2 Mayıs 2024 Perşembe / 24 Sevval 1445

Trump'ın sözlerinin ardından Almanya'da nükleer caydırıcılığı gündeme getirdi

ABD'de yeniden seçilme olasılığı bulunan eski ABD Başkanı Donald Trump'ın 'NATO'ya finansal yükümlülüklerini yerine getirmeyen müttefiklere yönelik herhangi bir Rus saldırısını engellemeyeceği' şeklindeki ifadeleri Almanya'da, Avrupa'nın kendi nükleer silahlarına ihtiyacı olup olmadığı tartışmalarına yol açtı.

AA15 Şubat 2024 Perşembe 16:06 - Güncelleme:
Trump'ın sözlerinin ardından Almanya'da nükleer caydırıcılığı gündeme getirdi

Trump'ın sözleri Avrupa'da tepkiyle karşılanırken nükleer silahı bulunmayan Almanya'da, ABD'den bağımsız olarak ülkenin ve kıtanın güvenliğinin nasıl sağlanabileceği ve Avrupa'nın nükleer caydırıcılığını gündeme getirdi.

Sosyal Demokrat Partinin (SPD) Avrupa Parlamentosu (AP) için haziranda yapılacak seçimlerde liste başı adayı olan Katarina Barley, halihazırda Avrupa'nın nükleer caydırıcılığının NATO'nun elinde olduğunu ve ABD'nin buna ciddi katkı sağladığını belirtti.

Trump'ın sözleri ve adaylığı sebebiyle ABD'nin nükleer savunma şemsiyesine gelecekte güvenip güvenmeyeceği konusunda Avrupa'da şüpheler bulunduğunu kaydeden Barley, "Donald Trump'ın son açıklamalarından dolayı buna artık güvenilemez." dedi.

Barley, Avrupa'nın kendi nükleer silahlarına ihtiyaç duyup duymadığına ilişkin de "(Ortak) Avrupa ordusuna doğru yol alırken bu da bir konu haline gelebilir." değerlendirmesinde bulundu.

- NÜKLEER SİLAHLARI BULUNAN İNGİLTERE VE FRANSA İLE İŞBİRLİĞİ TALEBİ

Avrupa Parlamentosu'nda Avrupa Halk Partisi Grubu Başkanı ve Almanya'da Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkan Yardımcısı Manfred Weber de Avrupa Birliği'nin (AB) kendini nükleer caydırıcılık şemsiyesiyle koruması gerektiğini ifade etti.

Weber, "İngiltere ve Fransa ile Avrupa nükleer şemsiyesini nasıl kurabileceğimizi konuşmaktan yanayım." dedi.

Nükleer gözdağı vermenin her devletin "hayat sigortası" olduğunu söyleyen Weber, "AB, bu nedenle, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ülkesinin nükleer şemsiyesini Avrupa'nın yapılarına yerleştirme teklifini kabul etmeli." diye konuştu.

Almanya Maliye Bakanı ve Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı Christan Linder de nükleer caydırıcılık konusunda İngiltere ve Fransa ile işbirliğine gidilmesi gerektiğini vurgulayarak Macron'un, bu konuda değişik yerlerde işbirliği tekliflerinde bulunduğunu dile getirdi.

- STRACK-ZİMMERMANN, ABD'NİN AVRUPA'DAN KORUMA ŞEMSİYESİNİ ÇEKECEĞİNE İNANMIYOR

Alman Meclisi Savunma Komisyonu Başkanı Marie-Agnes Strack-Zimmermann ise nükleer konularının böyle açık şekilde kamuoyu önünde konuşulmaması gerektiğini belirterek, "Bunun ne anlama geldiğini düşünmek lazım." ifadesini kullandı.

Strack-Zimmermann, ABD'nin Avrupa üzerindeki bu koruma şemsiyesini çekeceğine inanmadığını çünkü bunun, ABD'nin faydasına da olduğunu kaydederek bu tartışmanın yerine, Avrupa'nın konvansiyonel silahlar ve siber güvenlik alanında daha da güçlenmesinin ele alınmasını istedi.

Avrupa'nın Fransa'nın nükleer caydırıcılık şemsiyesi altına girme düşüncelerine ilişkin de Strack-Zimmermann, "Amerika'nın nükleer gücü 80 yıl içinde büyüdü ve tüm Avrupa'yı kapsıyor. Bu da Baltık ülkelerine olası saldırı konusunda caydırıcı etkisi olduğu anlamına geliyor. Fransızlar bunu yapamaz, bunu yapma potansiyelleri yok." değerlendirmesinde bulundu.

- AVRUPA'DA ŞU AN BÖYLE BİR HEDEF YOK

Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Johann Wadephul da Avrupa'nın kendi nükleer silahlarını almasını reddederek, "Avrupa'nın nükleer caydırıcılığına ilişkin tartışma şu anda tamamen boşlukta gerçekleşiyor." dedi.

Wadephul, şu anda böyle bir hedef için siyasi, stratejik, teknik veya mali bir temelin bulunmadığını kaydetti.

Hristiyan Demokratik Birlik (CDU) partisi Milletvekili Roderich Kiesewetter de ABD'nin nükleer koruyucu şemsiyesinin Avrupa için vazgeçilmez olduğunu söyleyerek, "Bunun kamuoyunda tartışılması yalnızca ABD'de ayrışmayı destekleyenleri güçlendirir ve (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'in ve arkadaşların ekmeğine yağ sürer." ifadesini kullandı.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius da dün Belçika'nın başkenti Brüksel'de, yanlış zamanda yapılan hararetli tartışmaları ve özellikle ABD başkanlık seçimi kampanyasında aday olmak isteyen birinin her sözünü altın teraziye koymayı ya da sadece buna tepki göstermeyi gereksiz bulduğunu açıklamış, bunun karmaşık bir tartışma olduğunu ve Donald Trump'ın da zaten nükleer silahlara değinmediğini belirtmişti.