28 Nisan 2024 Pazar / 20 Sevval 1445

Washington’da Venezuela çatlağı

Beyaz Saray ile Pentagon arasındaki görüş ayrılığı kendini bu sefer Venezuela üzerinden gösterdi. Trump ‘askeri seçenek var’ ifadelerini kullanırken, Sözcü Pahon iddiaları reddederek ‘böyle bir emir almadık’ dedi.

13 Ağustos 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Washington’da Venezuela çatlağı

New Jersey’de tatiline devam ettiği golf kulübünde ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley ile görüşmesinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Beyaz Saray’ın patronu Donald Trump, nisan ayından bu yana iç karışıklığın sürdüğü Maduro liderliğindeki Venezeula ile ilgili “Birçok seçeneğimiz var. Bu arada askeri seçeneği de dışlamayacağım” ifadelerini kullandı. Konu hakkında CNN’e konuşan Pentagon Sözcüsü Eric Pahon ise “Pentagon Venezuela hakkında hiçbir emir almadı” diyerek Savunma Bakanlığı ile Başkan arasındaki ‘anlaşmazlıkları’ tekrar gözler önüne serdi.

AŞIRI SÖYLEM

ABD Başkanı Donald Trump’ın askeri seçeneğin de masada olduğu açıklamasına bir tepki de Venezuela Savunma Bakanlığı’ndan geldi. Devlet televizyonu VTV’ye konuşan Savunma Bakanı Vladimir Padrino Lopez, “Bu çılgınlığın ispatıdır, aşırılığın da üstünde bir söylemdir. Radikal elitler ABD’yi yönetiyor. Tüm gücümüzle Venezuela’nın, vatanımızın çıkarlarını ve egemenliğini koruyacağız. Bunu bilsinler” şeklinde konuştu.

MADURO REDDEDİLDİ

Öte yandan The Hill’in aktardığına göre; Beyaz Saray, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun telefonla görüşme isteğinin ABD Başkanı Trump tarafından reddedildiğini duyurdu. Maduro’nun “diktatörlük yolunu seçtiğini” ileri süren Beyaz Saray, açıklamasında; Trump’ın Venezuela lideriyle demokrasi yeniden tesis edildiğinde görüşmekten memnun olacağını söyledi. Maduro önceki gün itirazlara neden olan Kurucu Meclis’te yaptığı 3 saatlik konuşmada Trump hitapen “Venezuela ile bu kadar ilgiliysen işte buradayım” ifadelerini kullanmıştı.

3,5 milyon Kuzey Koreli askerlik için başvurdu

ABD’nin sürekli gerilimi artıran açıklamalarının ardından Kuzey Kore’de halk, Washington’ın savaş çağrısı karşısında kenetlendi. Reuters’ın haberine göre, Kuzey Kore’nin resmi gazetesi Rodong Sinmun ülkede Birleşmiş Milletler’in yaptırımları nedeniyle 3,5 milyon vatandaşın orduya dahil olmak için gönüllü olduğunu yazdı. 2015’te Güney Kore ile yaşanan krizde yaklaşık 1 milyon kişinin benzer bir davranışta bulunduğunu hatırlatan gazete, krizin boyutuna dikkat çekti. Öte yandan, Beyaz Saray’ın patronu Donald Trump bölgede tansiyonu yükselten açıklamalarını önceki gün de sürdürdü. New Jersey’deki golf kulübünde gazetecilerle bir araya gelen Trump, “Kim Jong-Un, Guam’a veya bir müttefikine yönelik bir şey yaparsa bundan gerçekten pişman olacak” dedi. Açıklamalarının tansiyonu yükselttiğine yönelik eleştirilere ise Trump, “Bu ülkede benim söylediklerimden mutlu olan onlarca milyon insan var çünkü nihayet ülkemiz ve gerçekten ulusumuz ve dostlarımız için dik duran bir başkan var” şeklinde konuştu.      

ÇİN’DEN İTİDAL ÇAĞRISI

Savaş ihtimalinin yükselmesi üzerine devreye giren Çin lideri Şi Cinping, Trump’ı telefonla arayarak taraflara itidal çağrısı yaptı. 

Çin Dışişleri’nden yapılan açıklamada Şi’nin meselenin ‘siyasi müzakere ve diyalog yoluyla çözülmesinin’ altını çizdiği belirtildi. Ayrıca, tehditlerle süren Pasifik’teki füze krizine rağmen ABD ile Kuzey Kore’nin aylardır yoğun bir diplomasi yürüttüğü ortaya çıktı. AP’nin haberine göre, ABD’nin K. Kore özel temsilcisi Joseph Yun ile Kuzey Kreli diplomat Pak Song Il arasında Haziran ayından bu yana arka kapı diplomasisi yürütülüyor.

Hedefteki yeni eleman McMaster

ABD’de başkanlık koltuğuna oturmasının ardından ekibinden 10 fire veren Trump’ın, şimdi de Ulusal Güvenlik Danışmanı H. R. McMaster’la yollarını ayırabileceği tartışılıyor. Özellikle Başkan’ın dış politikada atacağı adımları belirleyen ekipten McMaster ile Trump’ın başstratejisti Steve Bannon, Beyaz Saray’da birbirine girmiş durumda. McMaster’ın baskısıyla Ulusal Güvenlik Konseyi’ndeki koltuğunu kaybeden Bannon, kendisine yakın 5 diplomatın kovulmasıyla harekete geçti. Sahibi olduğu Breitbart’ı kullanan Bannon, rakibinin ‘antisemit’, ‘İran yandaşı’ ve ‘Obama’nın adamı’ olduğunu ima eden sayısız haber yaptırdı. Özellikle McMaster’ın Obama’nın Suriye ve Irak’taki politikalarının devamını tavsiye etmesini ve Tahran’la yapılan nükleer anlaşmadan yana olmasını kullanan Bannon’ın taktiği tutmuş gibi görünüyor. İsrail basını her geçen gün McMaster’ı hedef alan haber ve analizlere yer veriyor.