Bundan tam iki sene önce bugün, Filistin direnişi tarihinin en güçlü huruç harekâtını yaptı.
7 Ekim 2023 bir başlangıç değildi.
Filistinlilerin İsrail işgaline karşı 75 yıllık direnişlerinin güçlü bir çıkışıydı.
Filistinliler, 1917 yılından 1948'e kadar İngiliz işgaline ve 1948'den 2023'e kadar İsrail işgaline karşı direndiler.
İşgal en büyük insanlık suçu, direniş ise en tabii insan hakkıdır, meşrudur.
Dolayısıyla suçlu olan Filistinliler değil işgalcilerdir!
Geçen 108 yıl içinde Filistinliler çok ağır bedeller ödediler.
Filistinliler tabiatıyla işgale karşı meşru hakları olan direniş hakkını kullandılar.
Geçmişte bu hakkı FETH kullandı, FETH İsrail ile anlaşıp silah bırakınca direnişi HAMAS üstlendi.
Bu direniş sürecinin en güçlü ve en etkili harekâtını da HAMAS 7 Ekim'de gerçekleştirdi.
Aradan geçen iki senelik sürede Gazze'deki kayıplara baktığımızda, 'Sonucun böyle olacağını bilselerdi bu huruç harekâtını yaparlar mıydı?' diye sormadan edemiyor insan!
On binlerce şehid verileceğini yüzbinlerce yaralıya sebep olunacağını, Gazze'nin bu derece yıkıma uğrayacağını ve iki milyon insanın bu kadar mağdur edileceğini öngörseydiler o harekâtı yapmazlardı diye düşünüyorum ben.
Aslında HAMAS, Hizbullah ve Ramallah'ın kendilerini yalnız bıraktığını açıklayıp, bekledikleri desteğin gelmediğini söyleyerek benim düşünceme destek verdi!
Hatta geçen hafta Gazzeli bir dostuma aynı soruyu sorduğumda o da 'Eğer sadece Hizbullah aynı gün destek verseydi İsrail'in mağlubiyeti kaçınılmazdı' diyerek HAMAS'ın yalnız bırakıldığına vurgu yaptı.
Hizbullah bu ihmalinin(!) bedelini çok ağır ödedi ama artık olan oldu bundan sonra 'olmasaydı' gibi yorumların bir faydası yok.
Bugüne göz attığımızda direnişin kazanımlarının öyle küçümsenecek şeyler olmadığı hatırlatmak gerekir.
Tamam, Filistin tarafının ödediği bedel ağır oldu ama Siyonizm'in ödediği bedel de ondan aşağı kalmadı. Aksine İsrail tarihinin en büyük yalnızlığını yaşar hale geldi ve dünya halkları nezdinde tüm itibarlarını yitirdikleri gibi destek veren yönetimler bile vatandaşlarını teskin için Filistin Devleti'ni tanımaktan ve İsrail'i kınamaktan geri duramadılar.
İsrâilli turistler dünyâda yemek yiyecek lokanta bulmakta bile zorlanmaya başladılar.
Evet iki milyon Filistinli zor günler yaşadı/yaşıyor ama İsrail halkı rahat günler mi geçiriyor?
Sadece Gazze çevresinde mukim bir milyon Yahudi evlerini terk etmek durumunda kaldılar bir kısmı ülkelerini bile terk etti.
Ne kadar eleştirilirse eleştirilsin 7 Ekim, unutturulmaya çalışılan Filistin davasını tekrar dünyanın gündemine oturtan günün adıdır.
Kim ne derse desin 7 Ekim, İbrahim anlaşmalarıyla hipnoz edilen Arap yönetimlerinin kerhen de olsa Filistin davasına sahip çıkmalarını sağlayan günün adıdır.
Kim nasıl yorumlarsa yorumlasın 7 Ekim, insanlık vicdanının uyanmasına sebep olan günün adıdır!
Kim ne söylerse söylesin 7 Ekim, Filistin davasını bütün dünyanın davası haline geldiği günün adıdır.
Kim ne derse desin 7 Ekim, İşgalci İsrail'in karizmasının çizildiği gündür!
Evet Gazzeliler ağır bedel ödedi de, peki İsrail hedeflerine ulaşabildi mi?
Onca teknoloji askeri güç ve imkâna rağmen esirleri kurtarabildi mi?
HAMAS'ı bitirebildi mi?
ABD'nin verdiği onca desteğe rağmen İsrail'in kaybının Filistinlilerin kaybından fazla olduğunu söylemek de mümkün.
İsrail onca yıldır dünyada biriktirdiği sempatiyi tükettti, kültürel ve siyasal alandaki desteğini kaybetti.
Başbakanı UCM'de savaş suçlusu bulundu. Çok güvendiği ABD'ye bile denizleri dolaşarak gitmek zorunda kaldı!
ABD'nin bütün desteğine rağmen savaşta verdiği kayıplar kendi vatandaşlarını bile ayağa kaldırdı.
İsrail içinde hükümete karşı yapılan protesto eylemleri Filistinlilerin hakkını korumanın değil kendi kayıplarına duydukları nefretin eseridir.
Bugünler geçip de İsrail'in gerçek kayıpları ortaya çıkınca 7 Ekim huruç harekâtının önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Son olarak HAMAS'ın Trump Planına karşı yürüttüğü diplomatik atak İsrail'i iyice köşeye sıkıştırmış durumda.
HAMAS plana verdiği zekice cevap ile İsrail'i masaya oturtmuş ve planı müzakereye açık hale getirerek yeni kazanımların önünü açmıştır.
HAMAS bu plan uygulandığı takdirde bir müddet vitrinde görünmeyebilir.
Ama HAMAS işgale karşı direniş ruhunu temsil ettiği için daha güçlü dönmesi de kuvvetle muhtemeldir.
Hâsıl-ı kelam, 7 Ekim'den bu yana İsrail, dünyadaki sempatisini ve desteğini her geçen gün biraz daha kaybetmiş ve yalnızlığa mahkum olmuş; Filistin ise tüm dünyada tarihinin en yüksek kabul ve desteğine kavuşmuştur!
Direnişin bundan sonraki merhalesi, bütün bu yaşananlardan gereken dersin çıkarıldığı, müstakil egemen Filistin devletinin kurulması merhalesidir!
Tabii ki İsrail'e de ABD'ye de kesinlikle güvenilemeyeceği için her türlü sürprize de hazırlıklı olmak gerekir!