mümkün.
"UYGULAMA MEKANİZMASI HENÜZ NETLEŞMEDİ"
TRT Haber'e süreci değerlendiren Orta Doğu uzmanı Prof. Dr. Samir Salha, ABD'nin bu yasayı nasıl uygulayacağının ve kullanılacak mekanizmanın ne olduğunun henüz net olmadığını belirterek, “Diyelim ki rejim bu yaptırımları by-pass etmek için yollar geliştirdi. ABD'nin buna yönelik tavrı ne olacak. ABD, bu yasayı, sadece rejime ve müttefiklerine baskıyı artırmak için bir araç olarak kullanabilir yada rejimin ihlallerini belgelemek ve bu ihlalleri yapan kişileri gerek ABD'deki gerek uluslararası mahkemelere götürmek için de kullanabilir” diye konuştu.
İç savaşının yaşandığı ülkede 9 yıldır yaşanan ekonomik kriz 'Sezar Yasası' ile daha da derinleşti. Yaptırımlar daha uygulanmaya başlamadan Suriye'de etkisi sert bir şekilde gözükmeye başladı. Suriye lirası dolar karşısında her gün daha da değer kaybediyor. Suriye lirası, 2011'den bu yana dolar karşısında yüzde 5 bin 900 değer kaybetti. Suriye Merkez Bankası'nın rezervlerinin tükendiği de iddia edildi. Ülkedeki hayat pahalılığına karşı halk sokaklara indi. Esed rejiminin kontrolündeki Suveyda ve başkent Şam'ın Zakiye bölgesinde protestolar görülmeye başlandı. Suriye halkı Rusya ve İran'ın ülkeyi terk etmesini istedi. Pazarlar, dükkânlar açılmaz oldu. Rejime karşı tepkiler artmaya başladı.
"YASA MUHALİFLER İÇİN ÖNEMLİ BİR FIRSAT"
Rusya'nın, Suriye'de henüz siyasi çözüme varılmamışken sığınmacıların geri dönüşü ya da yeniden imar konusundaki ısrarlarını boşa çıkartacak ve ABD'nin inisiyatifi yeniden eline alarak etkin rol oynamasına imkan verecek yasa, Suriye muhalefeti için önemli bir fırsat olarak da görülebilir. Bunun için muhalifler ile müttefiklerinin yasanın sağlayacağı şartlardan azami düzeyde istifade etmesi ve gelecek aşama için uygun adımları atmaları şart.
Suriye muhalefetinin ABD ve Avrupa ülkelerinde rejimin işlediği suçların anlatıldığı medya kampanyaları başlatması önem arz ediyor. Rejimin cezalandırılması için atılacak adımların, bu ülkelerde kamuoyu desteğinin güçlendirilmesiyle desteklenmesi gerekiyor.
Çeşitli dillerde yapılacak bu kampanyalarda rejimin, kontrolündeki bölgelerde nüfuz kaybına uğradığı konusunun ele alınması da kamuoyu nezdinde farkındalığı artırabilir.
Öte yandan Suriye muhalefeti, Avrupa ülkelerine de ABD benzeri yasalar çıkarmaları yönünde çağrı yapmalı, bunun önemini çeşitli platformlarda sık sık dile getirmeli.
Salha, yasanın muhalifler için önemli bir fırsat olduğu görüşünde. Ancak bunun için muhalifler aralarındaki çatlakları aşması gerek:
“Bu yasa muhalifler için önemli bir fırsat. Ancak şu an onlar kendi içlerinde bölünmüş durumda. Muhalifler bu yasayı değerlendirmeli ve saflarını yeniden birleştirip ortak çalışmalar yürütmeli. Böyle olursa bu yasadan yararlanırlar. Ancak eğer bu olmazsa ve bölünmüşlük devam ederse bu yasa çok yararlı olmayacak ve rejim bu yasaya karşı strateji geliştirecek. Muhalifler, küresel aktör olan ABD'nin hareket etmesini mi bekleyecek yoksa insiyatif alıp süreçte aktif rol mu oynayacak? Bu önemli bir konu.
Dikkat çekici bir başka husus, ABD'nin tek taraflı hareket ediyor olması. ABD tarafından uygulanan bu zorlayıcı önlemler, eğer ciddi bir şekilde takip edilirse bölgesel ve küresel adımlara ön ayak olabilir. ABD bu konuda daha ileriye giderek BM çatısının altına ya da uluslararası mahkemelerde girişimlerde bulunur mu? Yoksa sadece rejime ve onu destekleyen Rusya, İran ve Çin'e karşı tek taraflı adımlar atar mı? Onu daha sonra göreceğiz.”
BÖLGEDE ABD İLE KOORDİNASYON YÜRÜTEN TARAFLARIN TAVRI NE OLACAK?"
“Bu yasanın uygulanma tarihinin yaklaşmasıyla, bazı kritik konular akılda soru işaretleri uyandırıyor. Mesela BAE ve Mısır gibi bölgede ABD ile koordinasyon içinde olan ülkeler, Esed rejimi ile ilişkilerini normalleştirmeye çalışıyor ve bu rejimin kaybettiği meşruiyeti tekrar kazanması için çaba sarfediyor. ABD'nin bu ülkelere karşı tavrı ne olacak? Herhangi bir baskı uygulayacak mı acaba? Avrupa Birliği'nin bu yasaya karşı pozisyonu ne olacak? Avrupa homojen bir tavır sergileyebilecek mi?” diye konuşan Salha, yasanın zamanlamasının da dikkat çekici olduğunu vurguladı:
“ABD neden şimdi harekete geçti. Suriye'de savaşın başlaması üzerinden neredeyse 10 yıl geçti. Caesar, işkence fotoğraflarını kongrenin önüne getireli 6 yıl oldu. Neden şimdi? Washington, Suriye ve bölge çapında belli çıkarlar ve siyasi hesaplaşmaların peşine mi düştü? Suriye'yi kullanarak İran'a karşı baskılarını mı artırmak istiyor?”
"ABD ÇİFTE STANDART UYGULUYOR"
Prof. Dr. Samir Salha, “Caesar Yasası'nı yasalaştıran ABD'nin, Suriye'de bir tezatlık içine düştüğünü görüyoruz. Bir taraftan Suriyeli muhaliflerin haklarını korumak istediğini söylüyor diğer taraftan, rejim ile iş birliği yapan terör örgütü YPG'ye yakın yerel gruplara destek veriyor. ABD, PYD ile anlaşmalar yapıyor ve onu korumaya çalışıyor. Bu bence çifte standartlılığın bir örneği.” ifadelerini kullandı.