5 Mayıs 2024 Pazar / 27 Sevval 1445

Ufukta sürdürebilir büyüme görüyoruz

Türk iş dünyası 2019’a umutlu bakıyor. İTO Başkanı Şekip Avdagiç “Ufukta sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme görebiliyoruz. 2019, yaşadığımız bu stres testinden güçlenerek çıkma zamanı olarak görülüyor. İş dünyası da üretimin yeni kodlarını programlayarak, büyümede bambaşka pencereler açacaktır” dedi.

Kaan ZENGİNLİ17 Aralık 2018 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Ufukta sürdürebilir büyüme görüyoruz

DÜNYADA yaşanan ticaret savaşı,  dış kaynaklı kur saldırısı, buna bağlı olarak faizlerdeki yükseliş ve ekonomik verilerin şaşması, 2018’i ‘zor yıl’ adıyla tarihe not düşürdü. Buna karşın hükümetin yaptığı ekonomik reformlar, en sert sürecin geride kalmasına vesile oldu. İş dünyası da bu süreçte elini taşın altına koyarak ‘üretim, istihdam ve yatırım’ kararlarından vazgeçmedi. 2019’da ise bizleri daha ‘dengeli’ bir yıl bekliyor. Alınan ekonomik kararların uygulandığı, ayakları yere basan hedeflerin konulduğu, gelecek için yatırım yapılan bir yıl olacak 2019… Tüm bu süreçleri İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekip Avdagiç ile konuştuk. Avdagiç, 2019’u “Yaşanılan bu stresli süreçten çıktığımız ve büyümede bambaşka pencereler açtığımız bir yıl olacak” diye tanımlıyor. Öte yandan röportaja başlamadan 11 Aralık 2017’de geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden eski İTO Başkanı İbrahim Çağlar’ı da anmadan geçmeyelim ve rahmet dileyelim…  

l Bu yıl Türkiye ekonomisi için nasıl geçti? Genel bir değerlendirme yapar mısınız?

Fırtınalı havalarda en sakin yer, fırtınanın gözü olarak nitelendirilir. Küresel güçlü rüzgarların merkez noktasında şimdi nispeten sakin bir alandayız. Tedbir paketleriyle fırtınanın gözünden çıkış yolu göründü. Hükümetin aldığı tedbir paketleriyle artık çıkış yolunu görebiliyoruz. Reel sektörde stratejik dönüşüm için iyi bir zaman kazandık. Küresel gerginlikler düşünüldüğünde bu gelişmeler ayrıca önemli. Türkiye tüm bu gelişmelere rağmen, gelişen ülkeler liginde pozitif bir şekilde ayrıştı.

l Bu pozitif ayrışma kolay olmadı, özellikle ağustos ayı itibariyle başlayan döviz operasyonu ekonomiyi derinden etkiledi, ne dersiniz?

Evet, ancak ABD ile ilişkilerden kaynaklı kur krizinde zirve, geride kalmış gibi görünüyor. Türkiye son gelişmelerle stratejik öneminin altını çizdi. Dünyanın Türkiye’ye ihtiyaç duyacağı bir pozisyona getirdi. Normalleşme ve dengeleme süreci başladı. İş dünyası olarak önceliğimiz her zaman istihdam, ihracat ve üretim. Şimdi sıra stokları eritip, yeni siparişler için teşvik kaynakları bulmada. Dolar bugün 8 Ağustos’taki yani 4 ay önceki seviyesine geri gelmiş durumda. Türk Lirası’nın değer kazanması çok olumlu. Finansmanın da normalleşmesiyle Türk Lirası, iyi bir yerde çıpa attı. 

l Spekülatif atakların, üçüncü çeyrek büyümesine yansıdığı görülüyor…

Yaz aylarında yaşadığımız ekonomik kıskaç, 3. çeyrek büyüme rakamını da kıskaca aldı. Türkiye ekonomisinde yüzde 1.6 olarak gerçekleşen üçüncü çeyrek büyüme rakamı, kurda yaz taarruzunun ifadesidir. Türkiye’nin kapasitesi, bu değildir. Ekonomi yönetiminin açıkladığı programlar, aldığı tedbirlerle birlikte ihracat, faiz ve kurdaki olumlu seyirle, Türkiye ekonomisi V çıkışı gerçekleştirecek güçtedir. Her şeye rağmen 3. çeyrekte büyümenin pozitif bölgede kalması önemliydi. Psikolojik olarak iş dünyamızı güçlü kılacak bir etkiye sahiptir.

YENi BiR ÜRETiM HiKAYESi YAZILACAK

l 2019’dan ne bekliyorsunuz?

Yeni Ekonomik Programın oluşturduğu yol haritası, enflasyonla topyekûn ve etkin şekilde mücadele gibi makro tedbirler de bu anlamda reel sektörün önünü açmaya devam edecektir. Yapmamız gereken asıl şeyse, zorlukları birlikte yenme konusundaki sağlam irademizi korumaktır. Bu amaçla İstanbul Ticaret Odası, sektörleri temsil eden 81 meslek komitesi ve 428 bini aşan üyesiyle İstanbul’dan dünyaya uzanan köprüler inşa ediyor. İş dünyası olarak küresel değişimi okuyor, Türkiye için yeni bir üretim hikâyesi yazmak için çalışıyoruz. Bugünden yarınlara doğru attığımız her adımda bu yüksek inançla hareket ediyoruz. 2019, yaşadığımız bu stres testinden güçlenerek çıkma zamanı olarak görülüyor. İş dünyası da üretimin yeni kodlarını programlayarak, büyümede bambaşka pencereler açacaktır. 2019, bir dengelenme yılı olarak üreticinin kazanç hanesine yazılacaktır.

DENGELi BÜYÜME

| Bu etki yılsonuna da olumsuz yansıyacaktır, beklentiniz nedir?

Manipülatif hareketin etkisi, 2018’in son çeyreğine de yansıyabilir. Ancak bugünün koşulları, 3. çeyrek rakamlarının ait olduğu yaz aylarından daha ılımlı. Enflasyonda iniş başladı. Dolar geriliyor. 2018 ihracat rekoru kırdığımız yıl olacak. Turizmde 2019 beklentileri yüksek. Ufukta sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme görebiliyoruz.

İSTANBUL EKONOMİSİ 130 ÜLKEDEN BÜYÜK

l İstanbul’un Türkiye ekonomisindeki yeri ile ilgili neler söylemek istersiniz?

İstanbul, Türkiye ekonomisinin lokomotifi. Türkiye’nin en büyük şehri. ‘Taşı toprağı altın’ imajının hala Türk insanının zihninde varlığını devam ettirdiği bir şehir. Böyle olunca, ekonomik olarak Türkiye’nin yükünü çeken şehir, İstanbul oluyor. İstanbul iş dünyası, Türkiye’deki milli gelirin yüzde 27’sini ve ihracatın da yüzde 43’ünü tek başına sağlıyor.

428 BİN İŞLETME

İstanbul tek başına ürettiği geliriyle 25 Avrupa ülkesini geride bırakıyor. İstanbul ekonomisi 449 milyar dolar yurtiçi hasılası ile 130 ülkeden daha büyük. 890 bin üniversite öğrencisi bu şehirde okuyor. Avrupa’nın en çok turist çeken 3’üncü şehri. 75 bin şirket küresel iş yapıyor. İTO’ya üye 428 binden fazla işletme bulunuyor.