Yemenliler sosyal medyadaki hesaplarında Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin açılış programı ve ilk cuma namazına ilişkin görselleri, memnuniyetlerini ve duydukları gururu dile getiren mesajlarla paylaştı.
Yemenli ünlü araştırmacı yazar Yasin et-Temimi AA muhabirine yaptığı açıklamada, şer odaklarının Müslüman halkların iradelerine galip gelme çabalarının son demlerini yaşadığını, bu yönüyle Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin Yemenliler için büyük bir müjde olduğunu vurguladı.
Temimi, şer odaklarıyla mücadelede Türkiye'nin doğru yerde durduğunu, bunun Yemen'de özgürlük çabası içinde olanlara manevi bir destek anlamına geldiğini belirtti.
Diğer Müslümanlar gibi Yemenlilerin de bu büyük esere yönelik hislerine işaret eden Temimi, İstanbul'un sonuncusu Osmanlı olmak üzere üç büyük imparatorluğa başkent olduğunu söyledi.
- "KARANLIK GECEYE BİR MUM YAKMAK"
İnsan hakları aktivisti İsam el-Ahmedi de batının kışkırtmaları ve dış prangalardan kurtulmak adına Türkiye'nin yaptığının cesur bir adım olduğunu kaydetti.
"Türk siyasi kararının özgürlüğü demek olan bu dönüşüm, oldukça karmaşık ve tehlikeli bir dönemeçten geçen İslam dünyasına yeniden bir ruh verme anlamına geliyor" diyen Ahmedi, "Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin ibadete açılması İslam dünyasının yaşadığı karanlık bir geceye mum yakmak demektir" şeklinde konuştu.
Düzenlenen açılışa halkın yoğun ilgisine dikkati çeken Ahmedi, "Müslümanların bu arzulu bekleyişi ve ilgisi, bu tarihi karar için yapılmış gerçek bir referandumdur" ifadelerini kullandı.
Tanınmış blok yazarı Tesnim el-Kavvas da olayın İslami mirasa yeniden dönüş olduğunu, bununla gurur duyduklarını ifade etti.
Kararın, İslam ümmetinin hayırda olduğu ve hayırda yürümeye devam edeceği duygusu verdiğini dile getiren Kavvas, İslam'ın galip geleceğinin ve İslam dünyasını yok etmeyi hedefleyen tüm projelerin başarısız olacağının delili olduğunu söyledi.
Kavvas sözlerini "Türkiye Cumhurbaşkanı kalplerimizi sevindirdi, Erdoğan'a çok teşekkür ediyoruz" diyerek tamamladı.
ÜRDÜNLÜLER'DEN TÜRKİYE'YE AYASOFYA-İ KEBİR CAMİ-İ ŞERİFİ TEBRİĞİ
Ürdünlüler, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin ibadete açılışını, Türkiye'nin tüm zorluklara meydan okuyan gücünü yansıttığını belirterek, tebrik etti.
İhvan'ın siyasi kanadı İslami Çalışma Cephesi Partisi (İÇCP) Genel Sekreteri Murad el-Adayile, "Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması Türkiye'nin Batı'ya bağlılıktan kurtuluşunun ilanı anlamına geliyor" dedi.
Cuma namazına olan ilginin de bu ümmetin dinine ve ümmetine bağlı kalacağının delili olduğuna işaret eden Adayile, bunun dışında tüm çabaların başarısızlığa uğrayacağını söyledi.
Yermuk Üniversitesi'nden öğretim üyesi Vasfi eş-Şera da "Ayasofya'nın yeniden camiye çevrilmesi Türk devletinin uluslararası siyasetteki gücünü ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.
Bunun ülkenin kötülüğünü dört gözle bekleyen herkese bir mesaj olduğunu belirten Şera, mesajın içeriğinde Türkiye'nin geçmiş yıllarda tüm zorlukları aştığının belirtildiğini kaydetti.
Öte yandan Ürdünlü parlamenter Tamir Bino, Arap dünyasından bazı seslerin Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin ibadete açılışına itirazlarını şaşkınlıkla karşıladığını söyledi.
Arap dünyasından gelen bazı tepkilerin gerekçelerini anlamadığını dile getiren Bino, bunun Türkiye'nin iç meselesi olduğunun altını çizdi.
Ürdün Parlamentosu Filistin Komisyonu Başkanı Yahya es-Saud "Ayasofya'nın namaza açılması, Mescid-i Aksa'nın yeniden bize dönüşüne dair bir ümit oluşturdu" dedi.
"Türkiye'nin adımı yasal bir haktır" diyen Saud, "Türkiye'de gerçekleşen durum, Müslümanların ve Arapların içinde bir ümit yarattı ki zulüm ve işgal ne kadar uzarsa uzasın Filistin ve Mescid-i Aksa geri dönecektir" şeklinde konuştu.
Ürdün'deki Alman Üniversitesi öğretim üyesi Bedr el-Madi, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin camiye çevrilmesinin Türkiye'nin milli bir stratejisi olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Madi açıklamasında "Ayasofya'da namazların yeniden eda edilmesi yeni Türkiye'nin Avrupa ülkelerine göre aldığı pozisyonuna ilişkin bir mesajdır" ifadelerine yer verdi.
Ürdünlü mucit Salih Ubeydat ise "Ayasofya'da bugün namaz kılanların görüntüsü gönlümüzü serinletti, içimize neşe doldurdu." diyerek halk ve yönetim olarak Türkiye ile gurur duyduğunu aktardı.
Tunus Cami İmamları Derneği Başkanı Salim el-Adali, Müslümanların, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin yeniden ibadete açılmasına sevindiğini ifade etti.
Adali, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tunus'un farklı bölgelerindeki imamların derneği olarak, köklü bir İslami geçmişe sahip Ayasofya'nın mahkeme kararıyla yeniden ibadete açılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin Müslümanlar nezdinde önemli bir yere sahip olduğunu belirten Adali, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildiğini, bugün ise aynı tarihin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından tekrarlandığını söyledi.
Adali, Ayasofya'da 86 yıl sonra yeniden namaz kılınmasının büyük bir tarihi olay olduğuna işaret ederek, "Ayasofya'da bugün kılınan cuma namazı dünyanın doğusundaki ve batısındaki Müslümanları sevindirdi. Ayrıca dürüst gayrimüslimler de sevindi." dedi.
Nijerya'nın Lagos eyaletinin önde gelen ailelerinden Şitta Bey ailesinin lideri Alhajj Nurudeen Alamu Şitta Bey, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin ibadete açılmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Şitta Bey, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Sultan 2. Mehmed'in dileği şimdi tamamlandı. Bugün tüm Müslümanlar için gurur verici bir an." şeklinde konuştu.
Ayasofya-i Kebir Camii'nin ibadete açılma kararını duyduklarında mutlu olduklarına dikkati çeken Şitta Bey, "Lagos Müslümanlarının ve Şitta Bey ailesinin manevi lideri olarak Türkiye ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması vesilesiyle kutluyoruz." dedi.
Şitta Bey, "Allah hepimize rahmet eylesin ve güçlü bir ümmet olarak birleştirsin." temennisinde bulundu.
Ailenin ilk lideri ve dedeleri Muhammed Şitta'nın yaklaşık 126 yıl önce, 1894'te inşa ettirdiği Şita Bey Camisi'nin açılışına 2. Abdülhamid'i davet etmişti.
Açılışa katılamayan 2. Abdülhamid, Şitta Bey'e temsilcisini göndererek kendilerini çeşitli hediyelerle onurlandırmış ve ailelerine bugün de kullanmaya devam ettikleri "Bey" unvanını vermişti.
Kuveyt'te Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin ibadete açılışı sevinçle karşılandı.
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde 86 yıl sonra kılınan ilk cuma namazı Kuveyt'te takip edildi.
Cami'nin ibadete açılmasını memnuniyetle karşılayan Kuveytliler, bunu sosyal medyada paylaştıkları yazı ve fotoğraflarla ifade etti.
Kuveytli milletvekili Usame Şahin, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Cami'de kılınan cuma namazını sayfasından canlı yayınlayarak, "Müzeye çevrilmesinden uzun yıllar sonra Ayasofya Camisi'nde kılınan ilk cuma namazından canlı yayınla hayırlı cumalar." ifadelerini kullandı.
Kuveytli vaiz Muhammed el-Avdi de Ayasofya'nın ibadete açılmasının Müslümanlar için bir gurur olduğunu belirtti.
Muhalefetteki Ümmet Partisi'nin Genel Başkanı Hakim el-Matiri de "Arap Yarımadası'ndaki Müslümanların Mescid-i Haram'da namaz kılması, haccını yapması ve Mescid-i Nebevi'yi ziyaret etmesi engellenirken, Türkiye'deki Müslümanlar fetih camisi Ayasofya'yı açıyor." değerlendirmesini yaptı.
İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi merkezli Filistin Alimler Birliği ile Gazze Şeridi’ndeki Filistinli akademisyen ve uzmanlar Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılmasını tebrik ederek, bunun İslam dünyası için gurur verici bir gelişme olduğunu söyledi.
Filistin Alimler Birliği Başkanı Şeyh Mervan Ebu Ras, 86 yıl sonra Ayasofya-i Kebir Camisi’nde cuma namazının kılınmasına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Bu manzara Allah’ın dinini seven her Müslüman için büyük bir mutluluktur. Ayasofya’yı dolduran bu muhteşem kalabalık ümmetin Allah’ın evlerine ve İslam’a olan sadakatinin göstergesidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Şeyh Ebu Ras, Ayasofya’nın yeniden camiye dönüştürülmesi kararının doğru, müze olmasının yanlış olduğuna dikkati çekerek, “Ayasofya, İslam ümmetinin bağrına geri dönmüştür. Bunda şaşılacak bir durum yoktur.” ifadelerini kullandı.
Bazı Arap ve İslam dünyasından Ayasofya kararına ilişkin eleştirileri kınayan Ebu Ras, “Asıl olan Müslümanların Allah’ın isminin yükseldiği camilerin açılması için sevinmeleridir. Dolayısıyla buna karşı çıkanların İslam’a olan aidiyetleri sorgulanabilir.” dedi.
Ebu Ras, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Ayasofya'nın Mescid-i Aksa'nın özgürlüğüne kavuşmasının anahtarı olduğu yönündeki açıklamasına işaret ederek, “Biz bunu takdir ediyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü ve hakiki açıklamasıdır. Bu, dinini ve Mescid-i Aksa’yı seven, güçlü inancı ve bağlılığı olan bir insanı gösteriyor.” şeklinde konuştu.
Arap ve İslam dünyasının halihazırdaki durumunun kötü olduğu ve düzeltilmeye ihtiyaç duyduğuna vurgu yapan Ebu Ras, bunun gerçekleşmesi durumunda Mescid-i Aksa’nın kurtarılabileceğinin altını çizdi.
Filistinli Siyaset Uzman Mustafa Es-Savvaf da yaptığı açıklamada, Ayasofya’nın ibadete açılmasının Türkiye’nin bir başarısı olduğunu ve bünyesinde çok derin politik işaretleri barındırdığını vurguladı.
Savvaf, dünyanın Türkiye ve halkının çok güçlü olduğunu görmesi, İslam dünyasının da bununla gurur duyması gerektiğini belirterek, “Türkiye bugün İslam dünyasının lideri olarak ortaya çıkmıştır ve liderliği hakkediyor.” dedi.
Türkiye’yi tebrik eden Savvaf, bunun hem Türkiye hem de İslam dünyası için olumlu bir adım olduğunu kaydetti.
Gazze Şeridi’ndeki El-Aksa Üniversitesi’nde akademisyen Hani El-Cezzar da, Ayasofya’nın cami olarak yeniden açılmasının, bulunduğu alana kutsallık kattığını ve bunun turistik bir mekan olmasından daha önemli olduğunu bildirdi.
Cezzar, şöyle devam etti:
“Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi, özgürlüklere ve kültürlere bir müdahale değil bilakis tarihi eseri korumadır. Aynı zamanda halkların sahip oldukları üzerindeki tasarruf hakkıdır. Buradan dünyaya Türkiye’yi örnek alarak ibadet alanlarına sahip çıkma çağrısı yapıyorum. Aynı zamanda eleştiriler de adil değildir. Bu eleştiriler insaflı olmalıdır. Dünya görecektir ki; Ayasofya’nın dönüşümü dinler arasındaki sevgi ve saygı dilini artıracaktır.”
Gazze İslam Üniversitesi Tarih Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Gassan Veşşah da, Ayasofya kararının kendi bünyesinde dini, tarihi ve medeniyet açısından büyük anlam taşıdığına dikkati çekerek, “Bu doğru bir karardır. Müslümanlar için büyük bir başarıdır ve Müslümanların moralini yükseltmiştir.” dedi.
Veşşah, Ayasofya’nın ibadete açılmasının İslam dünyasının gözlerini İsrail tarafından hürmeti ihlal edilen camilere çevireceğine işaret ederek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Arap ve İslam dünyasına Filistin’de en kutsal mabediniz bulunuyor ve çiğneniyor, bununla ilgilenmeniz ve kurtarmanız gerekiyor' demişti.” ifadelerini kullandı.
Gazze'deki Ablukayı Kırma Halk Komitesi Başkanı Cemal el-Hudari ise yaptığı açıklamada, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik ederek, şunları söyledi:
“Bugün Arap ve İslam dünyası için de mutluluk verici bir gündür. Bununla gurur duyuyoruz. Ayasofya’ya kutsiyeti iade edilmiştir. Bu vesileyle Mescid-i Aksa’nın da İsrail’in işgalinden kurtulmasını ve tüm Müslümanların burada namaz kılmasını temenni ediyoruz.”