İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin Bergen ve Belsen kasabalarında kurduğu ve Bergen-Belsen kampı olarak bilinen bu yerde toplam 50 bin insan hayatını kaybetti.
1
/
36
İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin Bergen ve Belsen kasabalarında kurduğu ve Bergen-Belsen kampı olarak bilinen bu yerde toplam 50 bin insan hayatını kaybetti.
2
/
36
Alman askerî yetkilileri 1940’ta Almanya’da Celle’nin 18 kilometre kadar kuzeyinde bulunan Bergen ve Belsen adındaki küçük kasabaların güneyinde Bergen-Belsen kampını kurdu.
3
/
36
Bergen-Belsen tesisi, faaliyette bulunduğu süre içinde farklı zamanlarda kurulan birkaç kamptan oluşuyordu. Üç ana kamp bulunmaktaydı:
4
/
36
Savaş esiri kampı, “ikamet kampı” ve “esir kampı”. Bergen-Belsen, 1943’e kadar sadece savaş esiri kampıydı. Bergen-Belsen kampı, faaliyette bulunduğu sürece Yahudileri, savaş esirlerini, siyasi mahkûmları, Romanları (Çingeneler), adi suçluları, Yehova Şahitleri’ni ve eşcinselleri barındırdı.
5
/
36
1944 sonları ve 1945 başlarında Müttefik Kuvvetler ilerlerken, Bergen-Belsen cepheye yakın kamplardan tahliye edilen binlerce Yahudi esir için bir toplama kampı hâline geldi. Çoğunluğunu yayan olarak tahliye edilmeye zorlananların oluşturduğu binlerce yeni esirin gelmesiyle, kampın kısıtlı kaynakları tükendi.
6
/
36
1945’in başlarında aşırı kalabalık, yetersiz sağlık koşulları, gıda, su ve barınak eksikliği yüzünden tifüs, verem, dizanteri gibi salgın hastalıklar baş gösterdi. Yılın ilk birkaç ayında onbinlerce esir öldü.
7
/
36
15 Nisan 1945’te İngiliz Kuvvetleri, Bergen-Belsen’deki esirleri kurtardı.
8
/
36
İngiliz Kuvvetleri kampta, çoğu ağır hasta yaklaşık 60 bin esir buldu. Tedavi edilemeyecek kadar hasta 13.000 eski esir, kampın kurtarılmasından sonra öldü.
9
/
36
İngiliz Kuvvetleri Bergen-Belsen’in tahliyesinden sonra tifüs salgınını önlemek için kampı yaktı.
10
/
36
Faaliyette bulunduğu süre içinde Bergen-Belsen kampında—Anne Frank de dahil olmak üzere—yaklaşık 50.000 kişi öldü.
11
/
36
Ölenlerin çoğu Yahudiydi. İngiliz işgal yetkilileri, kurtarılmanın ardından yerlerinden edilmiş insanlar için, yakındaki bir bölgede 12.000’den fazla kişiye ev sahipliği yapan bir kamp kurdu.
12
/
36
13
/
36
14
/
36
15
/
36
16
/
36
17
/
36
18
/
36
19
/
36
20
/
36
21
/
36
22
/
36
Toplama Kamplarında Yaptıkları Ürpertici İşkencelerle Ünlenen 14 Kadın Nazi Gardiyan
Toplama kamplarında görev alan caniler ise sadece yüreği taşlaşmış erkeklerden oluşmuyordu, hatta kadın toplama kamplarının çoğunda kadın gardiyanların hükümranlığı vardı denilebilir. Onlarca kadın gardiyanın içinden 14 tanesi var ki, maalesef en beter işkencelerin ve ölümlerin altında imzaları var...
23
/
36
Frieda Walter, ünlü toplama kampı Bergen Belsen'de görev yaptı. Yaklaşık 1.5 sene başgardiyan olarak toplama kampında bulunan Walter, mahkumlar üzerinde önemli bir etkiye sahipti. Bergen Belsen'de 1945’in başlarında aşırı kalabalık, yetersiz sağlık koşulları, gıda, su ve barınak eksikliği yüzünden tifüs, verem, dizanteri gibi salgın hastalıklar baş gösterdi. Bu salgın esnasında aldığı kararlar nedeniyle onbinlerce esirin ölmesine sebep olan Walter, savaştan sonra tutuklandı.
24
/
36
Hitler'e olan bağlılığı ve sadakati sayesinde Berger Belsen'in kısmi yöneticiliğini yapan Liesewitz, yaptığı işkencelerden ziyade yaptırdıkları ve planladıkları ile tanınıyordu. Fiili eylemlerden kaçınan ve yapılacakların emrini veren Liesewitz, 1946 yılında tutuklandı.
25
/
36
Gertrude Feist, Berger Belsen'de genç kızların olduğu bölümde gardiyan olarak görev yaptı. Liesewitz'in emirlerini harfi harfine uyguladı ve yaptığı işkencelerden ötürü 5 yıl hapse mahkum edildi.
26
/
36
Dönemin ünlü Dachau Toplama Kampı'nda görev alan Saurer, 1940 yılından itibaren Hitler ve ideolojilerine tam bağlılıkla görev yaptı. Binlerce insanın direkt olmasa da dolaylı olarak ölümünden sorumlu tutuldu ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
27
/
36
Anna Hempel de Berger Belsen Toplama Kampı'nda görev alan gardiyanlardan birisiydi. Üst kademede olan ve hem planlayan hem de uygulayan kişilerden birisi olarak birçok kişinin korkulu rüyası idi. Savaş sonunda 10 yıl ceza aldı.
28
/
36
Bergen Belsen'in sadisti olarak bilinirdi. Hitler'in favori kadınlarından birisi olan Bothe, kamplarda terör estirmiş kadınlar arasında anılır. Savaştan sonra yargılanmış ve 10 sene hapse mahkum olmuştur.
29
/
36
Lohbauer, sıradan bir gardiyan olarak görevine başlasa da akıllı bir kadın olmanın avantajıyla kısa zamanda yükseldi. Bulunduğu mevkiyi de kullanarak Yahudi esirleri manipüle etme ve onları yola getirme stratejisini izledi. Fakat, kendi emir ve isteklerine uymayanları işkence ederek öldürme emri verdiği için savaş sonunda 15 yıl hapis cezası aldı.
30
/
36
Ilse Forster, savaş öncesinde fabrikada çalışıyordu ve II. Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla birlikte askeriyeye katıldı. Daha sonra toplama kamplarında görev yaptı ve bir kadının direkt ölümüne neden oldu. Savaştan sonra 10 yıl hapse mahkum edildi.
31
/
36
Helene Kopper, Polonya doğumlu. Savaş öncesinde Gestapo karşıtı olduğu için tutuklansa da sonralarda tam bir Hitler hayranı oldu. İdeolojilere herkesten fazla sahip çıkan ve tam anlamıyla gözünü hırs bürüyen Kopper, toplama kamplarında terör estirdi. Savaş sonrasında 15 yıl ceza aldı.
32
/
36
Buchenwald Toplama Kampı'nda mahkûmlara karşı sadist davranışları ve acımasızlığından dolayı Buchenwald Cadısı olarak ünlenmiştir. Ayrıca insanlık tarihinin en acımasız kadınları arasında yer alır. Dövmeli vücutlara düşkünlüğü ile tanınan Ilse Koch öldürttüğü esirlerin derilerindeki dövmeleri kesip (bazen de derileri kendisi süsleyip) çanta, eldiven, gece lambası, hatta işlemeli iç çamaşırı yapmıştır. 20 yıl hapse mahkum edildi.
33
/
36
Herta Ehlert, savaş öncesine sıradan bir satış görevlisiydi. Savaş patlak verince orduya giren Ehlert, birçok toplama kampında görev yapsa da asıl ününe Auschwitz'de kavuştu. Mahkumlara yaptığı psikolojik işkencelerle tanındı ve savaştan sonra 15 yıl hapse mahkum edildi.
34
/
36
Elizabeth Volkenrath, toplama kamplarının gördüğü azılı canilerden belki de en önde gelenlerinden. Berger Belsen'in müdürlüğünü de yaptı ve görev aldığı sürede 45000'e yakın insan öldü. Savaştan sonra hapis cezası almadı. Asılarak idam edildi.
35
/
36
Juana Bormann, 1938 yılında katıldığı SS birliklerinde hızla yükseldi ve birçok toplama kampının müdürü olarak görev yaptı. 1944 yılında Auschwitz'e transfer oldu ve esirleri, aç köpeklere öldürten bir cani olarak ünü yayıldı. Savaş sonrası hapse konulmayıp, asılarak idam edilenlerden.
36
/
36
Irma Grese 1936 yılında annesinin intiharının ardından, Nazi Partisi'ne üye oldu. II. Dünya Savaşı sırasında da gardiyanlık yapmaya başladı. Auschwitz'e kadın gardiyan olarak transfer edilmesinden sonra Kıdemli Amir olarak ve kamptaki ikinci en yüksek rütbeli kadın olarak yaklaşık 30.000 Yahudi kadın esirden sorumlu oldu. Savaştan sonra Almanya yenildiğinde, Grese ve bir avuç SS subayı kaçmak yerine kampta kalmayı tercih etti, sonrasında da İngilizler tarafından esir edildiler. Kampındaki Yahudiler'i zevk için öldürme, aç köpekleri onlara saldırtma, binlerce insanın gaz odalarına gitmesinden sorumlu olma gibi pek çok suçtan idama çarptırılan Grese, bukleli saçları nedeniyle 'Güzel Canavar' lakabıyla tanınıyordu. İdam edileceği gece boyunca Nazi şarkıları söyledi, idamı sırasında da celladın yanlış hesaplamasından dolayı idam sehpasından düştüğü anda boynu kırılmadı, üç dakika boyunca yavaş yavaş boğularak öldü.