28 Nisan 2024 Pazar / 20 Sevval 1445

Çek oradan bir buçuk ‘acılı ton balığı’

‘Çek oradan bir buçuk acılı Adana’ diye bildiğimiz bu sipariş klişesini, Adanalı işadamı Alican Yamanyılmaz, ton balığına çevirdi. Ton balığına meşhur Adana acısını karıştırarak üretmeye başladı. Konserveler halinde Ortadoğu’dan Avustralya’ya, hatta Amerika’ya kadar ihracat yapar hale geldi...

Kaan ZENGİNLİ26 Eylül 2016 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Çek oradan bir buçuk ‘acılı ton balığı’

Acı denince akla ilk gelen şehirlerimizdendir Adana... Mutfağında ne acı eksik olur ne de lezzet. Kebabın ve lahmacunun en acısını orada yemişsinizdir. Sabah kahvaltısında bile acı yer Adanalılar... Bu kadar acıdan bahsetmişken, birçok kişiye örnek olacak bir girişim hikayesini işleyeceğiz bu hafta Patron Katı’nda. Tekstil işi yaparken, krizlerden sürekli mağdur olan Adanalı işadamı Alican Yamanyılmaz, su ürünleri işine girmeye karar verir. Adana’da 2001 yılında karides, kalamar, ahtapot, kurbağa bacağı, balık filotosu üretimi yapmak üzere Sağlıklı Su Ürünleri A.Ş. (SASU), şirketini kuran Yamanyılmaz, Adana’dan kurbağa bacağı ihracat eder hale gelir, onlarca ülkeye... Geçtiğimiz yıllara kadar devam eden bu ticaret, bir gün kendi ailesi için ton balığının içine acı katması ile değişir.  Acıyı neredeyse çaya bile koyacak olan Adanalıların ton balığına karıştırmış olmaları beni çok şaşırtmadı açıkçası. “Kendimiz için yaptık, gelen misafirlere ikram ettik. Tepkiler iyi olunca seri üretime başladık” diye anlatıyor Yamanyılmaz bu işe girme hikayesini. “Türkiye’de ilk kez seri üretim şeklinde acılı tonbalığı üretimini yapan şirketiz” diyen Yamanyılmaz, 17 ülkeye ihracata yapıyor. Amerika’ya gönderdiği numuneler çok beğenilmiş. Amerikalılar acıyı kırmızı biberle değil de jalepeno (Meksika biberi) ile istemişler. Şimdi onun üretimini yapacaklar. Ortadoğu’ya ise acılı ton balığı ihracatı bir anda ikiye katlamış. Kısacası acının hayrını birkez daha görmüş Adanalı iş adamı Alican Yamanyılmaz...

-Adana’dan su ürünleri üretimi ve ihracatı yapmak fikri nereden doğdu?

Bizim asıl baba mesleğimiz tekstil. Uzun yıllar bu işle uğraştık. Ancak her ekonomik kriz durumunda ilk etkilenen sektör olduğu için, sürdürülebilirliğini zor gördüğümüzden bir süre sonra, mesleği bırakarak alternatif yatırımları düşünmeye başladık. O dönemde su ürünleri sektörü bize cazip geldi. 2001 yılında Adana’da kurulan Sağlıklı Su Ürünleri A.Ş’yi (SASU) kurduk. 20 bin metrekare büyüklüğünde bir fabrika açtık. Karides, kalamar, ahtapot, kurbağa bacağı ve balık filetosu üretimi yaparak ihracata başladık. Yılda 2 bin ton üretim yapıyoruz. Ortadoğu’dan Avustralya’ya kadar 17 ülkeye ürün gönderiyoruz.

- Kurbağa bacağı üretirken, acılı ton balığına geçiş nasıl oldu? 

Dünyaca ünlü acılı adana kebabımızdan esinlenerek neden ton balığını da acılı yapmayalım dedik. Ailemiz ve yakın dostlarımız için ürettik. Ürünümüz çevremizde o kadar talep gördü ki, üretime geçtik ve ihracatımız başladı. Ortadoğu’ya ihracatımız hem ikiye katlandı hem de iç piyasada en çok satılan ton balığı acılı adana oldu. Aslında yemek için ürettiğimiz bir ürünün sonradan ticaretini yapar hale geldik. Geçenlerde Amerika’ya da gönderdik. Çok iyi geri dönüşler aldık. Ancak Amerikalılar, kırmızı biberden değil de Meksika biberi olan Jalepeno’dan istediler. Şimdi onun çalışmalarınız yapıyoruz. 

17 ÜLKEYE İHRACAT

- Ürün çeşitliliğinden bahseder misiniz?

Bu işte inovasyon ve Ar-Ge’yi hep ön planda tuttuk. Acılı dışında, hardallı, mayonezli, barbekü soslu, sebzeli gibi 9 farklı çeşit soslu ton balığı ürettik. Market raflarına girdik. Yeni çeşitler üretmeye de devam edeceğiz. Adana’da 20 bin metrekare bir alanda üretim yapıyoruz. 17 ülkeye ihracatımız var.

ÖĞRENCİLERE  50 GRAMLIK  TON BALIĞI DAĞITMAK İSTİYOR

Ton balığı çocuklar için olduğu kadar büyükler için de çok faydalı. Ciddi bir besin kaynağı, Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı ile bir çalışma başlattık. Projemizi sunduk, olumlu geri dönüş olması halinde. Okul çocukları için, yağı alınmış, kolay tüketilebilen, 50 gramlık ambalajlarda ton balığı üreteceğiz.  

BALIĞI AZ TÜKETİYORUZ

- Türkiye’deki su ürünleri tüketimi hakkında bilgi verir misiniz?

Türkiye üç tarafının denizlerle çevrili olmasına rağmen balık tüketiminde dünya standartlarının çok gerisinde. 2 milyon tonluk dünya konserve balık pazarında Türkiye 12 bin ton üretim ve yaklaşık 5 bin ton ihracat ile 159 ülke arasında 52’inci sırada. Bu rakamlar, Türkiye gibi büyüme potansiyeli olan bir ülke için oldukça düşük. Zaten balığı az tüketiyoruz, konserve balıkta ise tüketim daha da içler acısı durumda. AB ülkelerinde kişi başı tüketim yıllık 4 kilogram, Ortadoğu ülkelerinde 5 kilogram iken, Türkiye’de bu oran 80-100 gram. Sağlıklı beslenme menülerinin ilk sırasında olmasına rağmen, konserve balık tüketmeyi bilmiyoruz.