4 Mayıs 2024 Cumartesi / 26 Sevval 1445

KKTC kırmızı çizgiyi çekti: Egemen eşitliğimiz teyit edilmeden müzakere masasına geçilmesi mümkün değil

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 'Egemen eşitliğimiz ve eşit ulusal statümüz teyit edilmeden, bizlerin müzakere masasına geçmesi mümkün değildir. Egemen eşitlik, eşit uluslararası statü, başka türlü bir yöntemle Kıbrıs meselesini kökten çözmek mümkün değildir.' diye konuştu.

IHA/AA27 Aralık 2023 Çarşamba 07:29 - Güncelleme:
KKTC kırmızı çizgiyi çekti: Egemen eşitliğimiz teyit edilmeden müzakere masasına geçilmesi mümkün değil

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Pamukkale Üniversitesi'nde düzenlenen "KKTC'nin Türk Dünyasındaki Stratejik Önemi" konulu konferansta, Kıbrıs meselesinin dünü ve bugünü hakkında bilgiler paylaştı.

Türkiye'nin hep Kıbrıs Türk'ün yanında yer aldığına dikkat çeken KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, "Türkiye, 1955 New York görüşmelerinde 'Eğer siz tek taraflı olarak bir BM kararıyla Kıbrıs'ı Yunan'a bağlamaya yeltenirseniz, biz Türkiye Cumhuriyeti olarak gerekirse savaşa gireriz' demiştir. Mekanları cennet olsun, o zamanın Başbakanı Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Kıbrıs'ta yeni bir dönemin başlangıcına imzalarını atmışlardır. Onlar ağırlığını koymasalardı, o günün siyasetinde Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlayacaklardı. Türkiye güneyden bir kez daha kuşatılacaktı ve bu şekilde acıyı millet olarak yaşayacaktık. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk, her subaylarına 'Dikkat ediniz, Kıbrıs İngiltere yönetimindedir. Ama düşman eline yani Yunanlıların eline hiçbir zaman geçmemelidir' demişti. Kıbrıs Cumhuriyeti 1960'da kurulduğunda açık ve net anayasası vardı. 1571'den 1923'e kadar bir Türk adası olan Kıbrıs, Türkiye'nin burnunun dibinde Yunanistan'a bağlanmadı. Kıbrıs Türk halkının da eşit kurucu ortağı olarak yeni bir cumhuriyet kurulmasını biz millet olarak başarı bildik" dedi.

"BİZİM MÜCADELEMİZ MİLLİ BİR MÜCADELE OLARAK TARİHİMİZDE YERİNİ ALMAYA DEVAM EDİYOR"

"20 Temmuz 2024 önümüzdeki Temmuz ayında inşallah sizleri Kıbrıs'ta göreceğiz" diyerek Denizli protokolünü Kıbrıs'a davet eden Tatar, "50'nci yılımızı kutlayacağız. Yani 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatının 50. yılını hep birlikte kutlayacağız. Bu 50 yılda çok şeyler değişmiştir, çok gelişmeler olmuştur. Bir üniversite ortamında, çok değerli öğrencilerimize bunları anlatırken Kıbrıs'ın Türkiye için ne kadar önemli olduğunu söylemeye herhalde gerek yoktur. Çünkü haritaya baktığınızda görüyorsunuz ki, Türkiye'nin burnunun dibinde sabahleyin de kalktığınızda Toros'ları görebilirsiniz. Bu taraftan baktığınızda Beşparmakları görebilirsiniz. Su projesiyle Toros Dağları'ndan süzülüp eriyen karlardan akan suyu, asma borularla Kıbrıs'a götürülmüş. Şimdi kabloyla elektrik bağlantısı için projeler üstünde çalışıldığı bir durumda Kıbrıs bir bakıma Anadolu'nun bir parçası gibi. Eğer bu mücadele verilmeseydi, eğer Kıbrıs'ta fedakarlıklar yapılmasaydı, 1974 Barış Harekatı olmasaydı, o bedeller o fedakarlıklar yapılmasaydı; Kıbrıs bugün bir Yunanistan adası olacaktı. Türkiye'nin güneyden kuşatılması, Türkiye'nin güvenliğini olumsuz olarak zarar görmesine ve Kıbrıs Türk halkının imhasına neden olacaktı. Eğer bu mücadele verilmeseydi adada hiçbir Kıbrıs Türk'ün kalacağını düşünmüyorum. Dolayısıyla bizim mücadelemiz, milli bir mücadele olarak tarihimizde yerini almaya devam ediyor. Bundan sonraki süreçte elbette gelecekte çok önemli. Çünkü şu anda uluslararası camianın baskısı sürüyor. Kendilerine göre Kıbrıs, Avrupa Birliği'nin bir parçası olmuştur" diye konuştu.

"RUMLAR HİÇBİR ZAMAN PAYLAŞIMCI OLMADI"

Her halkın kendi geleceğini tayin etme hakkında sahip olduğuna işaret eden Tatar, sözlerini şöyle tamamladı:

"Egemenlik hakkı ve milletlerin kendi geleceklerini tayin etme hakkı, bu anlayışlardan kaynaklıdır. Bu çerçevede Kıbrıs kendi geleceğini tayin etme hakkına sahip ise elbette egemenlik hakkı vardır. Ben Cumhurbaşkanı seçildikten sonra sürdürdüğüm siyaset, egemenlik ve eşitlik temelindedir. Eğer bu kabulü olursa, o zaman müzakere masasına oturup, Kıbrıs'ın geleceğini tartışabiliriz. Ama bizim egemenliğimiz kabul edilmezse, biz müzakere masasına oturmayacağız. Çünkü geçmişte kurucu Cumhurbaşkanı zamanında bu federal anlaşma için masaya oturulduğunda, biz hiçbir zaman kazanım elde etmedik. Hep karşı tarafın elini güçlendirildi. Oturduğumuz masa, her defasında devriliyor. Rumlar hiçbir zaman ne yönetimi ne de adanın zenginliği ile geleceğini paylaşma niyetinde olmadı. Onların niyetleri hep Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak oldu. Böyle çarpık, bencil ve çağ dışı bir zihniyet ile karşı karşıya olduğumuz için bizim mücadelemiz hiç de kolay olmamıştır. Egemen eşitliğimiz ve eşit ulusal statümüz teyit edilmeden, bizlerin müzakere masasına geçmesi mümkün değildir. Egemen eşitlik, eşit uluslararası statü, başka türlü bir yöntemle Kıbrıs meselesini kökten çözmek mümkün değildir."

KKTC CUMHURBAŞKANI TATAR, DENİZLİ'DE İŞ İNSANLARIYLA BULUŞTU

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Doğu Akdeniz'de egemen bir Türk devletinin olması ve yaşaması Türkiye'nin de güvenlik meselelerine büyük hizmet eden bir gelişmedir." dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun ve Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan'ı makamlarında ziyaret etti. Belediye ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Tatar'a Denizli Büyükşehir Belediye Meclisi'nin oy birliği ile aldığı kararla fahri hemşehrilik beratı verildi.

Tatar, Denizli programı kapsamında Büyükşehir Belediyesi, Avrasya Yönetici Sanayici ve İş Adamları Derneği (AYSİAD) ve EkoAvrasya Vakfı'nın ev sahipliğinde kentteki bir otelde düzenlenen toplantıda iş insanlarıyla buluştu.

Konuşmasında, 1974'te Mehmetçiğin adaya çıkmasıyla Kıbrıs'ta yeni bir dönemin başladığını anlatan Tatar, KKTC'nin kalıcı, bağımsız bir Türk devleti olmasının Türkiye için de büyük bir kazanım olduğuna işaret etti.

İki ülke arasındaki güçlü bağları koparmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini belirten Tatar, Türk askerinin adadan çekilmesini amaçlayarak kendilerini maceraya ve yokluğa sürükleyen, Türkiye'yi de Doğu Akdeniz'den dışlamayı hedefleyen politikaları reddettiklerini dile getirdi.

Bu davanın Türkiye Cumhuriyeti'yle yürütülen ortak ve milli bir politika olduğunu anımsatan Tatar, şöyle konuştu:

"Doğu Akdeniz'de egemen bir Türk devletinin de olması ve yaşaması Türkiye'nin de güvenlik meselelerine büyük hizmet eden bir gelişmedir. Elbette Kıbrıs Türk halkının kendi istiklali ve istikbali için de. Dolayısıyla ben hep Türkiye'yle ilişkilere çok önem veriyorum. Türk halkı ile muhabbetlerimizi, ilişkilerimizi, kültürel, ekonomik, sosyal ilişkilerimizi geliştirelim. Genç nesillerimizin birbirlerini daha iyi tanımaları ve milli değerlere, maneviyat ve kültüre sahip çıkacak şekilde bir gelecek inşa etmeleri en büyük temennimiz. Bunun için artık bu iletişim çağında sık sık buluşmalar, görüşmeler ve toplantılarla bağları öyle bir pekiştirelim ki artık bunları kimsenin koparmaya gücü yetmesin."

Hatıra fotoğrafıyla sona eren etkinliğe Vali Ömer Faruk Coşkun, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, AYSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Catlık ve EkoAvrasya Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren de katıldı.